Jaha translate Turkish
97 parallel translation
He lived in Jaha-mun, and his name... You scoundrel!
Jaha-mun'da yaşıyormuş, ismi de...
Jaha.
Evet.
Well, I told Jaha it's definitive.
Jaha'ya kesin olduğunu söyledim.
I shot Jaha.
- Jaha'yı vurdum.
He shot Chancellor Jaha.
Başkan Jaha'yı vurdu.
Jaha deserved to die.
Jaha ölmeyi hak etmişti.
Chancellor Jaha has approved a mission to Earth.
Başkan Jaha, dünyaya bir görevi onayladı.
- I'm not talking to Jaha.
- Jaha'yla konuşmayacağım.
Pretty sure you can't avoid Jaha forever.
- Jaha'dan sonsuza dek kaçamazsın.
Best-case scenario, they lock me up with the Grounder for the rest of my life, and there's no way in hell I'm giving Jaha the satisfaction.
En iyi ihtimalle, beni hayatım boyunca dünyalıyla hapis tutarlar. Jaha'ya o hazzı hayatta yaşatmam.
Jaha will kill me when he comes down.
Jaha buraya gelince beni öldürecek.
Chancellor Jaha has sacrificed as much as any of us.
Başkan Jaha da hepimiz kadar kayıp verdi.
Jaha was supposed to talk him out of it.
Jaha onu bu fikirden vazgeçirecekti.
Jaha, are you okay?
Jaha, iyi misin?
Jaha's lucky he cut his speech short.
Jaha konuşmasını kısa kestiği için şanslı.
Over and over, Jaha and the rest of you on the council betray our trust.
Her seferinde Jaha ve konsey güvenimize ihanet ediyor.
- He'll warn Jaha.
- Jaha'yı uyaracaktır.
You owe Jaha no loyalty.
Jaha'ya sadakat borcun yok.
I won't be. Because you brought this on yourself, Jaha!
Hatırlanmayacağım, çünkü kendin edip kendin buldun Jaha!
Chancellor Jaha, all stations are prepared for launch.
Başkan Jaha, tüm istasyonlar kalkışa hazır.
Anything more from Jaha?
Jaha'dan haber var mı?
- Jaha?
- Haydi ya!
Thankfully, Chancellor Jaha has found his way back to us, and we're discussing all options.
Neyse ki Başkan Jaha aramıza katılabildi ve tüm seçenekleri masaya serdik.
Major Byrne, Sergeant Miller, put Chancellor Jaha in the stockade.
Binbaşı Byrne, Çavuş Miller Başkan Jaha'yı nezarete yerleştirin.
We need to talk about Jaha.
Jaha hakkında konuşmamız lazım.
Camp Jaha, this is Mount Weather.
Kamp Jaha, burası Weather Dağı.
I've arranged for a caravan to take you and the wounded back to Camp Jaha.
Bir karavan ayarladım, seni ve yaralıları Kamp Jaha'ya götürecek.
I will take Jaha's staff and beat you to death with it.
Jaha'nın asasını alıp ölümüne döveceğim seni.
It's 4 mines down, infinity to go, Jaha.
Dört mayın gitti, sonsuz tane kaldı Jaha.
- - Jaha, But when I ask you, -
- Pekala ben sana sorayım.
86 days, on my, um, last box of food, so... really never thought I'd miss the ark this much, but anyway, Jaha, if you're seeing this, that would indeed mean you're not dead,
86 gün son yiyecek kutumdayım... Ark'ı bu kadar özleyeceğimi hiç düşünmezdim ama her neyse. Jaha, eğer bunu izliyorsan ölmemişsin demektir, o yüzden bok ye!
Jaha : John.
John.
- Jaha.
- Jaha.
Jaha.
Jaha.
Earth to Jaha.
Dünyadan Jaha'ya.
Come in, Jaha.
Buraya gel Jaha.
Bon voyage, Jaha.
İyi yolculuklar Jaha.
Chancellor jaha?
Başkan Jaha?
Otan's with jaha at camp.
Otan, Jaha'yla beraber kampta.
Jaha gave me the key to the City of Light, Abby... not drugs.
Jaha, Işık Şehri'nin anahtarını verdi bana Abby, uyuşturucu değil.
We need to talk about these things Jaha's distributing.
Jaha'nın dağıttığı bu şeyleri konuşmamız lazım.
Is that Jaha's backpack?
Jaha'nın çantası mı o?
If you're ready, Jaha has the key.
Hazırsan, anahtar Jaha'da.
Again, Jaha gave it to me.
Tekrar söylüyorum, Jaha verdi.
This would be Chancellor Jaha.
Başkan Jaha'dan bahsediyor olmalısın. Evet.
You'll need to distract the guards.
Jaha'yla birlikte olduğumu biliyorlar ama seni sadece - Nöbetçilerin dikkatini dağıtman gerekiyor.
They know I'm with Jaha, but they think that you're just a... Drunken idiot. I know.
- Ayyaş sanıyorlar, biliyorum.
Jaha's little chip-maker's got to be here somewhere.
Jaha'nın çip makinesi buralarda bir yerlerde olmalı.
I... yes.
- Jaha...
Jaha out.
Jaha çıkıyor.
- Jaha?
- Nedir?