English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How could you have known

How could you have known translate Turkish

87 parallel translation
How could you have known?
Nereden bilebilirdiniz?
How could you have known Robin and your daughter were abducted on the same night?
Kızının ve Robin'in aynı gece kaçırıldıklarını nereden bilebilirdin ki?
How could you have known about his vicious character?
Onun gerçek yüzünü nereden bilebilirdin?
How could you have known?
NasıI bilebilirdin ki?
How could you have known?
Nasıl bilebilirdin ki?
How could you have known it if you hadn't stolen it?
Eğer onu sen çalmasaydın, bunu nasıl bilebilirdin?
How could you have known?
Nasıl bilebilirdiniz?
How could you have known?
Nereden bilsinler ki?
But then, how could you have known?
Ama nereden bilebilirdin?
How could you have known that... you hired a notorious casino robber to plan my bachelor party?
Nasıl olur da, adı çıkmış bir casino... hırsızının, benim bekarlığa veda partimi organize etmesi için kiralarsın?
I mean, how could you have known it wasn't me, right?
Onun ben olmadığımı nereden bilebilirdin ki?
You didn't... you - - how could you have known what was gonna happen?
Sen yapmadin... Neler olacagini nasil bilebilirdin ki?
How could you have known? .
Nereden bilecektin ki?
How could you have known?
Yapma. Nereden bilebilirdin ki?
How could you have known he was gonna make that transfer?
Parayı havale edeceğini nasıl da bilebildi?
Poor farmers of Crowhurst, how could you have known?
Crowhurst'un zavallı çiftçileri, nasıl bilebilirdiniz ki?
How could you have known what he was gonna do before he did?
Daha yapmadan ne yapacağını nereden biliyordunuz?
How could you have known about the accident?
Kazayı nasıl bilebilirdin ki?
How could you have known what was gonna happen when you brought the gun back?
Silahı getirdiğinde neler olabileceğini nereden bilebilirdin ki?
How could you have known they were there before you took off the tape?
Bandı çıkarmadan önce orada olduklarını nasıl bildin?
How could you have known there was going to be an outbreak?
Orada salgın hastalık olacağını nereden bilebilirdin ki?
How could you have known it would lead to cannibalism and murder?
Olayların yamyamlığa ve cinayetlere varabileceğini nereden bilebilirdin?
How could you have known?
Nereden bilecektin ki?
But how could you have known that it would affect her that way?
Ama bu şekilde hastalandığını nereden biliyorsunuz?
Yeah, but come on, how could you have known he was some kind of lying man-whore?
Hadi ama, adamın fahişelere düşkün bir yalancı olduğunu tahmin edemezdin.
But how could he have known you'd returned?
Ama senin döneceğini nereden bilebilir ki?
Dr. Smith if the defendant could have known what he was doing and that it was wrong how can you testify that he was legally insane?
Sanığın ne yaptığının ve yaptığı şeyin yanlış olduğunun farkında olması mümkünse... hukuken deli olduğuna dair nasıl yeminli ifade verirsiniz?
How else could you have known about Guy?
Başka türlü Guy'ı nereden bilebilirdin?
I shouldn't have let her Well, you can't blame yourself How could you possibly have known?
Kendini suçlayamazsın. Nereden bilebilirdin ki?
Well, how in the hell could he have known we were going to be there when you and I are the only two people in the world who knew that?
Sen ve ben, orada olacağımızı bilen tek kişilerken o orada olacağımızı nasıl bildi?
How could you possibly have known?
Bunu nasıl bilebilirdin?
How the hell could you have possibly known that?
- Sen bunu nerden bilebilirsin?
How could you not have known this, Bra'tac?
Bunu nasıl bilemezsin, Bra'tac?
How could I have known, you never said a thing...
Nasıl bilebilirdim, bana bir şey söylemedin ki...
How could I have known you lost both your arms in battle?
Savaşta iki kolunu kaybettiğini nerden bilebilirdim ki?
So how could she have known... that you offered your left hand?
Öteki türlü, sol elinizi uzatmanız gerektiğini nasıl bilebilirdiniz?
How could I have known, you never said a thing...
Nasıl bilebilirdim, bana birşey söylemedin ki...
How could you possibly have known?
Bunu nasıl bildin?
As an Ancient, how could you not have known?
Sen Eskiler'densin, bilmiyor olamazdın.
How could you possibly have known that?
Bunu nereden bildiniz?
How could you possibly have known?
Nereden bilebilirdin ki?
I mean, how else could we have possibly known how angst-ridden you were?
Oo hayır. Demek istediğim, Muhtemelen bildiğimiz sende başka Bu kadar korku dolu kişi yoktur.
And how could you have known that she died in the gutter
Korkunç bir şey.
Chloe, there's no way you could have known how dangerous she was.
Chloe, onun tehlikeli olduğunu bilmene imkan yoktu.
How could I have known it would teleport you here?
Bunun seni buraya ışınlayacağını nereden bilecektim?
How could you have possibly known this was going on?
Neler olup bittiğini nereden bilebilirdin?
I mean, how could she have known you'd be anchoring alone?
Nasıl olur da tek başına sunacağını önceden bilebilir?
How could you have known?
- Nasıl bilebilirdin ki?
How could you have been in so much trouble and me not have known?
Sen böyle bir bela içindeyken benim nasıl haberim olmaz?
I came to talk to you myself about how you could have known so much about those creatures.
Nasıl oluyor da, bu yaratıklar hakkında böylesine bilgilisin diye seninle konuşmaya geldim.
I meant about Peter. I mean, he seems like a nice guy, but how could you not have known?
Yani iyi bir adama benziyor ama nasıl anlayamadın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]