How's it going over there translate Turkish
58 parallel translation
- Hey, how's it going over there?
- Orada işler nasıl gidiyor?
How's it going over there?
Nasıl gidiyor?
So how's it going over there?
İşler nasıl gidiyor peki?
How's it going over there?
Orada işler nasıl gidiyor?
So, how's it going over there? REALLY GOOD.
- Senin orada nasıl gidiyor?
You see, I've been lying there, going over the whole thing in my mind, how I screwed up my life and everything, and then it just hit me.
Burada yatmış, olan her şeyi düşünüyordum. Hayatımı nasıl ettiğimi falan. Sonra bir anda aklıma geldi.
- Jason, how's it going over there?
- Jason, evde işler nasıl?
How's It going over there?
- Nasil gidiyor?
It's a great thing because it means that no matter how many good-looking boys consistently disappoint us, or how many times we're convinced that this universe is going to begin and end with one of these moronic losers that someday when all of this crap is over with there might be our very own Clifton Smalls waiting for us.
Harika bir şey çünkü ne kadar yakışıklı erkek bizi hayal kırıklığına uğratsa da, ya da kaç defa evrenin bu moronlarla başlayıp biteceğine ikna olsak da bir gün bütün bu saçmalıklar sona erdiğinde, bizi de bekleyen kendi Clifton Smalls'larımız olabilir.
- How's it going over there?
Nasıl gidiyor?
Superman, how's it going in there? WONDER WOMAN [OVER RADIO] :
Süpermen, orda durum nasıl?
So, how's it going over there?
Ee, orada işler nasıl?
- So how's it going over there?
- Bu harika. - Peki nasıl gidiyor?
- hey, how's it going over there?
Öncesinden daha iyi.
- So, how's it going over there?
- Daha tuhaf diyebilirim.
I've been going over the SGC files on that, and there's still a lot of unanswered questions about how it works.
O konuda YGK komutanlığı dosyalarına bakıyordum ve hâlâ nasıl çalıştığı hakkında bir sürü cevapsız soru var.
How's it going over there?
İş nasıl gidiyor?
So, how's it going over there?
Orada işler nasıl?
How's it going over there, Stu?
Nasıl gidiyor Stu?
How's it going over there?
Orada durumlar nasıl?
Seriously, how's it going over there?
Cidden, orada durumlar nasıl?
- How's it going over there?
- Orada işler nasıl gidiyor?
How's it going over there?
İşler nasıl gidiyor?
How's it going over there, chief?
orda nasıl gidiyor şef?
How's it going over there, son?
Nasıl gidiyor evlat?
How's it going over there in your, uh, deserted mine shaft or whatever?
Terk edilmiş maden kuyunuzda ya da her neyse, işler nasıl gidiyor?
- How's it going over there?
- Nasıl gidiyor?
- How's it going over there? - Uh, it's- -
Sen de durumlar nasıl?
So, how's it going over there?
Ah, orada işler nasıl gidiyor?
How's it going over there?
Orada nasıl gidiyor işler?
God. - How's it going over there?
- İşler nasıl gidiyor orada?
How's it going over there?
Evde işler ne alemde?
How's it going over there?
Oraya nasıl gideriz? - Köşeyi dön.
Um, how's it going over there?
Orada işler ne durumda?
How's it going over there?
Orda hayat nasıl gidiyor?
How's it going over there?
Selam. Nasıl gidiyor?
- How's it going over there?
Orada durumlar nasıl?
Penny, how's it going over there? Good-
Penny, senin nasıl gidiyor?
- How's it going over there?
- Orada durum ne?
How's it going over there?
Ne var ne yok oralarda?
But mostly... You have no idea how hard it was for me to be stuck over there knowing... what you were going through back here.
Ama en kötüsü de orada sıkışıp tekrar geri dönmenin benim için ne kadar...
How's it going over there?
Orası ne durumda?
How's it going over there?
Orada nasıl gidiyor?
How's it going over there with my dad?
- Babamla nasıl gidiyor? - Harika.
How's it going over there?
Orada durum nasıl?
Hey, how's it going over there?
1 ay sonra
How's it going over there?
Orası nasıl?
So how's it going over there?
- Eee, ne durumdasın?
- Hi. How's it going over there?
Orada işler nasıl?
So how's it going over there with Hookstraten?
Hookstraten'la nasıl gidiyor?