Jot translate Turkish
217 parallel translation
Jot down this title :
Şu başlığı yaz :
Yes sir, I just have another idea to jot down for my speech.
Evet efendim, konuşmam için not alacak başka bir fikrim var.
- Let me jot this down.
- Not edeyim.
I do not know that Englishman alive with whom my soul is any jot at odds... more than the infant that is born tonight.
Aklıma hiçbir İngiliz yurttaşı gelmiyor ki onunla bir alıp veremeyeceğim olsun. Tıpkı yeni doğmuş bir bebekle sorunum olmadığı gibi.
Let me jot that down.
Durun da not alayım.
He must not, by one jot or one tittle, be offended.
Hiçbir şekilde gücendirilmemeli.
Jot it down so you don't forget.
Not al da unutmayasın.
- Just a modicum, a jot, a minim.
- Azıcık bir şey, ufacık, küçücük.
I jot down notes.
Notlar alıyorum.
My friend, your point of view yes, CAM, that's it.
- JOT. - Dostum, bakış açın... Evet, CAM, doğru.
Just one jot. Just one tittle.
Tek bir nokta.
Hmm, "well-endowed male." Better jot that number down.
Hmm, "varlıklı erkek." karınca duası, alttaki numaradan büyüktür.
My therapist asked me to jot down whatever popped into my head.
Doktor aklıma ne gelirse yazmamı söylemişti.
Kept on waking up and trying to jot a few things down.
Sürekli uyanıp durdum ve bir köşeye bir şeyler yazdım.
A woman of your stature can't just sloppily jot down...
Sizin ayarınızda bir kadın baştan savma notlar alamaz.
We haven't found not a jot since the moment we left London.
Londra'yı terketmemizden beri, zerre şey bulamadık.
Hasn't changed a jot, has it?
Hiç değişmemiş değil mi?
We haven't found, not a jot since the moment we left London.
Londra'yı terketmemizden beri, zerre şey bulamadık.
Will you jot them down?
Onları not alır mısın?
- Not one jot, madam!
- Hiç de değil, madam!
Not a jot.
- Hiç de değil.
Want to jot it down in case you need it?
Bir yere kaydet, belki lazım olur.
- Every jot and tittle adds to the pot - Gotta pick it up.
- "Every jot and tittle adds to the pot" - " Gotta pick it up.
Every jot and tittle adds to the pot
"Every jot and tittle adds to the pot"
Every jot and tittle adds to the pot
" Every jot and tittle adds to the pot
My friend Watson will jot down a few facts.
Arkadaşım Watson bazı gerçekleri not alacak.
Well, she appears to care not a jot what her fellow guests make of her and seems quite insensible to the vivid impression she creates wherever she goes.
Gittiği her yerde çevresindeki adamlara karşı oluşturduğu etkileyci izlenime karşı duyarsızdı.. yarattığı etkiyi zerre kadar önemsemiyor gibi görünüyordu.
You can jot that down and put it under your pillow.
Bunu bir kenara yaz ve yastığının altında sakla.
Let me take your order Jot it down
Siparişini alayım... Not edeyim...
You should jot this down,'cause this is really important.
Şunu bir kenara yaz, çünkü bu gerçekten önemli.
- I'll jot down my beach house phone.
Şimdi sana yazlığımın telefonunu da vereceğim.
Forget Starfleet and play dom-jot for a living.
Bence Yıldız Filosu'ndan ayrılıp geçimini dom-jot oynayarak sağlamalısın.
Play dom-jot, human.
Dom-jot oynayalım insan.
Dom-jot.
Dom-jot.
Human play dom-jot.
İnsan oyunu dom-jot.
I've played a lot of dom-jot.
Bir çok yerde, pek çok dom-jot oynadım ;
Play dom-jot with someone else.
Dom-jot oynayacak başka bir sürü insan var.
And the way he plays dom-jot.
- Ve dom-jot oynamasıyla.
Have you ever played dom-jot with him?
Hiç onla dom-jot oynadın mı? - Hayır.
Could you jot it down for me so I can send them an invite?
Bana yazıp verebilirseniz onlara davetiye göndereceğim.
- Not a jot, not a jot.
- Hiç de bile. Hiç de bile.
Just a jot. Help things down.
Sadece bir parça.
- I shall not envy her a jot!
- Ben zerre kadar kıskanmayacağım!
Well, I'm supposed to play dom-jot with nog.
Nog'la dom-jot oynamam gerekiyor.
I met these three Terrellians who were bragging about how great they are at dom-jot.
Ne kadar muhteşem dom-jot oynadıklarıyla böbürlenen 3 Terelyalı'yla tanıştım.
What could be more important than dom-jot?
Dom-jottan daha önemli ne olabilir ki?
And you can find someone else to play dom-jot with!
Sen de birlikte dom-jot oynayacak başka birini bul.
You know, aside from playing dom-jot and watching the Bajoran transports dock it seems like we spent most of our time doing nothing.
Biliyor musun, dom-jot oynamak ve Bajor nakliyelerinin yanaşmasını seyretmek dışında zamanımızın çoğunda sanki hiçbir şey yapmadık gibi.
I filled my time playing dom-jot and tried not to think about how alone I really felt.
Zamanımı dom-jot oynayarak geçiriyor ne kadar yalnızlık çektiğimi düşünmemeye çalışıyordum.
Jot this down.
Şunu bir yere yaz.
You play dom-jot?
- Dom-jot mu oynuyorsun?