Journalism translate Turkish
755 parallel translation
To journalism.
Gazeteciliğe.
Journalism must be a very interesting profession.
Gazetecilik çok enteresan bir meslek olmalı.
Herbie, boy, how long did you go to that, uh, school of journalism?
Herbie, oğlum, şu gazetecilik okuluna kaç yıl gittin?
Say, what'd you take at that school of journalism... advertising?
Söylesene, şu gazetecilik okulunda size ne öğretiyorlar, reklamcılık mı?
Phony, below the belt journalism.
Düzmece, belden aşağı gazetecilik.
Your husband created a new kind of journalism, and you helped him.
Kocanız farklı bir gazetecilik yarattı ve siz ona yardım ettiniz.
It's from my journalism professor at the university.
Üniversitedeki gazetecilik profesörümden.
Then give me some old-Fashioned journalism in The Standard.
O halde The Standard'da da eski moda gazetecilik göster bana.
But... if the current high standard of journalism in the day slackens, Or any act of neglect threatens the well-Being of this newspaper, I shall be forced to make an immediate decision... based upon the current contract.
Fakat The Day'in gazetecilik standardı düşecek olursa veya gazetenin itibarına zarar ettirecek bir eylem olursa mevcut sözleşme şartlarına göre acil bir karar almak zorunda kalabilirim.
He had time to change the face of journalism, fight for reform, And crusade for a thousand lost causes, but he had no time for his family.
Gazeteciliğin çehresini değiştirmeye, yenilikler getirmeye ölü dosyaları yeşertmeye vakti vardı, ama ailesine ayıracak vakti yoktu.
Lesson # 1 in modern journalism.
Modern gazeteciliğin ilk dersidir.
Men and women who uphold the highest tradition of American journalism... and are dedicated to the task of making you... the best-informed newspaper reader on this earth.
Köklü Amerikan gazetecilik geleneğini koruyan kadınlar ve erkekler... sizleri, dünyanın en iyi bilgilendirilen... gazete okuyucuları yapma görevini üstlendiler.
Would I favour them by appearing as guest lecturer... in one of their night school journalism classes?
Gece okulunun muhabirlik derslerinde konuk olarak... konferans verip veremeyeceğimi soruyor.
I just wrote exactly what I thought of journalism classes.
Gazetecilik dersleri hakkında ne düşündüğümü açıkça yazdım.
Could you tell me where I could find Prof. Stone's journalism class?
Prof. Stone'ın gazetecilik dersi nerede acaba?
It's like I said to some of the boys... anybody who teaches journalism has gotta have a sense of humour.
Bazı arkadaşlara hep söylerim... gazetecilik dersi veren birinin mizah anlayışı olmalı.
And welcome to this Survey Course in Journalism.
Gazetecilik Dersine hoşgeldiniz.
" in your journalism class.
" gurur duydum. Teşekkür ederim, ama hayır.
" the canning of crabapples and lectures to journalism classes.
" gazetecilik dersinde konferans vermek gibi hoşça eğlencelere vakit kalmıyor.
You see, in a class of journalism... accuracy is equally as important as punctuality.
Gazetecilik sınıfında... doğruluk da dakiklik kadar önemlidir.
In journalism, there are two basic patterns...
Gazetecilikte iki temel model vardır.
But he still considers journalism a trade.
Ama gazeteciliğin ticaret olduğunu düşünüyor.
Journalism is so much more than blood and sex.
Gazetecilik, kan ve seksten öte bir şeydir.
It's sort of a blueprint of journalism for students to read and follow.
Öğrencilerin okuyup izlemesi gereken bir tür gazetecilik tasarısı.
To me, journalism is... like a hangover.
Bence gazetecilik... akşamdan kalmak gibi.
She teaches journalism, which... makes us all related in a way, doesn't it?
Gazetecilik dersi veriyor. Bir yerde meslektaş sayılırız, değil mi?
I'm suddenly sure of what good journalism should be... because this is one of the lousiest papers I've ever seen.
İyi gazeteciliğin nasıl olması gerektiğini birdenbire anladım. Çünkü bu, şimdiye kadar gördüğüm en berbat gazetelerden biri.
You're confusing journalism with loyalty... and you're giving this paper... a sentimental reverence it doesn't deserve.
Gazeteciliği bağlılıkla karıştırıyorsun... ve bu gazeteye hak etmediği... duygusal bir hürmet gösteriyorsun.
Or perhaps we could debate certain aspects of journalism.
Ya da gazeteciliğin bazı yönleri hakkında tartışabiliriz.
- Great journalism. - Shut up.
Peki seninki gazetecilik mi?
Journalism and literature.
Gazetecilik ve edebiyat.
I announce that I left literature and journalism.
Gazetecilik, edebiyat geçmişte kaldı.
HOW'S THE, UH, JOURNALISM BUSINESS, HUH?
Gazetecilik işi nasıl gidiyor?
A local junior college paper by a local junior college journalism student.
Yerel bir okul gazetesindeki, yerel okul gazete öğrencisi.
I majored in journalism at the university.
Üniversitede gazetecilik okudum.
Uh, how much experience in journalism?
- Gazetecilik deneyiminiz?
Journalism.
Gazetecilik.
School of Journalism?
Basın-yayın okulu mu?
Sir, I must remind you that we're in the age of new journalism.
Bayım, yeni gazetecilik çağında olduğumuzu sana hatırlatmalıyım.
It's a good, solid piece of American journalism that the New York Times doesn't have.
Bu, tam bir Amerikan gazeteciliği örneği. New York Times'ta bile yok.
I don't respect that type of journalism the shabby journalism that is being practiced by the Washington Post.
Ama Washington Post'un yaptığı adi gazetecilik örneğine hiç saygım yok.
I'll teach you journalism. It's easy.
Sana gazeteciliği öğreteceğim Çok kolay.
I've named you Coco because everyone's named Coco in journalism.
Bütün gazeteciler birbirine Koko derler.
I don't think I'll listen to any protestations of high standards of journalism when you're soliciting audiences like the rest of us.
Ben ve benim gibi seyircilerin bu tarz sıkıcı haberler izlemek istediğini hiç sanmıyorum.
Well, I got straight A's at Northwestern School of Journalism :
Northwestern Gazetecilik Okulu finallerinde doğrudan A aldım.
Or that brilliant piece of investigative journalism you pulled off, by finding an eyewitness to the 2nd gunman in the Kennedy assassination.
Veya şu izlediğin parlak araştırmacı habercilik sayesinde Kennedy vakasındaki ikinci suikastçıyı bularak değil.
They have an excellent school of journalism.
Mükemmel bir İletişim Fakülteleri var.
I used to be a psychology major before I went into journalism.
Basın bölümüne geçmeden önce psikoloji bölümündeydim.
Yellow journalism, that's what it is.
Sansasyonel gazetecilik bu işte.
- But that's checkbook journalism!
- Buna ödemeli gazetecilik derler!
Do you call that journalism?
Buna gazetecilik mi diyorsun?