Horst translate Turkish
192 parallel translation
"The Horst Wessel Song"
"The Horst Wessel Şarkısı"
I bet they sing the "Horst Wessel" song better than hymns.
Eminim "Horst Wessel" şarkısını ilahiden daha iyi söylüyorlardır.
Horst Bencker from Munich.
Horst Bencker, Münih'ten.
Perhaps you would like to hear me sing the Horst Wessel song.
Parti marşını da söylememi istersin belki.
It doesn't matter if the street-organ plays the official Nazi hymn - the Horst Wessel
Müzik kutusu doğu-batı şarkısının bir yorumunu çalıyor.
Horst, report our positions!
Horst, mevzilerimizi bildir!
Horst, infantry into assault!
Horst, piyadeler hücuma geçsin!
- They're not responding.
- Horst! Yanıt vermiyorlar.
If they don't come in 10 minutes, I'll go there and shoot you.
Horst, şimdi senin sıran. Daha fazla bekleyemem.
3rd battalion forward!
İkinci tanktan teğmen Horst konuşuyor :
It all depends on you now.
Horst!
Horst.
Horst.
I was just telling Horst that it really is... very unnecessary for him to feel uncomfortable, that he should be...
Ben de şimdi Horst'a kendini rahatsız hissetmesinin ne kadar gereksiz olduğunu söylüyordum, sen geldin.
- Who? Who was it? Horst.
Horst'la.
But you slept with Horst.
Ama Horst'la yatmışsın işte.
( translation ) Horst Gerlach, born 4 May... ( narrator ) The Suchdienst - the missing persons register.
Horst Gerlach, doğumu 4 Mayıs... Suchdienst, yani kayıp şahıslar bürosu.
May I introduce, Mrs. Ter Horst, Colonel Weaver.
Bayan Ter Horst u, tanıtabilirmiyim, Albay Weaver.
Mrs. Ter Horst speaks surprisingly good English, Colonel.
Bayan Ter Horst şaşırtıcı şekilde, iyi İngilizce konuşur Albay.
They think the Horst Wessel song is so...
Horst Wessel şarkısını bir şey zannediyorlar...
Horst Wessel was a pimp who supplied Hitler with baby faces like you.
Horst Wessel, Hitler'e senin gibi bebek suratlılar veren bir pezevenkti.
We sang the Horst wessel together, right on the streets.
Sokaklarda Horst Wessel Marşı'nı haykırmıştık.
- Well done, von Horst.
- Çok iyi von Horst.
- Von Horst!
- Von Horst!
I'm Horst.
Ben Horst.
Horst!
Horst!
Paul and Marcy, Horst and I went to Club Berlin for drinks.
Paul ve Marcy, Horst'la Kulüp Berlin'e içmeye gidiyoruz.
Paul and Marcy, Horst and I went to Club Berlin for drinks.
"Paul ve Marcy, Horst'la Kulüp Berlin'e içmeye gidiyoruz."
Minister of Justice, Dr. Horst, Orthopaedics.
Adalet bakanı, Dr. Horst, Ortopedi.
I'm a Volvo salesman for Horst Mueller!
Ben Horst Mueller için çalışan bir Volvo satıcısıyım!
I am Horst.
Ben Horst.
Yeah, sock it to'em, Horst!
Yeah, ağzını burnunu kır onun, Horst!
His access to information was his close relationship to Hedda Drescher, wife of Horst Drescher, a social-climbing young Nazi who ingratiates himself to his superiors by hosting elegant parties in his beautiful home.
Bilgiye ulaşmasını sağlayan Horst Drescher'ın karısı olan Hedda Drescher'a olan yakınlığıydı. Bu güzel evinde gösterişli yemekli partiler düzenleyerek üstlerinin gözüne girip yükselmeye kararlı bir Nazi.
On nights when they didn't have people over, I could bring tea and strudel up to the Dreschers'study and put a little schnapps in the tea so that Horst and Hedda would get tired and could retire early,
Ve eve misafir gelmediği geceler Drescher'ın çalışma odasına çay ve Strudel götürebilirim. Çaya biraz likör koyarım. Bu şekilde Horst ve Hedda yorulurlar ve erken yatarlar.
She's a famous concert pianist. And der Führer, like Horst Drescher, is a man of great pretensions.
Kendisi bir konser piyanistidir ve Führer de Horst Drescher gibi etikete önem veren biridir.
A week after my arrival, Horst Drescher was to give a dinner party that his chef would be unable to attend.
Şehre geldikten bir hafta sonra, Horst Drescher aşçısının katılamayacağı bir yemek vermek zorunda kalacaktı.
If God had intended me to work on my Mercedes, he wouldn't have given me Horst.
Tanrı, arabamla ilgilenmemi istese, bana Horst'u vermezdi.
- Horst?
— Horst?
Horst?
Horst?
Horst, when we get there, can you give me a hand, please?
Horst, oraya vardığımızda bana yardım eder misin?
Horst Immendorf.
Horst Immendorf.
- Take good care of her, Horst.
- Ona iyi bak Horst.
Horst and I intend to be married as soon as the divorce is finalised.
Horst ve ben, boşanma işlemleri sonuçlanır sonuçlanmaz evlenmeyi planlıyoruz.
He is now 2 years old and calls Horst, "Papa."
Şimdi 2 yaşında ve Horst'a "Baba" diyor.
- Hello, Horst.
- Merhaba Horst.
Horst is a luck horse.
Sen ne diyorsun? Horst bir şans atı.
Horst is the name of the jockey?
Horst jokeyin adı mı?
The horse is called Horst
Atın adı Horst.
the horses'name is Horst?
Atın adı Horst mu?
All on Horst
Hepsini Horst'a.
I don't care.
Horst!
Horst!
Anlaşıldı mı, yüzbaşı Schröder?