English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Humiliating

Humiliating translate Turkish

1,715 parallel translation
Pray, detective, you are humiliating yourself.
Rica ediyorum daha fazla küçülmeyin Hocam.
- It's fucking humiliating!
- Küçük düşerim!
- Do you know how humiliating this is?
Bunun ne kadar aşağılayıcı olduğunu biliyor musunuz?
In effect for over 50 years, Geneva offered legal protections and prohibited interrogators from using torture, murder, or even humiliating and degrading treatment.
Gerçekten de, 50 yıldır, Cenevre Sözleşmesi yasal koruma sunuyor ve sorgulayıcıların işkence adam öldürme ve hatta aşağılama gibi teknikleri kullanmalarını yasaklıyordu.
And it may not be inhumane. It may be humiliating, but it may not be torture.
İnsanlık dışı olmamalıdır aşağılayıcı olabilir ancak işkence olamaz.
Our farewell ceremony was humiliating.
Son seremoni küçük düşürücüydü.
It's fucking humiliating.
Çok aşağılayıcıydı.
Boy, that was humiliating.
Bu çok küçük düşürücü bir şeydi.
It's humiliating.
Bu utanç verici.
Humiliating Atia.
Atia'yı küçük düşürmek.
It was humiliating and arduous, but I had made a promise to my daughter.
Küçük düşürücü ve zahmetliydi. Ama kızıma bir söz vermiştim. - Küçük düşürücü mü?
- Humiliating?
- Uç kelime.
That conquer you and to lose your employment... to have no means to support your family... it was a very humiliating experience.
onlar seni ele geçirecek ve Senin istihdamını ele geçirecek... yolları tutmak için kimse yokmu? o çok deneyimliydi.
Do you know how humiliating this is?
Bunun ne kadar aşağılayıcı olduğunu biliyor musun?
You know how many humiliating experiences before I thought of that?
Bunu akıl etmeden önce kaç tane küçük düşürücü tecrübem olduğunu biliyor musun?
I want Peter to do something really humiliating.
Peter'ın kendini küçük düşürecek birşey yapmasını istiyorum.
It was a gift for humiliating England.
İngiltere'yi utandırmak için bir hediyeydi.
Luke, it sucks to be betrayed by somebody that you love, but then to find out about it in front of everybody is really humiliating.
Luke, sevdiğin birinin sana ihanet etmesi berbat bir durum, ama bunu herkesin gözü önünde öğrenmen, oldukça aşağılayıcı oluyor.
I know. I'm just glad that when my time comes I won't have such a humiliating sendoff.
Biliyorum, zamanı gelince benim uğurlamam böyle utandırıcı olmayacak.
Do you have any idea how humiliating that was?
Bunun ne kadar küçük düşürücü olduğunu tahmin edebiliyor musun?
I don't want to be a part of some humiliating, semi -'50s throwback affair just because you're gorgeous and everything else that you are.
Sırf sen muhteşem ve başka bir sürü şeysin diye... Küçük düşürücü, 50lerdeki gibi başarısız ilişkilerinin bir parçası olmak istemiyorum.
It's so humiliating.
Bu çok aşağılayıcı.
That show of force, was that all about humiliating Dad?
Bütün o güç gösterisi babamı küçük düşürmek için miydi?
It's really most humiliating Signore Bedoli.
Bu çok küçük düşürücü bir davranış, Bedoli.
This is humiliating.
Bu çok aşağılayıcı.
I mean, it was totally humiliating, too,'cause they walked in on me.
Üstelik çok da küçük düşürücüydü. Çünkü beni yakaladılar.
Were you afraid she'd bring you down... or was it too humiliating that she was gonna leave you?
Gururunu kıracağını mı düşündün, yoksa seni terk edecek olması senin için çok mu küçük düşürücüydü?
- By humiliating me?
Beni toplum içinde küçük düşürerek.
Of course it's humiliating.
Tabii ki bu çok aşağılayıcı.
Delgado, it was so humiliating.
Delgado, rezil oldum.
What you and Noelle's parents did at that dinner was completely stupid, and humiliating.
Noelle'nin ailesiyle yemekte yaptıklarınız tamamen aptalca, ve küçük düşürücüydü.
Wait a minute. Let me see if I've got this right. The frontpage story about your humiliating ass-kicking doesn't bother you at all?
Dur bir dakika, doğru mu anlamışım, aşağılayıcı bir şekilde canına okunmasının manşetlere çıkması seni hiç mi rahatsız etmiyor?
It's just so humiliating.
Bu çok aşağılayıcı.
Expecially after that humiliating tennis tournament.
Özellikle o küçük düşürücü tenis turnuvasından sonra.
It must be so humiliating.
Küçük düşürücü olmalı.
Think I enjoy this humiliating farce?
Sence ben bu aşşağılık maskaralıktan zevk mi alıyorum?
I'm not going to bed. Not until you tell me why you insist on humiliating me.
Beni neden küçük düşürdüğünü anlatıncaya kadar uyumayacağım.
Every last humiliating bit.
Her aşağılayıcı anını.
Isn't that at all humiliating?
Kendini hiç mi aşağılanmış hissetmedin?
The dirty, humiliating truth.
Rezil, aşağılayıcı gerçeği.
Even more humiliating to have your frescort repo'ed.
Onu oda arkadaşı olarak alman daha da aşağılayıcı.
A pretty humiliating night for both of us, huh?
İkimiz için de utanç verici bir geceydi ha?
How humiliating.
Ne kadar aşağılayıcı.
It's so nice to see that you came back after taking a year off to lick your wounds And hide in the dank shadows of humiliating defeat.
Utanç verici hezimetin rutubetli gölgelerinde saklanıp, yaralarınızı sararak geçirdiğiniz bir yıllık aradan sonra sizleri burada görmek çok sevindirici.
It's humiliating.
Çok aşağılayıcı.
I've been humiliating you for the last year by not responding to you.
Son bir yildir, sana karsilik vermeyerek seni küçük düsürüyorum.
Do you have any idea how humiliating that was?
Ne kadar aşağılayıcı bir durum olduğu konusunda bir fikrin var mı.
That very well may be the most humiliating moment of your life.
Belki bu hayatındaki en aşağılayıcı andı.
Totally humiliating.
Tamamen küçük düştü ve hepsi aynı şeyi söyledi :
If it'll stop the humiliating trip down memory lane, please.
İhtiyatlı davranacağız sanıyordum.
It's humiliating.
Bu, küçük düşürücü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]