Java translate Turkish
298 parallel translation
Shiva, I dance for you tonight as the bayadères danced in the sacred temples of Java.
Shiva, bu gece senin için Java'daki tapınak dansçıları gibi dans edeceğim..
One shot'll dry you out quicker than all the coffee in Java.
Bir dublesi insanı Cava'daki tüm kahvelerden daha çabuk kurutur.
I thought we were going for java.
- Kafeye gittiğimizi sanıyordum.
Cut me a hunk of that banana cream and a cup of java.
Bana bir dilim muzlu kes ve bir fincan kahve ver.
Another cup of java.
Bir fincan cava daha.
Little drop of java will wake you up.
Bir parça kahve uykunu açar.
Shake a leg with that java, boys.
Şu kahve faslını çabuk halledin.
Just set the mug up with some hot java when —
Bardağıma biraz sıcak kahve doldurmaya niyetlenmişken- -
My watch was just about over... and I was goin'down for some hot java.
Görevim yeni bitmişti biraz sıcak kahve içmek için aşağı iniyordum.
Then you took a bus to 42nd Street in Times Square... and walked to the Silver Dollar at 46th Street and had a cup of java.
Otobüsle 42. Cadde ve Times Meydanï'na gittin. Silver Dollar'a yürüdün ve bir kahve ictin.
What about a cup of that hot java?
Birer bardak sıcak çikolata içelim mi?
Dancing girls in Java wear them.
Cava'da dans eden kızlar bunlardan takıyor.
Nicko? - Java, Ma.
- Cava, anne.
Bebop, going over to Tilly's for a cup of java.
Bebop. Tilly'nin yerine bir fincan kahve içmeğe gidiyorum.
I knew he could dance the java well.
- Ben onun Java dansı bildiğini biliyordum.
- But this is a Spanish java.
- Ama bu bir İspanyol javası.
You really ate them in Java?
Gerçekten Java'da bunlardan yedin mi?
Not only in Java. Here in Changi.
Sadece Java'da değil Changi'de de yedim.
Tex, you go put on the java while I work this out.
Tex, ben bunu hallederken, sen de onu götür.
From Java to Fiji he's wanted for piracy, for slavery, for mutiny for rape, murder, even some things that are not mentioned in the Bible.
Cava'dan Fiji'ye kadar her yerde aranıyor. Korsanlık, kölelik, isyan tecavüz, cinayet, hatta İncil'de bile bahsedilmeyen şeylerden dolayı.
From Venice to Java, from Manila to Angkor
# Venedik'ten Java'ya Manila'dan Angkor'a #
It's the Blue Java
Mavi Java
The greatest Java of all
Java hepsinden harika
Ron is going to tunnel from Godalming, here, to Java, here.
Ron Godalming'den Java'ya tünel kazacak.
- Java.
- Java'ya.
It's a bullfinch, from Java
Java'dan bir Şakrakkuşu.
And a 140-pound sack of Ceylon java coffee.
65 kiloluk bir çuval Cava kahvesi.
Java,
Java,
- Java?
- Java mı?
- Java good time? - Sure
- Java'da güzel zamanlar?
The last was from Java
Sonuncusu Java'dandı.
- Do not be stupid, now comes the Java!
Aptal olma, şimdi kahve geliyor!
You could use a cup of my famous java.
Kahve alabilirsin kendine.
You need a cup of my java.
Bir fincan kahve içsen iyi olur.
The java will be ready in a minute.
Kahve seni kendine getirir.
Get me a cup of java, will ya?
Bana kahve getirebilir misin?
I'll make you a cup of my famous java.
Sana kahve yapacağım
A cup of your hot java will fix me up.
Bir fincan sıcak kahve iyi gelir.
The unseen is all around us... particularly here in Java.
Görünmeyenler her yeri sarıyor... özellikle de burada, Cava'da.
If you want to understand Java... you have to understand the wajang... the sacred shadow play.
Eğer Cava'yı anlamak istiyorsan... Vacang'ı anlaman gerekir... kutsal gölge oyunu.
You are in old Java now, boss.
şu anda eski Cava'dasın patron.
- Little more java?
- Biraz daha alır mısın?
The prosecutor said that you landed in Java by parachute.
Savcı Java'ya paraşütle indiğinizi söyledi.
Were you not under the commander of Java?
Java komutanının emrinde değil miydiniz?
You know I came to Java in August.
Biliyorsunuz ki ; Java'ya Ağustos'ta geldim.
You know the commander in Java was captured in March.
Yine biliyorsunuz ki ; Java'daki komutan Mart'ta esir alındı.
Well, I suspect they thought we were an advance party... for a new campaign presumably the invasion of Java!
Sanırım onlar bizim Java'nın muhtemel işgali için bir öncü birlik olduğumuzu sanıyorlardı.
To Java!
Java'ya!
I was born in the south of Java, near the ancient temples of Bourabadour.
Jawa'nın güneyinde antik Bourabadour tapınağının yakınında doğdum.
Listen, I know that I'm in a bachelor's pad, and that I've got the forearms of a Java man, but I gotta tell you...
Dinle, bekârların sahasında olduğumu ve bir mağara adamı kadar kuvvetli kollarım olduğunu biliyorum fakat sana söylemem lazım.
- In Java.
- Cava'da takıyorlar.