How's it going out there translate Turkish
70 parallel translation
How can I? Listen, I'm going out there too, the first money I get saved, if it's only bus fare.
Eğer sadece otobüs ücreti olursa, biriktireceğim ilk parayla ben de oraya gideceğim.
Lone Star 2, how's it going out there?
Tek Yıldız 2, nasıl gidiyor?
How's it going out there, Corky?
Nasıl gidiyor Corky?
How's it going out there?
Orada işler nasıl gidiyor?
How's it going out there?
Dışarıda durum ne?
How's it going out there?
Nasıl gidiyor?
Well they're always talking about how it's a big war going on out there.
Sahada büyük bir savaş var deyip duruyorlar.
I've got... How's it going out there?
Orada işler nasıl gidiyor?
How's it going out there?
- Burada bir şey var!
- Hey, Lou, how's it going out there?
- Lou, her şey yolunda mı?
- How's it going out there?
- Orada işler nasıl gidiyor?
How's it going out there?
Orada neler oluyor?
How's it going out there, Tom?
Tom, dışarıda işler nasıl gidiyor?
How's it going out there?
Orada havalar nasıl?
How's it going out there, Captain?
Kaptan, dışarıda işler ne durumda?
People always desire to have the best seat in the house which is the row directly behind the families but no matter how you map it out there's always going to be some seats some targets... harder to get to than others.
İnsanlar herzaman evdeki en iyi koltuğu ki direk olarak ailelerin, arkasındadır, elde etmek ister fakat nasıl haritalandırsan da, ulaşması diğerlerinden zor olan bazı koltuklar bazı hedefler... olmaya devam edecek.
Mitchell, how's it going out there? Not so good.
- Mitchell, nasıl gidiyor?
He has, he has a zest for life that keeps him going and keeps him working and he's interested in things, he's interested in what happens out there and how this will play out and how it'll turn out,
Yaşama dair hazzı, çalışmaya devam etmesini sağlıyor. Ve birçok konuya ilgi duyuyor. Dışarıda olanlarla, bunun nasıl yürüyeceği ve nasıl değiştirileceğiyle çok ilgileniyor.
how's it going out there?
Nasıl gidiyor?
How's it going out there?
Dışarıda işler nasıl gidiyor?
- How's it going out there?
- Dışarıda durumlar nasıl?
Unless we find out how to stop it, there's going to be a lot more infected people.
Bunu nasıl durduracağımızı keşfetmedikçe, bir çok insana daha bulaşacaktır.
Yeah, thing about Luminol- - no matter how long the blood's been there, no matter how hard you try to scrub it out we're going to find it.
Evet, şu Luminol denen kimyasal şeyle ne kadar zaman geçerse geçsin yerdeki kanı ne kadar sert fırçalarsan fırçala bulabiliyoruz.
- How's it going out there?
- Orada işler nasıl.
- How's it going out there?
- Nasıl gidiyor?
How's it going out there?
- Orada işler nasıl gidiyor?
So how's it going for you out there on the road, Boomer?
Yolculuk nasıl geçiyor, Boomer?
Now let's go out there and show the school how cool it's going to be, how cool we can be.
Hadi, okula ne kadar harika olacağını gösterelim ne kadar harika olacağımızı.
How many murders is it going to take before you start believing that this maniac's out there?
Sen o manyağın dışarıda bir yerlerde olduğuna inanana kadar kaç cinayet daha işlenecek?
How's it going out there?
Orada her şy nasıl gidiyor?
Imagine how awesome the adventure's going to be when it's time for usto go out there.
Bizim için yeterli büyüklükte bir maceranın ne kadar mükemmel olacağını hayal etsene.
How's it going out there?
Dışarıda durumlar nasıl?
How's it going out there?
Senin orada nasıI?
How's it going out there?
- İşler nasıl gidiyor?
Hey, how's it going out there?
Orada durumlar nasıl?
Yeah, Linda assured me that if I leave the place how it is, then I'm gonna be out of a job, and anyway, she's not going to be there.
Linda dükkândan çıkarsam beni kesinlikle kovacağını söyledi.
I don't know how long it's going to take to sell this place, and there's just a lot of stuff to work out before we buy anything.
Burayı ne zaman satabileceğimi bilemiyorum ayrıca yeni bir şey almadan önce yapmamız gereken pek çok şey var.
How's it going out there?
İşler nasıl gidiyor orada?
Hey, dip, it's mad dog. Get your head out of your crack, and figure out how you're going to get that dry wall hung on that Nottingham job before I have to come down there at this, like a... goes on like that for a bit.
Oraya gelip seni becermeden önce, kafanı kaldırıp şu kuru duvarı nasıl halledeceğine bir karar ver devamı da bunun gibi.
How's it going out there?
Orada işler nasıl?
How's it going out there?
- Nasıl gidiyor?
Hey, how's it going out there?
Nasıl gidiyor?
- How's it going out there?
- Dışarısı ne alemde?
[Chelsea Saylors] It's really cool to seem them out racing and how good they are at such a young age, and even if they aren't good, just seeing them out on the track going two miles per hour they're still getting out there and they're still going for it.
Yarış dışında onları görmek gerçekten heyecan verici bu yaşta bu kadar iyi olmaları ve, ve iyi değillerse bile, pistin dışında onları gördüğünüzde saatte 2 mil gittikten sonra bile yeniden sürmek için orada durmaları...
How's it going out there?
İçerisi nasıl?
I don't know how long it's going to be before Matt gets back and whatever the fuck's out there is big and if it gets in here, we're fucked.
Matt'in ne zaman geri döneceğini ve dışarıdaki şeyin ne kadar büyük olduğunu bilmiyorum ve buraya girerse boku yedik demektir.
How's the plan going out there? It's going very well.
Oradaki işler nasıl gidiyor?
How's it going out there?
Nasıl orada gidiyor?
How's it going out there?
Dışarıda işler nasıl gidiyor bakalım?
Hey. How's it going out there?
- Nasıl gidiyor?
How's it going out there?
- Durumlar nasıl?