Joints translate Turkish
917 parallel translation
The other joints, sure.
Başka mekanlar, elbette.
You're right, it's one of the frowziest joints I've ever seen.
Gördüğüm en dağınık salaş binalardan biri.
Its tail comprises five prismatic joints.
Kuyruğu beş prizmatik eklemden oluşur.
From joints, underground nests, caves and tumbledown houses there were gathered that night more than a thousand homeless children, crippled by the street.
Yeraltı yuvalarından, mağaralar ve yıkık evlerden, o gece orada toplanan binden fazla kimsesiz ve sakat çocuklar,
They're probably too busy looking for you to raid any joints like this.
Büyük ihtimalle, seni aramakla meşgul olacaklarından böyle bir yeri basmazlar.
They're selling to 7-800 joints between them.
Kendi aralarında 700-800 kadar mekana satış yapıyorlar.
- Those joints buy from us.
O mekanlar da bizden alacak.
Who's gonna stick his neck in those joints?
Kafasını o mekanlara sokup siparişleri kim alacak peki?
I've dropped enough money in Blackie Gallagher's crooked joints.
Blackie Gallagher'ın hileli batakhanesinde yeteri kadar para kaybettim.
Ha! Well, beer's the only thing I know how to say in these here French joints.
Bu Fransız mekanlarında söylemesini bildiğim tek şey bira.
See the joints are straight.
Sizin taraf düzgün olsun.
He's been hanging around these joints ever since he got out of stir.
Kodesten çıktığından beri burada takılıyordu.
Of all the dog-and-pony joints I've worked in, this tops them all.
Çalıştığım tüm iğrenç barlar arasında burası en iğrenci.
When you're climbing fire escapes, getting kicked out front doors and eating in one-armed joints don't forget your pal, Hildy Johnson.
Yangın merdivenlerini çıkarken, ön kapılardan kovulurken ve salaş lokantalarda yerken dostunuz Hildy Johnson'ı unutmayın.
You know, one of those marionette things, all strings and joints.
İpleri, eklemleri olan, şu bildiğimiz kuklalardan.
- He could move if it had flexible joints.
- Eger eklemleri esnekse edebilir.
Look, If we design it like this, on the principle of a diving suit with flexible joints here, yet capable of holding oxygen inside I think we'll have something.
Bak, böyle tasarlarsak, dalïs elbisesi ilkesine göre buralarda esnek eklemlerle, ama oksijen tutabilecek sekilde sanïrïm ise yarayabilir.
Of all the gin joints in all the towns in all the world she walks into mine.
Dünyanın onca kentinde o kadar batakhane dururken, o kadın benimkine geldi.
See, the joints are a bit rusty like mine, you know.
Gördün mü, menteşe de benim gibi azıcık paslanmıştı.
- Do you know what felly joints is?
- Jant bağlantı noktaları nedir biliyor musun?
She has violent pains in her joints, a boil on her finger... and headaches.
Eklemlerinde şiddetli ağrıları var, parmağında bir çıban çıkmış... ve başı ağrıyor.
I thought this looked like one of those joints.
Böyle uygulamalardan biri gibi göründüğünü düşünmüştüm.
You'll probably dig him in one of the jam joints.
Onu muhtemelen caz barda bulursun.
Dig him in one of the jam joints.
Caz barda bulursun dedim.
You hang around crummy joints, stay up all night know a slug named Figlia.
Köhne barlara takılıyor, bütün gece ayakta duruyor, Figlia adında bir herif tanıyorsun —
Meanwhile we've been eating at the vilest joints.
Bu esnada o berbat yemekleri yedik durduk.
Cops are knocking over joints along the boulevard, meat wagons and all.
Polisler cadde boyunca tüm mekanları alt üst ediyor. Polis arabaları ve ne varsa.
I'm gonna check in those other two joints.
İki bar daha var, onlara bakayım.
Hey, we looked in both of those joints, and Dr. Chumley ain't in either one of them.
İki yere birden baktım, Dr. Chumley ikisinde de yok.
Well, you're like those carnival joints.
Çalıştığım şu batakhanelere benziyorsun.
- Go over to one of the Jersey joints? - Sure.
- Jersey barlarından birine gidelim mi?
The joints were closed.
Eğlence yerleri kapanmıştı.
Remember those clip joints we went to?
Gittiğimiz o kulüpleri hatırlıyor musun?
And singing in joints.
Şarkı söylediğim barlar.
How long can we go on like this, sneaking around, meeting in cheap joints?
Daha ne kadar böyle devam edebiliriz gizlice ucuz otellerde buluşmaya?
You who drink too much, you who gamble at cards and dice and horse racing. Let us help you not to lose your money in gambling dens and bookie joints.
Siz, çok içki içenler siz, kağıt ve zarla kumar, at yarışlarında bahis oynayanlar zorlukla kazandığınız parayı kumarda ve bahiste kaybetmemeniz için size yardım edelim.
And now, ladies and gentlemen, refined and scientificated through the ages, has come to us, as by a miracle, a medicine, a balm to make your aching joints as supple as a serpent's.
Ve şimdi, bayanlar ve baylar, faydalı ve yıllar boyunca denenmiş bu ilaçtan, hepiniz birer şişe alın.
First day my joints is limbering'up, I'll go and give her a good caulkin'.
İlk gün karinayi onarırım, sonra da gider, güzelce zift çekerim.
No, the boards weren't attached by mortise-and-tenon joints in the same oak, but by strips of soft wood that my tool could pick away at.
Ama hayır, tahtalar birbirlerine bağlı değillerdi. Dişi erkek elemanlarıyla aynı meşeye bağlanmışlardı, tahta yumuşak olduğundan keskimle yontarak çıkarmayı başardım.
But they were still in the frame, fastened by joints which bent my spoon.
Ama hala birbirine bağlanmış ve kaşığımı eğmiş olarak, bir bütün halindeydiler.
See, the body weight compresses the spinal discs, the bone joints and so on.
Anlayacağınız, vücut ağırlığı omurlara ve eklemlere baskı yapar.
What's the matter with all the joints tonight?
Bu gece herkese ne oldu?
You're going to stay away from men, juke joints, booze and pinball machines.
Erkeklerden, kulüplerden, içkiden, tilt makinelerinden uzak duracaksın.
- I just bought a couple of joints myself.
- Ben de birkaç otel aldım.
Seems to me that the Empress Hotel and a couple other creep joints they're Red cross country. I'll find her.
Tahminime göre İmparatoriçe Oteli ve birkaç başka bar Kızılhaç görevlileriyle kaynıyor.
There are plenty of other juke joints on the highway.
Otoyolda, müzik kutusu olan bir sürü meyhane var.
I'll keep them out of the strip joints if it's the last thing I do.
Yapacağım son şey bile olsa onları striptizcilerden uzak tutacağım.
They shouldn't tell us to stay out of strip joints. I like strippers.
Striptizcilerden uzak durmamızı söylemesinler.
It's better to be cautious, joints are fragile.
Sen de dikkatli davran, elim biraz ağırdır.
Bust up one of the joints for laughs.
Gülmekten katılmak.
Circulates around the crumb joints, picks up a little news here and there.
Kenar mahallelerde dolanıp sağdan soldan az buçuk haberler topluyor.