English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hyperbolic

Hyperbolic translate Turkish

45 parallel translation
Hyperbolic course.
- Hiperbolik rota.
Well, it should be obvious to even the most dimwitted individual... who holds an advanced degree in hyperbolic topology... that Homer Simpson has stumbled into... the third dimension.
Hiperbolik topoloji üzerine akademik kariyeri olan en beyinsiz birey olarak ben bile Homer Simpson'ın... 3.boyutta olduğunu anladım.
Well - [Bleeping ] hyperbolic paraboloid - [ Bleeping] your mama.
Gelmişini geçmişini - Ananı avradını -
Divert all power to starboard engine and plot a hyperbolic fly-by.
Bütün gücü sancak motorlarına kaydır ve hiperbolik uçuş yap.
And the burns are second degree so you don't need a skin graft or that hyperbolic chamber.
Ve yanıklar ikinci derece olduğu için doku nakline falan ihtiyacın yok.
You're being hyperbolic.
Abartıyorsun.
Hyperbolic...
- Abartılı...
I don't want to be hyperbolic or anything, but I think we took things to a whole other level.
Her şeyi abartan biri olarak görünmek istemem ama sanırım dün işleri bambaşka bir boyuta taşıdık.
calleigh, I got a hyperbolic reflection 18 inches down.
Calleigh, 45 cm aşağıda hiperbolik yansıma var.
Bolyai's new geometry has become known as hyperbolic geometry.
Bolyai'nin yeni geometrisi hiperbolik geometri olarak tanınır.
but rather it had a hyperbolic orbit and was shooting through our solar system.
Daha ziyade, hiperbolik bir yörüngesi var ve güneş sistemimizin ortasından geçiyor.
That's a little hyperbolic, but, yeah, I know, I see where you're going.
O kadar abartılı olmasa da evet, amacını anlıyorum.
Okay, I was 7 years old, and I asked my dad if he could help me figure out a good estimate for the remainder term in the Taylor expansion of the hyperbolic cosine.
Pekala, yedi yaşımdaydım. Bir tahminde bulunmak için babamdan yardım istemiştim. Konu Hiperbolik kosinüsün Taylor açılımı'ndaki kalanlarıyla ilgiliydi.
You know, I still remember the time when you asked me for, uh, an estimate on the remainder term for a Taylor expansion of the hyperbolic cosine.
Biliyor musun, benden yardım istediğin zamanı hatırlıyorum. Bir tahminde bulunman gerekiyordu. Hiperbolik kosinüsünTaylor açılımı'ndaki kalanlarıyla ilgiliydi.
I'm merely being hyperbolic to prove a point.
Kastettiğimin anlaşılması için uç örnekler kullanıyorum.
I've read that piece, and... even you have to admit That is more than a little hyperbolic.
- O makaleyi okudum ve sen de itiraf etmelisin ki "birazcık abartılı" nın da ötesindeydi.
Self-righteous hyperbolic rant?
Kendini beğenmişin abartılı laf kalabalığı mı?
Haddie- - she's being hyperbolic.
- Haddie... Abartıyor.
He was being hyperbolic
Mübalağa yapıyordu.
A little hyperbolic, but I don't necessarily disagree.
Biraz abartılı ama ona karşı çıktığımı söyleyemem.
I've just designed a pocket hyperbolic quantum accelerator that will save civilization.
Bütün medeniyeti kurtaracak ve cebe sığabilecek bir hiperbolik kuantum hızlandırıcısı tasarladım.
Gosh. There is, however, a 50 % chance the pocket hyperbolic quantum accelerator could actually destroy civilization.
Gerçi, icâdım yüzde 50 ihtimalle medeniyetin sonunu da getirebilir.
I wish I had a pocket hyperbolic quantum accelerator I could use to destroy the world. "
"Keşke elimde dünyayı yokedebilecek cep boyutlarında bir hiperbolik kuantum hızlandırıcısı olsaydı."
I was there and you weren't, and if I happen to express myself a little hyperbolic ally, Emily, that's just the way I talk!
Orada olan bendim sen değil biraz abartılı şekilde kendimi ifade etmiş olabilirim Emily ama konuşma tarzım bu benim!
Oh, don't be so hyperbolic, darling.
Bu kadar abartma sevgilim.
He's being hyperbolic, I think.
Bence abartıyor.
I was being hyperbolic.
Mübalağa yaptım. Ortama renk kattım.
Give me four hyperbolic formations with 90 degree offsets!
90 derecelik açıyla 4 izobarik formasyon gösterin bana!
Hate hyperbolic speak.
Mübalağadan hiç hazzetmem.
I'm not being unduly hyperbolic, it's quite remarkable.
Boş yere abartmıyorum. Çok olağanüstü bir şey.
- I was just being hyperbolic.
- Abartılı konuşuyordum.
- - Don't be hyperbolic.
- Abartma sen de Frank.
That's a bit hyperbolic.
Biraz abartmadın mı?
- I was being hyperbolic.
- Abartılıydım.
A hyperbolic, and yet also an astute assessment, Detective Williams.
Abartılı ama bir o kadar da zekice bir tespit Dedektif Williams.
Hey, that's a little hyperbolic.
Bu biraz abartılı oldu.
When you say that everybody hates me, you're being a little hyperbolic, right?
Herkesin benden nefret ettiğini söylediğinde biraz mübalağa ediyordun, değil mi?
♪ I feel like, and not to be hyperbolic ♪
Abarttığımı zannetmiyorum
And not to sound too hyperbolic, but it is the Holy Grail of next-gen weapon defense.
Kulağa fazla abartılı gelmiyor olabilir ama bu şey yeni nesil savunma silahlarının kutsal kâsesi.
- the Republicans. - I'm not appeasing, I'm saying this hyperbolic language hurts us.
Ben ödün vermiyorum diyorum ki abartıIı dil can yakar.
Hyperbolic Pulse Generator.
Yüksek Frekansta Darbe Üretici.
Not to be hyperbolic, but humans are a decade away From fighting apes on horseback.
Mübalağa etmek istemem ama insanlar at sırtında maymunlarla savaşmaya on sene uzaklıkta gibi.
She was being hyperbolic.
Mübalağa ediyordu.
Oh, yeah, Eva's hyperbolic as shit.
Evet. Eva acayip mübalağa eder.
Detecting spacecraft launch on a hyperbolic trajectory.
Uzak yörüngeye doğru bir uzay aracının fırlatıldığı saptandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]