English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Jiggles

Jiggles translate Turkish

39 parallel translation
You know, hit the jiggles for a little rum boogie.
Birlikte çalkalayıp kurtlarımızı dökeceğiz.
' - Hey, Jiggles!
Hey, oynak!
jiggles like a jello mold...
jölemsi, hamur gibi.
Now, I have a chocolate shake, my ass jiggles for a week.
Şimdi, çikolatalı süt içsem, popom bir hafta sallanıyor.
That I can burp on command or the way my stomach jiggles when I brush my teeth?
İstek üzerine geğirebiliyor olmam mı dişlerimi fırçalarken göbeğimin titriyor olması mı?
Every time i swing that racket, everything jiggles.
Raketi her savurduğumda her şey sallanıyor.
If it's the same April I think it is then we work together at Jiggles.
Eğer aynı April ise sanırım biz Jiggles'da beraber çalışıyoruz.
It jiggles... and it rhymes with "jerry chello."
hafif oynak... ve Jerry Chello ile kafiyeli.
Right there, Jiggles Magoo.
- İşte şurası. Şişko seni!
It jiggles when he wiggles.
Hareket ettikçe, her yeri oynuyor.
I bring them in here to my niece, she jiggles the computer... juices them up another 200 minutes on a bogus account.
Onları toplayıp buraya, yeğenime getiriyorum o da bilgisayarın tuşlarına basıyor ve onlara 200 dakika daha yüklüyor.
Well, she jiggles just like two perfectly filled water balloons, but I'm afraid you'll never get to see them or touch them or make a motorboat sound with your mouth between them, because she is a lady!
Şey, içi dolu iki su balonu gibi titretiyor. Ama korkarım siz onları hiç göremeyeceksiniz ve dokunamayacaksınız. Ya da ağzını aralarına koyup, motor sesi çıkaramayacaksınız, çünkü o bir hanımefendi!
And, uh... your camera jiggles so that everybody knows you're watching a film.
Ve şey... kameran titrer böyle, böylece herkes bir film seyrettiğinin farkına varır.
Look, it even jiggles the right way.
Bak, onu sarsma dikkatli ol. - Dokunabilirmiyim?
He jiggles when I poke him.
Dürttüğümde titriyor.
I'm Jiggles.
Ben Jiggles.
- Well, hello, Jiggles.
- Merhaba, Jiggles.
Jiggles, I would like a Cadillac margarita...
Jiggles, ben bir Cadillac margarita alayım...
- Thank you, Jiggles.
- Sağol, Jiggles.
Jiggles, Jiggles, Jiggles.
Jiggles, Jiggles, Jiggles.
Bye, Jiggles.
Bay, Jiggles.
- You were like, "Take that, Jiggles."
- "Al şunu, Jiggles" der gibiydin.
- Mr. Bo Jiggles.
- Mr. Bo Jiggles.
Soap bubbles grow and divide with nothing more than a puff of air, so Jack slightly jiggles the vesicles and watches something incredible happen.
Sabun köpükleri büyüdü ve bölündü hiç bir şey olmadan sadece havayı soluyarak, yani Jack kabarcıkları hafifçe sarstı ve inanılmaz bir şey olduğunu gördü.
And it jiggles when I'm ( bleep ), too, it's not like it's just there.
Düzüşürken de sallanıyor orada öylece durmuyor.
He goes to the circuit box and... jiggles something.
Sigorta kutusuna gidip bir şeyleri karıştırırdı.
You know exactly what he jiggles or...
Tam olarak neyi kurcalardı biliyor musunuz?
TROUBLE WITH JIGGLES
JÖLECİK SORUNU
Let the record show that the defendant had claimed he destroyed Jiggles.
Kayıtlara da geçtiği gibi savunma makamı daha önce Jöleciği yok ettiğini iddia etmişti.
Skipper, Jiggles is different now.
Skipper! Jölecik artık çok farklı.
You see, I've changed Jiggles on a molecular level.
Şöyle ki : Jöleciği moleküler seviyede değiştirdim.
So, Jiggles is completely harmless?
Yani Jölecik tamamen zararsız mı?
Any type of violent impact will cause Jiggles to subdivide.
Her çeşit şiddetli darbe Jöleciğin bölünmesine sebep oluyor.
So the Jiggleses... Jiggles?
Peki, jölecik kitlesi.
Uh, what's the plural of "Jiggles"?
Onları böyle mi adlandırmalıyız?
I call it "Jiggles."
Buna "Sallantı" adını verdim.
- "Jiggles" sounds like a strip joint.
- Sallantı'yı striptiz kulübüne benzettim.
[jiggles handle] You look rough.
Kötü görünüyorsun.
( Jiggles handle ) ( Gurgling ) ( Gasps ) Oh, my God!
Aman Tanrım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]