Jailbird translate Turkish
147 parallel translation
Isn't there one thing you seem to have forgotten, that our word's as good as, or perhaps a bit better than that of a jailbird.
Seninde unuttuğun bir şey var, bizim söyleyeceklerimiz bir hapisane kuşunun söyleyeceklerinden daha önemli.
- Now, listen, you little jailbird -
- Dinle beni kodes kuşu...
- All right, I am a jailbird!
- Evet, kodes kuşuyum.
No jailbird is going to spend the night in Valley Tavern.
Hiçbir hapishane kuţu geceyi benim pansiyonumda geçiremez.
Don't pick on me for that jailbird being late.
O hapishane kuţu geç kaldý diye beni suçlama. Onu ben tutmadým.
Listen, jailbird, leave that truck there and don't take anything... or I'll put you back in the pen where you belong.
Dinle hapishane kuţu, arabayý orada býrak ve içinden bir ţey alma... yoksa seni ait olduđun hapishaneye geri gönderirim.
You wouldn't be much good in a fight, you jailbird!
Sen bir çatışmada işe yaramazdın, hapishane kuşu seni!
The jailbird's back! The jailbird's back!
Hapishane kuşu döndü.
If you know him, you must be a jailbird yourself.
Onu tanıyorsan sen de hapishane kuşu olmalısın.
- They know... son of a jailbird, cop-killer's son.
Hapishane kuşunu, polis katilinin oğlunu bilirler.
I'd like to look after him, if you don't mind putting up with an old jailbird.
eğer eski bir hapishane kuşu size sorun olmayacaksa ona bakmak istiyorum.
She had a jailbird boyfriend, too.
Aynı zamanda bir de hapishane kuşu erkek arkadaşı var.
You old cockroach, jailbird, turkey!
Seni yaşlı hamamböceği, hapis kuşu, hindi!
You're an old jailbird.
Eski bir sabıkalısın.
Imagine me, chairman of the Womens League, a jailbird.
Bir düşünsene, ben, kadınlar birliğinin başkanı, hapishane kuşu.
We know how you bought it, with money from a jailbird.
Onu nasıl aldığını biliyoruz, hapishane kuşundan aldığın parayla.
A girl thinks it's thrilling to sit in the same car with a young jailbird.
Kızlar genç bir hapishane kuşuyla aynı arabada bulunmayı heyecan verici bulurlar.
Now you don't wanna be a jailbird all your life, do ya?
Artık bir cezaevi kuşu olmak istemezsin öyle değil mi?
After all, the color of a man's skin is sometimes nothing compared to, well, a specimen like this, a lice-infected jailbird who walks in where he obviously doesn't belong and takes over as if he owns the place.
Doğrusu, bir adamın derisinin rengi ile, açıkça ait olmadığı bir yerde dolaşan, ve sanki kendi mekanıymış gibi rahat davranan bu tarz bitli bir hapishane kuşu hiç bir zaman karşılaştırılmaz.
Here's our hero, our ex-jailbird... flying high above his troubles.
Bizim kahramanımız da, eski bir mahkum olarak... bütün sorunlarının üstesinden geliyor.
A jailbird, I believe.
Bir hapishane gediklisi.
A jailbird.
Bir mahkum.
Send him to jail now, you make him a jailbird for life.
Şu anda onu hapse göndermek, hayatı boyunca onu bir hapishane kuşu yapardı.
Uncle "Jailbird" Joey?
"Hapishane Kuşu" Joey amcaya mı?
Don't mess with no jailbird, girl.
Hiçbir tutukluya bulaşma.
If the boy is the son of the jailbird... We'll be in trouble
Çocuk hapishane kuşunun oğlu ise başımıza bela olur.
Stop the jailbird
Hapishane kuşunu durdurun.
There's the jailbird.
Hapishane kuşu geldi.
One big, happy, jailbird family.
Hapishane kuşlarından oluşan büyük bir aile.
Please, Mr. Jailer won't you let this jailbird free?
Lütfen gardiyan serbest bırakmayacak mısın hapishane kuşunu?
Now your Darkwing Duck is just another jailbird.
Artık Darkwing Duck da hapishane kuşu oldu.
Fucking asshole jailbird is on the fucking bed!
Bu aşağılık hapishane kuşunu yatakta iş üstündeyken yakaladım!
Her new sweetie is a jailbird.
Yani kısaca yeni sevgilisi bir hapishane kuşu.
Excuse me, but isn't it customary for the jailbird to get one telephone call?
Afedersiniz. Hapsedilen bir kuşa telefon etme hakkı tanımayacak mısınız?
Rose, jailbird
Rose, hapis kuşu
Ha-ha! Your mom's a jailbird.
Annen bir hapishane gediklisi!
Isn't one jailbird enough.
- Bir hapis kuşu yetmez mi.
I call a jailbird anything I choose... and that's what you'll be.
İstersem sabıkalı derim. İstediğimi derim ve sonunda o olur.
Jailbird One, you are not cleared for takeoff.
Hapiskuşu 1, kalkış için izin verilmedi.
I now have proof that this no-good idiot jailbird while coming from a fine, upstanding weenie family is a two-timing snake.
Bu beş para etmez hapishane kuşunun seçkin bir aileden gelmesine karşın iki yüzlü bir yılan olduğuna dair kanıtlarım var.
An oily jailbird out for a piece of tail Or whatever he can get.
Önüne çıkan ya da kuyruğunu tutabileceği herkesle yatan ikiyüzlü eski hapishane gülü.
Jailbird!
Gideyim ben!
Fellow Irishman, fellow jailbird and rebel...
Yoldaş bir İrlandalı, yoldaş hapishane kuşu ve isyancı...
Wasn't he a jailbird, like myself.
O da benim gibi bir hapishane kuşuydu.
Do what you know, jailbird.
BiIdiğin Şeyi yap hapishane kuŞu.
My last jailbird had an ingrown hair in her groin.
Son mahkûmun kasık bölgesinde kıl dönmesi vardı.
Jailbird humor is hard to get sometimes. Sorry.
- Hapishane kuşlarının esprileri zor anlaşılır.-Üzgünüm.
Pat the Jailbird gave them to me.
- Hapishane kuşu Pat verdi.
Where's that jailbird?
Nerede o hapishane kuşu?
My cook is a french chef, Not an english jailbird.
Aşçım bir Fransız şef, bir İngiliz hapishane kuşu değil.
Pat the Jailbird?
- Hapishane kuşu Pat mi? - Evet.