English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Jeering

Jeering translate Turkish

39 parallel translation
That swine in the aquarium silly jeering dangerous brute with no more sense than...
Akvaryumdaki o domuz. Budala, alaycı, tehlikeli zalim, hiç bir mantık...
Ah, that lot's never happier unless they're jeering you.
O çocuk seninle alay etmeden mutlu olamıyor.
He always took a lot of jeering from the townsfolk.
Kasaba halkı genellikle onları gördüğünde dalga geçerdi.
There were several local residents and particularly some of the troops, they were jeering and sneering at us.
Orada bazı yerli halkla karşılaştık, ve askerlerin bir kısmıyla, bizi küçümsediler ve bizimle alay ettiler.
Jeering at my ring around the collar, do I?
Yakamın kiriyle dalga geçmesini istemem, değil mi?
You are jeering!
Alay ediyorsunuz!
Two officers in Boston were hacked to death... amid jeering crowds in an attack last night.
Geçen akşamki saldırıda iki memur coşkulu bir kalabalık tarafından biçilerek öldürüldü.
Do I hear sneering in this class? Do I hear jeering at another's misfortune?
Başkalarının talihsizliğiyle alay edildiğini mi duyuyorum yoksa?
( laughing and jeering )
Devam et, Antony.
Look how he's walking... ( chuckling ) with his tail between his legs, just like a little puppy dog. ( men jeering ) - Aw, Trev, he's lovely.
Bak nasıl yürüyor... Kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış, köpek yavrusu gibi.
- ( sing ) Not a king at all ( sing ) - [Jeering Continues]
Kral gibi değilsin...
( jeering ) Stevie got a stick!
( alay eder ) Stevie'de bir sopa var!
[Men Jeering, Metal Cups Clattering]
[Metalik ses]
[Crowd Jeering]
[Kalabalık sesi]
Although, if you don't mind me saying so that jeering when you came on the screen, a bit much, you know.
Ama kusura bakmazsanız siz perdede görününce kopan yaygara, biraz fazlaydı.
And now the crowd is jeering and even laughing at the champ.
"Seyirci şampiyona gülüyor, hatta dalga geçiyor."
Oh, thank God they're not jeering at us anymore.
Oh, çok şükür artık bize laf atmıyorlar.
JEERING
Senin için bir şeyim var.
The interesting thing is in the sounds, the jeering.
- İlginçlik seslerde, yuhalama.
Why don't you get back in there and turn some of that jeering into cheering?
Neden içeri girip yuhalamalarınızı tezahürata çevirmiyorsunuz?
( PEOPLE JEERING )
( İNSANLARI yuhalama )
I know many of you have heard a lot about me lately... ( Crowd laughing, jeering )
Benim hakkımda son zamanlarda çok şey duyduğunuzu biliyorum, Eminim beni de saçmalıktan başka bir işe yaramayan bir diğer politikacı olarak görüyorsunuz.
( Audience jeering ) President Obama... promised a discussion on race in this country.
Başkan Obama bu ülkede ırkçılık üzerine bir münazara yapacağına dair söz verdi.
All through dinner he sat there jeering at me.
Yemek boyunca oturup benimle dalga geçti.
JEERING Mr Cartwright, if you'd like to begin.
Bay Cartwright, başlamak isterseniz.
JEERING This was a particularly vicious and cowardly crime...
Bu bilhassa gaddar ve korkakça bir suçtu!
( crowd jeering ) Spider-man : Now what?
Yine ne oldu?
- [Station jeering and cheering]
Evet sonunda.
I love you, Ja... ( laughing, jeering )
Seni seviyorum, Ja...
Do you know who else vilified a tiny minority of financiers and progressive thinkers called the Jews? ( ALL JEERING )
Adına Yahudi denilen maliyeci ve ileri düşünürler azınlığını da küçümserlerdi.
( Crowd jeering )
( KALABALIK YUHALIYOR )
Come on. [MEN JEERING] What's next?
Hadi.
I performed for jeering cossacks seven times a day.
Slavları eğlendirmek için günde 7 kez gösteri yaptım.
[Gasping ] [ indistinct jeering] Yeah!
Hadi!
[AUDIENCE JEERING] Victory is not enough.
Zafer yeterli değil.
- ( Shouting and jeering )
İyi geceler
( People booing, jeering )
( YUHALAMA, ALAYLI GÜLÜŞLER )
JEERING AND FAINT APPLAUSE Did you hear what they were saying?
- Neler konuştuklarını duydunuz mu?
[all jeering] Oh, hell no.
Yok artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]