How are things with you translate Turkish
214 parallel translation
- How are things with you, Achmet?
- Nasılsın, Ahmet?
- How are things with you, Mike?
- Sen nasılsın Mike?
How are things with you?
Sen nasılsın?
How are things with you?
Senden ne haber?
How are things with you?
Senin şeyler nasıl?
- How are things with you?
- İşler nasıl gidiyor?
- How are things with you, Bill?
- NasI gidiyor, BiII?
How are things with you?
Hayat nasıl gidiyor?
How are things with you, Kerim?
Senden n'aber Kerim?
- How are things with you?
- Siz nasılsınız?
So, how are things with you today, Mr. Johnson?
Bugün nasılsın bakalım Bay Johnson?
How are things with you?
Senin durumlar nasıl?
So how are things with you, Peg?
Sende ne var ne yok Peg?
How are things with you and Elizabeth?
Elizabeth ile aranız nasıl?
How are things with you and Noel?
Noel'la ne durumdasınız?
How are things with you and Ling?
Ling'le nasıldınız?
So how are things with you and Daphne, hmm?
Daphne ile işler nasıl?
- How are things with you?
Sen nasılsın?
How are things with you?
Gemide durum nasıl?
- How are things with you?
Sizin nasıI gidiyor? İyi.
How are things with you?
Bugün durumlar nasıI efendim?
How are things with you?
- Günlerin nasıl geçiyor?
How are things with you and Nick and Sara?
Nick ve Sara'yla aranız nasıl?
How are things with you and Pam?
Pam'le ilişkiniz nasıl?
Tell me, how are things with you and Amin?
Söylesene, Emin'le durumunuz ne alemde?
How are things with you, Bod?
Senden ne haber, Pod?
So... how are things with you and Rex?
Rex'le aranız nasıl?
Um... How are things with you and DJ?
Senle DJ'in arası nasıl?
If you don't mind me asking, how are things with you and Dan?
Sormamda bir sakınca yoksa şayet, Dan'le aranız nasıl?
How are things going with you?
Hayatın nasıl gidiyor?
HOW ARE THINGS WITH YOU?
İşler iyice sarpa sardı, Çin'le, değil mi?
How are things going with you?
Peki ya sen ne alemdesin?
You know how these things with the bank are
Banka işleri nasıldır bilirsin.
You are not ignorant, now that you know who I am how opposed it is to all my own interests and with my father's permission I hope you will allow me to say that, if things depended on me, it would never take place.
Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim. Babamın izniyle şunu demek isterim ki, eğer işler bana kalsaydı bu evlilik asla gerçekleşmezdi.
How ugly you are with those things in your ears, Aunt!
Kulağındaki o şeylerle ne kadar çirkin görünüyorsun, Hala!
Hey, how are things with you and Angela?
Angela ile araniz nasil?
I just want you to know how sorry we are, that things got so fucked up with us and Mr Wallace. It...
Bay Wallace ile aramızda böyle kötü şeyler olmasına gerçekten çok üzüldük.
Check in with you when we get back to Babylon 5 and see how things are going.
Babil 5'e döner dönmez seninle bağlantı kuracağız.
Did you ever talk to your mom about how things are with Tommy?
Annene bunu anlattın mı?
Honey, do you know how many things are wrong with that sentence?
Tatlım, cümlede kaç yerde yanlış kelime kullandığının farkında mısın?
You know how things are with us.
Ne sanıyorsun sen?
How are things going with you?
Nasıl gidiyor?
So, Lenny, how are things working out with you and that girl next door?
Lenny komşu kızıyla işler nasıl gidiyor?
So how are things going over there, you know, with our friend?
Pekala, işler nasıl gidiyor? Dostumuzla?
So... how are things with you and...
İşler nasıl bakalım?
And, kitchen sink, how do you fell, with these things that are being used, to clean you up?
Ve mutfak lavabosu olarak, sizi temizleyen ürünler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tell me, Cousin Sabine, how do you think things are with me?
Söyle Kuzen Sabine, durumum nasıl?
- And you? How are things with Delacroix?
- Delacroix'le nasıl gidiyor?
How would you like to be taken away without your things? How would you like to know people are watching you all the time? How would you like to know your letters are being read, and that you can't communicate with people?
Evinizden alınmayı, insanların sizi gözlediğini, mektuplarınızın okunduğunu bilmeyi ve insanlarla iletişim kuramamayı siz nasıl karşılardınız?
How are things at home with you and Rico?
Evde işler nasıl?
How are things going with you and Nathan?
Nathan'la aranız nasıl?