Jawline translate Turkish
48 parallel translation
Look, Daniel, You May Never Have Gotten His Love Or Approval, But At Least You Got His Jawline.
Bak Daniel, asla sevgisini ve takdirini kazanamamış olabilirsin ama en azından çeneni ondan almışsın.
Nasal aperture narrow and tall, jawline flat.
Burun açıklığı dar ve uzun, gene bölgesi düz.
You can tell me. The cheeks, the jawline...
Kısmen mi yoksa tamamen mi doldurtdun?
It's all gibberish. 90 newton pounds per square inch angled at the jawline, renders 50 % of the female population unconscious, as defined by the obliteration of a friendship. Gibson.
- Santimetre kareye düşen basınç gücü sıkıcı konuşmalar, şuursuz kadın nüfusunun % 50'si arkadaşlığını bitireni tanımlarken...
will you move on to altering your jawline?
Çene hizanızla mı oynayacaksınız?
the jawline and the chin. Matching facial construction against the nypd mug shot database.
Yüz yapısı, New York Polis Teşkilatı surat fotoğrafı veri tabanıyla karşılaştırılıyor.
She's lucky her brains didn't end up on the reversible painting... like her jawline.
Beyni, aynı çene çizgisi gibi çift taraflı resimlere yapışmadığı için şanslı sayılır.
Angela, reduce tissue depth over the cheekbones to the jawline.
Ange, elmacık kemiklerinin üzerindeki doku değerlerini çene hattına kadar düşür.
Tissue depth of the cheekbones and along the jawline looks a little deep to me, but otherwise...
Elmacık kemiklerinin doku derinligi ve bununla birlikte çene bana biraz derin göründü ama öbür türlü...
See here in the jawline... the mmiii?
Çene hattını görüyor musun? MMIII.
Look at his jawline.
Çene çizgisine bakın.
Jawline looks good...
Çene çizgim iyi görünüyor...
Same jawline and chin...
Aynı çene çizgisi ve gırtlak...
You and Jack Donaghy are the cause of my jawline acne.
Çenemdeki sivilcelerin sebebi Jack Donaghy ve sensin!
I'm impressed by your success and your job and your... jawline.
Senin şu muhteşem iş adamlığından ve muhteşem karizmandan çok etkilendim.
She's got my jawline, my eyes, my ears.
Çenesi bana benziyor, gözlerimi, kulaklarımı almış.
Look at me, seriously, lana. And forget the eye bandage, but The hair, the strong jawline - -
Bana bir bak, cidden Lana göz bandını boş ver ana saçlar, keskin çene hattı sana kimi hatırlatıyorum?
Its obscene jawline.
O acayip çenesi.
That he takes inches off a waist, and a decade off a jawline.
Belin çevresini ve çene duruşunu ölçer.
Three ripping fissures, originating from behind the left jawline.
Alt çene kemiğinin dış hattından başlayan üç kesik izi var.
I look in the mirror and all I see is a grizzled veteran with smoldering brown eyes and a hero's jawline.
Aynaya baktığımda gördüğüm tek şey ak düşmüş saçlar ve için için yanan gözlerle birlikte keskin yüz hatları.
But the professor's jawline wasn't captured right.
Uzman Lee Yoon Sung tek çıkmamış.
The tension in your jawline gives it away.
Alt çenendeki gerginlik seni ele veriyor.
The chin? Jawline?
çene, çene hattı?
Check out that tight jawline.
Şu çenesindeki gerginliğe bak.
Well, kiddo, you're my hero for giving me a nice, strong jawline.
Evlat, bana güzel bir çene çizdiğin için benim kahramanım sensin artık.
Your jawline could cut glass.
Çene hattın bir camı kesebilir.
We need the illusion of a youthful jawline.
Gençlik estetiklerinin sihrine ihtiyacımız var.
If therapy has taught me anything, it's that I need to face my fears, even when my fears are engaged to a man with the chiseled jawline of a young me.
Eğer terapi bana bir şey öğrettiyse o da korkularımla yüzleşmem gerektiğidir her ne kadar korkum, benim genç ve çenesi yontulmuş versiyonumla nişanlanmış olsa da.
Anybody ever tell you you've got Ike's jawline?
Ike'nin çenesine sahip olduğunu söyleyen oldu mu sana?
Guy's jawline was more square.
Adamın alt çenesi daha dikti.
But... it would cause tremendous impact to the jawline.
Ama... çene hattında büyük bir etkiye neden olur.
Nobody has a jawline like that!
Kimsede yok böyle bir çene!
Tell me the jawline one more time.
Bana jawline bir kez daha söyle.
I suppose the jawline is the same, but...
Sanırım, alt çene hattımız aynı, fakat...
He was struck again along the jawline near the neck, But as I expected, it was not fatal.
İkinci vuruş çene kemiğinden boynuna kadarmış, ama bu beklediğim gibi, ölümcül değilmiş.
Your boy has a jawline for days.
Oğlunda sağlam çene varmış.
I was cancelling the flowers from Andre, the super hot florist with the jawline of a greek statue.
Andre'den çiçekleri iptal etmesini istiyordum. Hani Yunan heykelleri gibi çenesi olan süper seksi çiçekçi.
I mean, I see some of the noble refinement of Shanje Liro in the strong jawline, the bridge of the nose.
Aslında, burnunun üzerindeki o belirgin kemerde Shanje Liro'nun ışıltılarını görebiliyorum.
I'm just trying to make it look like you have a jawline.
Sanki çene hattın varmış gibi göstermeye çalışıyorum.
I do have a jawline.
Var zaten.
You have a jawline for days.
Kusursuz bir çene yapın var.
Well, frankly, you have no case, and no shot, and no idea how to blend your foundation at your jawline, so you need to back off, withdraw the case, and save yourself the embarrassment of everyone knowing that you're a loser.
Açıkçası hiçbir dosyanız ve şansınız yok. Ayrıca fondötenini çene hattına yedirmek hakkında bir fikrin de yok. Geri adım atıp dosyayı çekmeniz gerekiyor.
Make certain you capture my jawline.
Çene hattımı iyi çizdiğinden emin ol.
Yeah, for those who want a more delicate jawline.
Evet, daha narin bir çene isteyenlere göre.
I'd recognize that Heywood jawline anywhere.
Bu Heywood çene yapısını her yerde tanırım.
I was beginning to think she was weaker than Mitchell's jawline.
Mitchell'ın çene hattından daha güçsüz biri olduğunu düşünmeye başlamıştım.