English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Jagermeister

Jagermeister translate Turkish

44 parallel translation
Jagermeister, maybe?
Jç'² germeister de olabilir?
Jagermeister, maybe? - ( CHUCKLING )
Jç'² germeister de olabilir?
Another Jagermeister.
- İşte başka bir Yoga Ustası.
Me and a bottle of Jagermeister.
Ben ve bir şişe Jagermeister.
I was unloading a case of Jagermeister back here, he comes in and heads right for the table by the fireplace.
Arka tarafta içki kasalarını indiriyordum, Sonra o geldi ve direk olarak şöminenin yanındaki masaya yöneldi.
I didn't want you to get Jägermeister in your cornrows.
Son yılımızdı. Örgülerine Jagermeister bulaşmasını istemedim.
You start with a splash of Jagermeister... - then add sloe gin... - Got that.
Bir kadeh Jagermeister'la başladın ve sloe cin eklersin...
For a limited time only, we are proud to present to you our barbeque, baby back, horseradish, mustard and peanut butter-encrusted ribs with a slight Jagermeister infusion sprinkled with chamomile leaves with a horseradish and dandelion salad on a bed of rice.
Izgaramızda dana sırtından, turplu... hardallı ve fıstık ezmeli pirzola var. Bitkisel likör ve Antemis yaprağı ilaveli... Ayrıca yanında pilav üzeri karahindiba salatası da veriyoruz
It's made out of Jagermeister...
İçinde Jagermeister var.
What's Jägermeister?
Baba Jagermeister ne?
Jägermeister.
Jagermeister.
- Oh. - One less Jagermeister, I might have ended up with the one I wanted.
Bir bira az içseydim doğru olanıyla işi pişirmiş olabilirdim.
It's like the Jägermeister air show all over again.
Jagermeister hava gösterisi gibiydi.
Stir a drop of Jagermeister into some pink lemonade, slice in some strawberry ChapStick, call it Cupid's ambrosia, and you can charge up to the wazoo.
Pembe limonatanın içine bir damla Jagermeister damlatıyorum, bir dilim dudak koruyucusu ekliyorum, adına Aşk Tanrısı'nın ölümsüzlük içkisi diyorum ve parayı cukka ediyorum.
You know that Jagermeister really makes you chatty.
Jagermeister iyice çeneni açtı, farkındasın herhâlde.
JAGERMEISTER.
Jagermeister.
I got him some grapefruit, a grandpa bran muffin, and a shot of prune juice and Jagermeister.
Ona biraz üzüm, kepekli çörek, bir bardak erik suyu ve Jagermeister hazırladım.
I would not say no to some Jagermeister.
Jägermeister likörüne hayır demem ama.
Maybe we should get some Jagermeister!
Belki de biraz Jagermeister almalıyız.
- Jagermeister?
- Jägermeister mı?
Sweat of their young bosom mixing with Jagermeister and the humidity of the bayou, jiggling for fool's gold.
Gencecik bağırlarının tatlılığı Jagermeister ile ve şehrin nemiyle karışır. Karşılıksız sallanırlar.
This pathetic thing you see before you is the price of cultivating a C.I. who likes Jagermeister and Dubstep.
Bu gördüğün acınası şey Jägermeister ve Dubstep seven * bir başkomiserin güvenini kazanmaya çalışmanın bedeli.
They smashed my glass tabletop with a bottle of Jagermeister.
Cam masamı bir şişe Jagermeister ile parçaladılar.
In that case I'm almost expert Jagermeister bottles.
Bu durumda bende Tekilla uzmanıyım.
They run out of Jagermeister?
Jagermeister bitti mi?
Christopher, put down the Jagermeister...
Christopher, bırak o Jagermeister şişesini elinden.
If I hadn't fallen asleep while driving for that exact 20 minutes, if I hadn't drank that exact whole bottle of Jägermeister, if I hadn't raped and mutilated that exact mulatto hitchhiker...
Araba kullanırken uyuyakalmasaydım 20 dakika boyunca. Bir şişe içkiyi mideye indirmeseydim. O orospuyu öldürmemiş olsaydım...
- Jägermeister and Cristal.
- Jägermeister ve Cristal.
Hey, any more Jägermeister around?
Hey, Jägermeister kaldı mı?
- Is that J? Germeister I smell?
- Jägermeister mi kokuyor?
We killed a bottle of Jägermeister. Does that counts?
Geçen hafta bir güvercin yakaladım, o sayılmaz mı?
Yeah, well, I used to pound Jägermeister.
Evet, eskiden Jägermeister likörüne de bayılırdım.
You know, sometimes I think it was God made me drink that Jägermeister, stick my arm in that concrete mixer.
Bazen Tanrı'nın işi diyorum. Jägermeister'ı içip karıştırıcının üstünde uyumamı o istemiş gibi.
- Right? - A little Jägermeister.
Alman Kanyagi.
Last night on the roof, before we went out I slipped something in our Jägermeister.
Dün gece çatidayken, disari çikmadan önce Alman Kanyagi'nin içine bir seyler karistirdim.
Cognac, Gin, Jägermeister?
Bir şey içer misin? Konyak, Rom ya da başka bir şey?
I should wash your mouth out with Jägermeister.
Hayatım, ağzını likörle yıkarım senin.
- Do you wanna do a shot of Jaeger?
- Bir tek Jägermeister ister misin?
- Daniel von... Jaermeister.
- Daniel von Jägermeister.
Who had the beer, and who had the shot of Jagermeister?
Bira, ve Jagermister şatı kimindi?
I mean, I have one cigarette, and the next thing you know, I'm dancing on the pool table, doing jager shots.
Bir sigaradan sonra bir de bakmışsın bilardo masasına çıkmış Jägermeister'ları kafaya dikiyorum.
( Lionel ) There's Scotch, gin, Jägermeister...
Viski, cin, Alman likörü var...
White and brown schnapps, OJ and Jägermeister.
Likör, cin ve daha bir sürü şeyin karışımı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]