Howls translate Turkish
151 parallel translation
He howls and howls back at them.
Karşılığında o da uluyor.
Storm winds blow, the audience howls.
Fırtına rüzgarları esiyor, seyirciler uluyor.
Said he howls all night. Well, fishing any good in these parts?
- Böyle balık tutuluyor mu?
When it blows the typhoon howls and the clouds darken.
"Bir üflediğinde gökyüzü kararıp, tayfunlar kopar."
Howls for Sade, a film by Guy-Ernest Debord.
Sade İçin Ulumalar, bir Guy-Ernest Debord filmi.
Howls for Sade is dedicated to Gil J Wolman.
Sade İçin Ulumalar Gill J. Wolman'a ithaf edilmiştir.
Howls for Sade.
Sade İçin Ulumalar.
A coyote howls insults and is a coward.
Çakal Uluması korkakçadır.
When Mr West Wind howls in the glade
When Mr West Wind howls in the glade
Five years ago, there were no howls in the hermitage.
beş yıldan beri böyle uluyor.
I'm your watchdog that howls against the wolves.
Ben kurtlara karşı uluyan bekçi köpeğinim.
For all to be complete, for me to feel less alone, I only wish there would be huge crowds of onlookers at my execution, and that they greet me with howls of contempt.
Her şeyin tam olması ve kendimi daha yalnız hissetmemem için infazımda çok büyük bir kalabalık kitlesinin olmasını ve beni aşağılayan uğultularla selamlamalarını arzu ediyorum.
Howls of derisive laughter, bruce.
Aşağılayıcı kahkaha tufanı, Bruce.
He can run faster than a horse, faster than the stone wind that howls through the trees.
Bir attan hızlı koşabilir, Ağaçlar arasında inleyen rüzgardan... bile hızlı koşabilir.
When it howls, it's down below.
Estikçe yere yaklaşıyor.
It howls like a caged dog.
Kafesteki bir köpek gibi ses çıkarıyor.
Only that the crowd would be there to greet him with howls of lust and fury.
Sadece, onu şehvet ve öfke çığlıklarıyla selamlayan bir kalabalık vardı.
Suddenly the storm howls, and disaster is upon us.
Aniden fırtınalar kopar ve felaket üzerimize çöker.
He always howls when he hears music.
Müzik duyunca hep havlar.
While the baby howls at the world and every day grows stronger she shows little sign of recovery.
Dünyaya feryat eden bebek gün geçtikçe güçlenirken Alice bir türlü iyileşmiyor.
[Howls] No, sprocket, I didn't know I was renting from a bear.
Hayır Sprocket. Bir ayıdan kiraladığımı bilmiyordum.
He howls all night long.
Avaz avaz bağırır geceyarısı.
Even if he howls, even if he brings with him hatred and terror, no one will kill my first born child without killing me myself.
O ulusa bile, nefreti ve kiniyle bile gelse ve terör dahi getirse, bana kendimi öldürtmeden hiç kimse doğan ilk çocuğumu öldüremez.
Ghatotkatcha heaps, he howls into the clouds...
Ghatotkatcha yükleniyor, bulutların arasından uluyor...
" He screams and howls while sticking in her arse a dildo
" Kızın kıçına vibratör sokarken çığlıklar atıp inlemeleri...
Someone else howls this time!
Bu vakitler başka biri ulur!
... these kind of horrible, high-pitched howls.
Öyle korkunç, can havliyle havlıyordu ki.
He howls like a wolf and pinches the paper bazoombas.
Kurt gibi uluyor ve resimlerdeki memeleri mıncıklıyor.
Remember, opera ain't over until the Big Dog howls.
Unutma, büyük köpek havlamadan opera bitmez.
We hacked him up Amid his shrieks and howls.
Çığlık atıp, ulutarak dükü kesmiştik.
He howls when he hears that ambulance.
Ne zaman ambulansı duysa havlıyor.
She says you stare off into space, while your baby howls
Bazen bebek ağlarken, öyle boşluğa bakıp duruyormuşsun.
Is it only the wind that blows Or howls the heaven with us?
Bu esen sadece rüzgar mı yoksa cennet mi bizimle haykırıyor?
A counterpoint of painful howls
İnleyen zavallı düşman
No matter how the wind howls, the mountain cannot bow to it.
Rüzgar ne kadar inlese de dağlar ona boyun eğemez.
- [Both ] We're lesbians! - [ Dog Howls]
Biz lezbiyeniz.
- [Howls]
- [Howls]
The wind howls, darkest night,
Rüzgâr uğulduyor, gece karanlık, kopkoyu ;
( coyote howls )
( sırtlan sesleri )
Your old man's still got a few good howls
Babanın ulumalarında
Paula not only screams, she howls.
Tek bağıran Paula değil. Emin ol.
"The wind howls, the rain pelts down."
"Rüzgar uğulduyor, sicim gibi yağmur yağıyor."
He'd howl louder. Bloodcurdling howls.
Korkunç bir şekilde ulurdu.
" The storm brings darkness, the wind howls,
Fırtına karanlığı getirir. Rüzgâr ulur.
" lt howls at everyone
Herkese karşı ulur.
Yes'it howls and aches in there. If only you could hear the things it tells me in the nights.
Geceleri bana neler fısıldıyor bir bilseniz.
( howls ) So that girlie I've been chasin'?
Şu peşinde koştuğum kızı biliyor musun?
[Dog howls ] [ Crowd cheers]
Kurallar.
( howls ) I hear you, old fella!
Seni duyuyorum, eski dostum!
( howls ) Come on, come on, do it for Mama.
Haydi, haydi, bunu annen için yap.
( HOWLS )
Ooo!