Jonestown translate Turkish
61 parallel translation
It's only my second day in San Miguel, and I'll tell you I'm ready to hitchhike to Jonestown for a few laughs and a cool drink.
Bu San Miguel'de daha ikinci günüm, ve inanın biraz eğlence ve soğuk bir içki için Jonestown'a otostop bile yaparım.
The Kiwi Jonestown, of course, that's it.
Kiwi Jonestown, tabii ki ; doğru ya.
- A week in Jonestown.
- Biz Jonestown'a gidiyoruz.
It's no worse than Jonestown.
Jonestown'dan daha kötü değil.
Their own mini-Jonestown.
Kendi ölüm yöntemleri.
Paramedics said the site looked like Jonestown.
5 dakika. İlk yardım olay yerinin Jonestown'a benzediğini söyledi.
'On the 21st October, 1978, 'Congressman Ryan was gunned down'on an airstrip near Jonestown, Guyana.
21 Ekim 1978'de Jonestown, Guyana yakınlarında bir toplu intihar gerçekleştirildi.
Jonestown. Heaven's Gate.
Jonestown'da, cennetin kapısı.
Well, you better remember, or you're gonna be visiting Jonestown.
Hatırlasan iyi olur yoksa Jonestown'a yolun görünüyor.
The leader of Jonestown.
Jonestown'ın önderi.
- What about the Jonestown tie-in?
- Peki ya, Jonestown'un bağlantısı ne?
He was in Jonestown, and now he's here.
Jonestown'daymış, şimdi burada.
Jonestown.
Jonestown olayı...
What is this place, a mini Jonestown?
Bu yer de ne böyle, mini bir Jonestown mı?
Jim Jones talked about going to the Promised Land and then, pretty soon, we were seeing film footage of Jonestown.
Jim Jones Vadedilmiş Ülke'ye gitmekten bahsetti kısa süre sonra da Jonestown'a ait video görüntüleri geldi.
When I first went into Jonestown, it was just a footpath in the rainforest.
Jonestown'a ilk gittiğimde tek ulaşım yolu yağmur ormanlarından geçen bir patikaydı.
When Jim Jones decided that there was too much pressure, too much trouble to stay in San Francisco, he ordered the move to Jonestown and it happened almost overnight.
Jim Jones, San Francisco'da kalmanın çok fazla baskı ve sıkıntı yaratacağına kanaat getirince Jonestown'a taşınmaları için talimat verdi ve bu taşınma neredeyse bir gecede gerçekleşti.
Coming into Jonestown, you see a guard at the front gate and you're all excited, you're going down this road.
Jonestown'a girerken kapıdaki muhafızı görünce içimi bir heyecan kapladı.
When you don't have anything, you own Jonestown you are part of Jonestown.
Hiçbir şeyiniz olmasa da elinizde Jonestown vardı, Jonestown'ın bir parçasıydınız.
You were a shareholder of Jonestown if you were African American.
Eğer Afrika kökenli bir Amerikalıysanız Jonestown'ın hissedarıydınız.
In Jonestown, there was a speaker system and only Jim spoke on it.
Jonestown'da bir hoparlör sistemi vardı ve sadece Jim kullanabiliyordu.
There was this pervasive sense of being under attack in Jonestown.
Jonestown'da sürekli saldırı altındalarmış gibi bir hava hâkimdi.
We saw this beautiful sign, "Welcome to Jonestown."
Üzerinde "Jonestown'a Hoş Geldiniz" yazılı güzel bir pankart gördük.
As we approached Jonestown, it was spartan, but very impressive.
Jonestown'a yaklaşırken karşımızda gördüğümüz, son derece sade ama bir o kadar da etkileyici bir yerdi.
When Congressman Ryan came, I wanted to pass him a note that said, "Help us get out of Jonestown."
Milletvekili Ryan geldiğinde, ona "Jonestown'dan gitmemize yardım et" yazan bir pusula vermek istemiştim.
But what I personally felt was that evil itself blew into Jonestown.
Bana ise şeytanın kendisi Jonestown üzerine çökmüş gibi geldi.
Now do I both understand you to say that you both want to leave Jonestown on this date,
Şimdi doğru mu anladım? Bugün günlerden 18 Kasım 1978 ve siz bugün Jonestown'dan ayrılmak mı istiyorsunuz?
"I just want you to know that you can come back to Jonestown and visit your son any time you want."
ne zaman istersen Jonestown'a gelip oğlunu ziyaret edebilirsin " oldu.
On the last day of Jonestown, Christine Miller stood up and said, " I don't want to die here.
Jonestown'ın son gününde Christine Miller ayağa kalkıp "Burada ölmek istemiyorum" dedi.
Jim had promised, as an alternative to them dying in Jonestown, that they could go to the Soviet Union.
Jim onlara, Jonestown'da ölmek yerine Sovyetler Birliği'ne gidebileceklerinin sözünü vermişti.
Darkness settles over Jonestown on its last day on Earth. "
Jonestown üzerine karanlık çöküyor şimdi yeryüzündeki bu son gününde.
I never had any dreams of Jonestown until this one dream came.
Jonestown'la ilgili hiç rüya görmemiştim ta ki şu rüyaya kadar ;
I could see myself in Jonestown walking, and when I looked to my left, there was my son.
... Jonestown'da yürüyorum ve sağıma bir bakıyorum, karşımda oğlum.
Looks likeJonestown.
Jonestown'a benziyor.
- Break it down. - LikeJonestown.
Jonestown'daki gibi.
Look, I know I've been nothing but trouble to you your entire life... juvie, Jonestown, that time I punched Goofy.
Biliyorum, hayatın boyunca sana sorun çıkardım. Juvie, Jonestown, Goofy'yi yumruklayışım.
To us, this was about refreshing as the Kool-Aid in Jonestown.
Jonestown'da gazoz içmek kadar tazeleyiciydi bu bizim için.
AT LEAST THE JONESTOWN SUICIDE CULT KILLED ONLY THEMSELVES.
Jonestown İntihar Tarikatı, en azından sadece kendilerini öldürdü.
No, no, I just had this absolutely hysterical call from mom about jonestown and how he's in some kind of compound.
Hayır, hayır, sadece annemden histerik bir telefon aldım, garip biryerden aradı, nasıl bir tür tarikatta yaşar.
So I take it you've heard about what happened last night to the three troopers in Jonestown.
Herhalde Jonestown'daki memurlara olanları duymuşsunuzdur.
Me, I'm blowing Jonestown.
Ben Jonestown'a uçuyorum.
Looks like jonestown in here.
Burası buhran yeri olmuş.
Guys, his first abduction off the trail was Jonestown, Pennsylvania.
İlk kurbanını Jonestown, Pennsylvania'da kaçırmıştı.
- Like Jonestown.
- Jonestown seviyesinde.
Are we looking for a cult compound like Waco or Jonestown?
Waco veya Jonestown gibi bir tarikat yerleşkesi mi arıyoruz?
This is the Jonestown of dinners.
Bu akşam yemeklerinin Jonestown'ı *.
Jonestown, Solar Temple, Heaven's Gate.
Jonestown, Solar Temple, Heaven's Gate.
- Some skank I picked up in Jonestown.
- Jonestown'dan aldığım bir sürtük.
I mean, it just sounds very Jonestown.
Kulağa çok Jonestownvari geliyor.
We'll have Jonestown.
Aksi takdirde yeni bir Jones vakamız olacak.
Davey, I bet, right?
O Martha'nın Brian Jonestown Katliamı için Dandy Warhol gibi. Bahse girerim Davey'cisindir.