Hyang translate Turkish
120 parallel translation
Yi hyang ji gui
"Yi hyang ji gui"
written and directed by LEE, Jeong-Hyang
Yönetmen : LEE, Jeong-Hyang
My name's Mae-hyang.
Benim adım Mae-hyang.
I know a kisaeng, Mae-hyang, who's a Catholic.
Katolik olduğunu bildiğim bir geyşa var. Adı Mae-hyang.
Mae-hyang, Master Ohwon sent for you.
Mae-hyang, Usta Ohwon seni istiyor.
My name is Hyang-lan.
Adım Hyang-lan.
Hyang-lan...
Hyang-lan...
Mae-hyang left three years ago.
Mae-hyang üç yıl önce gitti.
Kwang-ho used to follow Hyang-sook around all the time.
Kwang-ho sürekli Hyang-sook'u takip edermiş.
Hyang-sook?
Hyang-sook mu?
You never intended to kill Hyang-sook at first, huh?
İlk başta, hiç Hyang-sook'u öldürme niyetinde değildin, değil mi?
This footprint was found at the site of Hyang-sook's murder.
Bu ayak izi Hyang-sook'un öldürüldüğü yerde bulundu.
So you didn't not kill only Hyang-sook, correct?
Yani sadece Hyang-sook'u öldürdün, doğru mu?
- Hyang-sook too?
- Hyang-sook da mı?
- Hyang-sook?
- Hyang-sook mu?
Hyang-sook.
Hyang-sook.
- Hyang-sook is pretty.
- Hyang-sook çok hoş.
But Hyang-sook grimaced too, huh?
Ama Hyang-sook da yüzünü buruşturdu değil mi?
The train tracks?
Hyang-sook'un boğazını... iyice sıktı. Tren rayları mı?
Strangling Hyang-sook's throat with it tightly.
Hyang-sook'un boğazını onunla sıktı.
Then, Hyang-sook's body shook a bit.
Sonra, Hyang-sook'un bedeni birden titreyiverdi.
Covered her head with her panties.
Hyang-sook'un külotu. Kafasına külotu geçirildi.
"Lee Hyang-sook"
"Lee Hyang-sook"
The victim's panties on her face, as with Hyang-sook.
Hyang-sook'daki gibi... kurbanın külotu yüzünde.
December 19 was Lee Hyang-sook.
19 Eylül, Lee Hyang-sook'un öldürüldüğü gündü.
When you dragged him up the mountain, he talked about Hyang-sook's death in so much detail.
Kwang-ho'da olduğumuz gibi. Geri zekalı Kwang-ho.
I told you I didn't! But how did he know the way she was strangled...
Hyang-sook'un cinayetini bütün ayrıntılarıyla anlatmıştı.
Gui-ok. Then, Hyang-sook's body shook a bit.
Ama nasıl olur da, boğuluş şeklini bilebilir?
With what? Her panties.
Sonra, Hyang-sook'un bedeni birden titreyiverdi.
You remember Hyang-sook? The girl that died.
İnersem beni öldürecek misiniz?
Hyang-sook is pretty.
Biliyorum. Seni öldürmeyeceğiz, haydi aşağı in.
But that night, when it rained, you saw her killed, huh?
Sen... Hyang-sook'u hatırlıyorsun değil mi? Hani ölen kızı.
That? I told you already.
Hyang-sook çok hoş.
You saw when Hyang-sook was murdered, didn't you? Here? Yeah, here.
Ama o gece... yağmur yağarken, onun öldürülüşünü gördün değil mi?
That night, did you see the killer's face?
Ormandaydık hani, size orada anlatmıştım. Hyang-sook öldürüldüğünde her şeyi gördün değil mi? Burada mıydı?
Sung Choon-hyang, I've found you.
Sung Choon-hyang... seni buldum.
Choon-hyang!
Choon-hyang!
Sung Choon-hyang!
Sung Choon-hyang!
Sir, before Mong-ryong finds Choon-hyang, why don't we release that video?
Efendim, Mong-ryong, Choon-hyang'ı bulmadan önce, o videoyu neden açığa çıkarmıyoruz?
Sung Choon-hyang. I've missed you.
Sung Choon-hyang, seni özledim.
Choon-hyang, you haven't changed...
Choon-hyang, hiç değişmemişsin.
You're so silly, Choon-hyang.
Çok aptalsın, Choon-hyang.
Choon-hyang, whatever it is you can't tell me... I'll find out what it is.
Choon-hyang, bana söyleyemediğin her neyse bunun ne olduğunu bulacağım.
He has a very important date.
Chung-hyang'la, önemli bir randevusu vardı.
What do you mean?
Chun-hyang'la ne demek istiyorsunuz?
You mean Choon-hyang?
Choon-hyang'ı mı kasdediyorsunuz?
Choon-hyang must be coming back from Japan.
Choon-hyang, Japonya'dan dönüyor olmalı.
Choon-hyang, that greedy thing.
Choon-hyang, seni aç gözlü şey.
Choon-hyang, you pick up the tab.
Choon-hyang, hesabı öde.
Choon-hyang, don't make me laugh.
Choon-hyang, beni güldürme.
Covered up Hyang-sook's head.
Bayan Kwon mu? Gui-ok.