Jarek translate Turkish
100 parallel translation
Jarek out.
Jarek dışarı.
Enlighten me, Mr. Jarek.
Nedir, Mr. Jarek.
Or Karek.
Jarek de olabilir.
Even if you marry Karek, I won't say no.
Jarek'le evlenmek istesen bile sana hayır demeyeceğim.
- Jarek.
- Jarek.
Nice try, Jarek.
İyi denemeydi, Jarek.
Hey, Uncle Jarek.
Selam, Jarek amca.
Jarek.
Jarek.
Uncle Jarek's the one who woke me up that night and told me my father had been killed.
O gece beni uyandıran, Jarek dayımdı ve bana babamın öldürüldüğünü söyledi.
Don't you think that's a little young for Jarek, Caleb?
Caleb, bunun Jarek için biraz genç olduğunu düşünmüyor musun?
JAREK : So you voted "not guilty," huh?
"Suçlu değil" oyu verdiniz.
What about your Uncle Jarek?
Peki ya Amcan Jarek?
JAREK : Hugh Killian?
Hugh Killian mı?
JAREK : There it is :
İşte.
JAREK : You okay?
- İyi misin?
JAREK : Seriously, you okay?
- Cidden, iyi misin?
Jarek, this could get us everything we have been working for.
Jarek, uğruna çalıştığımız şeyleri getirebilir bu.
JAREK : That's a sweet ride there.
Bu güzel arabaymış.
I can't get Jarek to sit still for more than an hour to make a final decision.
Jarek'e karar verdirmek için bir saatten fazla oturtamıyorum.
All I'm asking is that if you're gonna spill to Jarek that we're dating, just give me the heads-up first, okay?
Tek istediğim, Jarek'e çıktığımızı söylemeden önce bana haber vermen, tamam mı?
So tell me the truth, Uncle Jarek.
- Doğruyu söyle, Jarek amca.
Jarek, just tell me who this woman was to Dad.
Jarek, bu kadın babam için neydi onu söyle.
Good night, Jarek. No, come on.
- İyi geceler Jarek.
And I love you, Jarek... but we don't work.
Ben de seni seviyorum, Jarek. - Ama yürümüyor.
Go home, Jarek.
Evine git Jarek.
Or else you would've told me, Jarek!
- Yoksa söylerdin, Jarek.
- It's just... I can't do it alone, Jarek.
Bunu tek başıma yapamam, Jarek.
Whatever mistakes Vincent made, they were his own and they died with him, and I was not going to let anyone dishonor his name.
Ve Vincent'ın başındaki bela her neydiyse o bir kahramandı, Jarek. Vincent her ne yanlış yaptıysa bu onun kendi yanlışlarıydı ve onunla birlikte öldüler. Kimsenin onun adına leke sürmesine izin veremezdim.
Do not let Gibbons screw with your head, Jarek.
Gibbons'ın aklını karıştırmasına izin verme.
Jarek, I wouldn't be giving you time.
Bana biraz zaman tanımalısın.
I'd be giving Gibbons time.
Jarek, sana vakit tanıyamam.
Jarek, put the gun down. What are you doing?
Jarek, silahını indir.
And some of them aren't. - Jarek?
- Ama bazıları ölmedi.
- Yeah?
Jarek? - Evet?
You have to stop them, Jarek.
Onlara engel olmalısın, Jarek.
I said, "Don't worry. Jarek's fine, " aside from not having slept in a week,
"Bir haftadır uyumamasının sadece kafeinle beslenmesinin ve eski karısıyla sevişmesinin dışında" dedim.
Is Karek home?
Jarek evde mi acaba?
JAREK :
Nasıl gitti?
JAREK :
Öyle mi?
Hey. Jarek?
- Selam.
Whoo!
- Jarek?
Jarek...
- Jarek.
He would have been more than muscle, Jarek.
Kaba kuvvetin ötesinde bir şey olması gerekiyor, Jarek.
- And whatever troubles Vincent had he was a hero, Jarek. - Yeah, is that right?
- Bu doğru mu?
Well, they're not mutually exclusive, Jarek.
Bunlar birbirinden ayrı değil, Jarek.
Jarek.
Vincent senin kardeşin miydi?
Evers, stay out of this.
- Jarek.
Detective Jarek Wysocki.
- Dedektif Jarek Wysocki.
Uncle Jarek.
Jarek amca.
Jarek!
Jarek!
I said, uh...
- "Merak etme, Jarek iyi."