Horatio translate Turkish

- Horatio.

Horatio...

Horatio?

Horatio.

Don't take a bullet for me, Horatio.

Benim için hatayı üstlenme Horatio.

Horatio, she was beaten near Dale's car. That's not proof he did it.

Dale'in arabasının yakınında dövülmesi cinayeti Dale'in işlediğini göstermez.

Mrs. Willis, this is, um... this is Horatio caine from miami P.D.

Bayan Willis, ben Miami Polisi'nden Horatio Caine.

Found something else Horatio, in his longs.

Ciğerlerinde de bir şey buldum Horatio.

Horatio, it's not what you think.

Horatio, düşündüğün gibi değil.

Horatio, it doesn't make sense, does it?

Hiç mantıklı değil.

Horatio is with Brad and his publicist.

Horatio, Brad ve onun halkla ilişkiler sorumlusuyla birlikte.

Okay, the photo on the left is from the prop gun that Danny cato gave Horatio.

- Bunun tercümesi ne? Soldaki fotoğrafta Danny Cato'nun verdiği sahne eşyası tabanca var.

Well, Horatio thinks we've got only one more bite at the apple.

Horatio, atılacak bir adımımızın daha olduğunu düşünüyor.

Horatio. Heard you caught Dan Cofield's killer. - Yeah, that's right.

Horatio, Dan Cofield'ın katilini yakalamışsın.

- Horatio. - Yeah?

- Evet?

Well, Horatio, we can rule out suicide for our Metrobus victim.

Otobüsün çarptığı kurbanın intihar ettiği ihtimalini eleyebiliriz.

Horatio, ran the hCG Beta Blood test you asked for.

- Koryonik gonadotropin testi yaptım.

My name is Horatio.

Seninki ne dostum?

Horatio.

Horatio.

- Horatio?

- Horatio?

Horatio... if I need to get my kids out of town, you'll tell me, right?

Horatio. Çocuklarımı şehir dışına çıkarmam gerekirse haber verirsin, değil mi?

Your brother's in danger, Horatio.

Kardeşin tehlikede Horatio.

Horatio, what is going on?

Neler oluyor Horatio?

- Horatio, you're the only one I can trust.

- Horatio. - Güvenebileceğim sadece sen varsın.

When he's got no other choice, Horatio.

Başka çaresi yoksa göz yumar Horatio.

Hey, Horatio, look at this.

Hey, Horatio. Şuna bir bak.

Yeah, this is Horatio Caine.

Ben Horatio Caine.

Every time I see Horatio.

Ne zaman Horatio'yu görsem.

Horatio, the kid had the vic's blood all over his body.

Horatio, çocuğun her tarafı kurbanın kanına bulanmıştı.

He confessed to me, Horatio.

Bana itirafta da bulundu Horatio.

Yeah, Horatio said she was trying to sell her boat.

Evet tekneyi satmaya çalışıyorlarmış.

Hey, Horatio, take a look at this.

Horatio, şuna bir bak.

She wasn't just struggling for air, Horatio.

Solunum güçlüğü çekmemiş Horatio.

Horatio's not gonna like it.

Horatio'nun canı sıkılacak.

Horatio?

Horatio?

I mean, I'm all for backing Horatio, but come on. The kid did it.

Tamam, Horatio'ya destek olmak isterim ama cinayeti çocuk işlemiş işte.

That's what Horatio was talking about.

Demek Horatio bunu kastediyordu.

I'll call Horatio.

Horatio'yu arayacağım.

I don't know who this boy is, Horatio.

Kim olduğunu bilmiyorum Horatio.

Horatio's got a suspect on ice.

Horatio'nun gözaltında tuttuğu bir şüpheli var.

Horatio. Yeah.

- Horatio.

We should call Horatio.

Horatio'yu arasak iyi olacak.

Horatio, did we get a confession?

Horatio, itiraf ettirebildik mi?

You think a guy like Darius can stop on his own, Horatio?

Sence Darius gibi bir adam kendiliğinden durur mu Horatio?

I'm here with Lieutenant Horatio Caine, Miami-Dade PD.

Yanımda Miami-Dade Polis Biriminden Komiser Horatio Caine var.

Horatio... a business card.

Horatio, kartvizit buldum.

Horatio...

- Horatio...

That's what Horatio was talking about.

Horatio'nun bahsettiği de buymuş.

Actually, you're in mine Horatio.

Asıl sen benimkine girmişsin.

Horatio.

Bay Seaver'ın hemen gelip benimle görüşmesini sağla.

Hey.

- Horatio...

no.

Benim adım Horatio.

Just finished post on Horatio's garage shooting.

Horatio'nun garaj cinayeti otopsisini yeni bitirdim.