English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Horizontally

Horizontally translate Turkish

72 parallel translation
Well, if all rocks were deposited horizontally, he couldn't work out why this grey one was vertical underneath.
Eğer tüm kayalar yatay biçimde yayılmışsa bu gri olanın neden altta dikey biçimde uzandığını anlayamamıştı.
If they set foot here, they'll stay here for good - horizontally!
Buraya adımlarını atarlarsa, sonsuza dek toprağın altında kalırlar.
It sprawls out horizontally over 452 square miles of valleys and upland... of foothills and beaches.
Vadileriyle, tepeleriyle, bayırlarıyla 730 kilometre kareye ulaşıyor.
All the hussies you've had as models, vertically and horizontally!
Nerede bir aşüfte varsa her pozisyonda model olarak kullandın.
To stop the cartridge exploding turn the catches horizontally.
Kartuşun patlamasını önlemek için kilitleri yatay olarak çevir.
The second took off horizontally, straight through a henhouse, and killed 40 roosters.
İkincisi yatay uçup direk kümese girdi ve 40 horozu öldürdü.
We'll leave as quiet... as we were going out horizontally.
Bir ceset kadar sessiz olacağız.
Why did his sword fly off horizontally?
Peki neden kılıç dikey havalandı?
I can only advance horizontally.
Yatay olarak ilerleyebilirim.
I conquered the Holy Mountain Horizontally!
Kutsal dağı yatay olarak fethettim!
'A Shakespearean sonnet on the other hand " would score high both horizontally and vertically'yielding a massive total area ; :
Öte yandan, bir Shakespeare şiiri hem yatay, hem de dikey eksende toplam ağırlık alanı bakımından yüksek bir değere sahiptir.
Cepillármelos Either way, because the brush always horizontally... and when I do, he says, " From top to bottom.
ya da dişlerimi fırçalayış şeklimden, çünkü ben hep yana doğru fırçalarım... böyle yaptığımda der ki, "Yukarıdan aşağıya".
Can you launch an ICBM horizontally?
- Yatay vurucular kurabilir misin?
Fine, I'll get you carried away horizontally.
Peki, seni parçalarına ayıracağım.
But the trunk grows horizontally, not vertically, and it can stretch almost as far along the ground as its more southerly relatives stand up above it.
Ancak gövde, dikey değil yatay olarak gelişiyor ve güneyli akrabalarının yukarı doğru uzadığı miktar kadar yüzey üzerinde yayılabiliyor.
Now, the idea is to get a line, diagonally or horizontally.
Bu oyun köşegenlerle ve yatay bir düzlemde oynanıyor.
- But this is moving away horizontally.
- Ama bu ufka doğru gidiyor.
On Earth, an object can move horizontally at one speed, but due to gravity, it will increase vertical velocity at a specific rate.
Yerçekimine karşı eşit kuvvet uygulanırsa sabit yükseklikte uçulabilir. Ama yer çekimi kanununa göre mutlaka aşağı çekileceğizdir.
WESLEY : Not horizontally, vertically.
- Yatay değil, dikey olacak.
I'm talking about waltzing horizontally.
Dansı yatayda devam ettirmekten bahsediyorum ben.
I'm talking about the whole fucking universe, moving ahead in time, not horizontally, man.
Ben zamanla içinde ilerleyen, lanet olası bütün evrenden bahsediyorum.
Horizontally?
Yatay şekilde.
Horizontally. / Yeah. Hurricane rain.
- Evet, kasırga yağmuru.
a strawberry. Paid her rent horizontally.
Kirayı yatay pozisyonda ödüyormuş.
She landed horizontally.
Yere yatay düşmüş.
All right, for her to land horizontally, she was either unconscious or dead before she hit the ground.
Pekala. Yatay olarak düşmesi için ya baygın olması, ya da yere çarpmadan önce ölmüş olması gerek.
Oh, these facial cuts run vertically and then here they go horizontally.
Yüzündeki kesikler... Dikey olarak devam ediyor ama burada yataylaşıyorlar.
But when the snow is blowing, horizontally across the Michigan Avenue Bridge, you can slip into these little bars...
Fakat rüzgâr karları üflerken Michigan Avenue Köprüsü'nü geçip ufak barlara dalarak muhteşem caz...
What makes both films, especially Lost Highway, so interesting is how they posit the two dimensions, reality and fantasy, side by side, horizontally, as it were.
Filmleri, özellikle de Lost Highway'i son derece enteresan kılan şey, iki boyutu yani.. ... fantazi ve gerçeklik boyutunu nasıl yan yana getirerek....... aynı düzlemde tutmasıdır
Yeah, only horizontally.
- Evet, sadece yatay olarak.
Troy isn't just falling vertically through the air, he can move horizontally, too.
Troy havada sadece dikey olarak değil dikey olarak da hareket edebiliyor.
On either side of the net are grids to hold the nets open horizontally when they're dredging behind the boat.
Balık ağlarının diğer yanındaki ızgaralar teknenin altında taraklama yaparken ağların yatay olarak açık kalmasını sağlıyor.
I had the same dream again, only this time, the infinity shape appeared vertically, rather than horizontally. Note that again, it intersects with six symbols, and that again, the six symbols only match one address, in our database.
Tekrar aynı hayali gördüm, sadece bu sefer, sonsuzluk işareti dikey olarak göründü, yatay bir şekil yerine, dikkat edin, bu diğer taraftan, altı sembolü engeller, ve yine de, altı sembol yalnızca veritabanımızdaki tek bir adresle uyuşuyor.
I barely had the courage to get out of my little trap door, and Jim, hanging on, I don't know how, managed to take a picture of me hanging on to a post at the very roof of the tower, with my body almost horizontally.
Neredeyse küçük gizli kapımdan dışarı çıkma cesaretini elde etmiştim ve Jim, asılı durarak, nasıl olduysa kulelerin en tepesinde bir direğe asılı dururken fotoğrafımı çekmeyi başarmış, vücudum neredeyse yatay şekildeyken.
I wonder how long it will be before they're working out horizontally.
Merak ediyorum da acaba ne kadar çalışabileceklerdi yatay olmadan önce.
- You can store those horizontally.
- Tamam bak onları yatay koyabilirsin.
Eyes are set horizontally while noses are set vertically
Gözler yatay konulmuştur burunlarsa dikey
So our thief glided two feet horizontally for every vertical foot that he dropped.
Yani hırsız dikey her metreye karşı, yatay olarak iki metre aşağı inmiş.
# Unless it's horizontally #
* Yatay olmak dışında *
It suggests that the blood - came in horizontally, not vertically.
Bu, bu kan damlasının yatay olarak geldiğine işaret ediyor, dikey değil.
Shot was fired from 3 feet away, but vertically, not horizontally.
Kurşun 1 metre mesafeden geldi, ama dikey olarak, yatay değil.
And then just above them a layer of red sandstone, which appears to have been laid down horizontally.
Hemen üstlerinde yer alan kırmızı kumtaşıysa sanki yatay olarak yerleştirilmiş gibi.
But at some point in the past it must have been at the bottom of the ocean and formed horizontally by layer after layer of sediment.
Ama geçmişte bir ara kat kat biriken çökeltilerle okyanusun dibinde yatay olarak oluşmuş olmalı.
We're traveling vertically and horizontally at an incredible rate.
Dikey ve yatay olarak inanılmaz bir hızda hareket ediyoruz.
How would something like that cut him off horizontally at one ankle and vertically at the other?
Böyle bir şey nasıl olur da bir bileği yatay diğerini ise dikey şekilde keser?
There is a linear mark, 2.5 centimeters in width, situated horizontally on the upper neck.
Boynunun üst kısmında 2.5 cm genişliğinde çizgisel bir iz var.
Because then, you can control the light, and makes sure that it shines almost horizontally across the surface of the rock.
Çünkü o zaman ışığı kontrol edebilirsiniz ve zemin kesinlikle kaya yüzeyi boyunca yatay şekilde parlar.
Horizontally, Romantic literature
Yatay olarak romantik edebiyat...
Do it horizontally, as deep as you can.
Yatay bir şekilde, kesebildiğin kadar derin kes.
It slices documents, horizontally and vertically, into itsy-bitsy, teeny-tiny little pieces.
Makine, belgeleri dikey ve yatay olarak mini minnacık parçalara ayırıyor.
" Oh, I think I'll just use this line horizontally.
"Sanırım bu çubuğu yatay olarak kullanacağım."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]