English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Judging

Judging translate Turkish

3,055 parallel translation
I wasn't judging.
Yargılamıyordum ki.
I feel like you're judging me.
Beni yargıladığını hissediyorum.
Ms. Maroney, judging is for God and his angels.
Bayan Maroney, hüküm vermek Tanrı ve melekleri içindir.
Judging from the size, I don't think it's part of the bomb.
Ölçüsüne bakılınca, bombanın bir parçası olduğunu sanmıyorum.
They both seemed to be very cynical about everything, like they were judging me.
İkisi de bana beni yargılıyor gibi oldukça kuşkucu gelmişlerdi.
You really think my judging a steer contest at the county fair is going to help my numbers?
Sence kasabanın fuar alanında bir yarışma yönetmek oy oranımı gerçekten arttırır mı?
She's super wasted right now, and judging by my own experience when super wasted, if I put temptation in her path, she will pounce on it.
Şu an kafası çok güzel. Ve kendi tecrübelerime göre, kafan çok güzel olduğunda, yoluna cezbedici bir şey çıkarsa, üzerine atlarsın.
A very strong man judging by the items he removed from the apartment.
Daireden çıkarttığı eşyalara bakacak olursak gerçekten de çok güçlü bir erkek olmalı.
Judging from the dirt in the hair, I'd say our victim dug the bodies up and then cut the heads off.
Saçındaki kire bakarak vücutları gömüldükten sonra kafaları kesmiştir diyebilirim.
You're judging me?
Beni yargılıyor musun?
Judging by those big-ass bags, I'd say they're loaded for bear.
O koca çantalara bakacak olursak epey hazır gelmişler.
- Not judging. Just saying...
- Yargılamıyorum, söylüyorum.
You know, judging by all the graffiti, this place isn't exactly locked down.
Bunlar hep grafitiler nedeniyle burası tam olarak kapatılmamış.
So you're not judging the Santa contest then?
O zaman bugün kü Noel Baba yarışmasına karşı değil misiniz?
Judging by lividity, he's been dead less than two hours.
Morluk renginden yola çıkarsak, 2 saattir ölüymüş.
And I've just had an exhibition and the exhibition was mostly attended by very young people and judging by the letters that I have received, which were many, the people who wrote to me were very young people
Bir sergi açtım ve sergiye daha çok genç insanlar geldi. Çok fazla mektup alıyorum ve bana yazanlar daha çok genç insanlar.
But judging by the R.D.X. residue... and the fact that it took two guys to move that thing... they've got enough C-4 to level an embassy, a synagogue.
Patlayıcı Araştırma Birime göre ve iki kişinin kasayı taşımasına bakılırsa bir elçiliği ya da sinagogu hedef almaya yetecek kadar C-4 patlayıcıları var.
Standing there, judging me.
Gelmiş bir de hakkımda hüküm veriyorsun.
People are walking around and judging each other.
İnsanlar birbirlerini gözleriyle yiyor.
- I'm not judging you.
- Seni yargılamıyorum.
I'm judging the walk.
Sinir?
I forgot how much I enjoy throwing a party without having my husband standing over my shoulder, judging me.
Kolumda beni yargılayan bir kocam olmadan, parti vermekten ne kadar hoşlandığımı unutmuşum.
And are we really judging right now?
Ve şuan çok yargılayıcı davranıyorsun.
That's why I liked hanging out with those kids- -'cause they weren't judging me all the time for not crushing it.
İşte bu yüzden bu çocuklarla takılmayı seviyorum- - çünkü onlar beni sürekli yargılamıyorlar çocuğu koyamadığım için.
Judging by the outfit, I'd say she's a working girl.
Dış görünüşe bakılırsa... -... kadın bence hayat kadını.
Judging from the tone of the skin on your forehead, I can tell that your liver has a fever!
Alnındaki ten rengine bakarak, diyebilirim ki ; hummalı bir hayat sürmüşsün.
I mean, he was always there for me, never judging me.
Her zaman yanımdaydı, ve hiçbir zaman beni yargılamadı.
" Grayson, you're always there for me, never judging me.
" Grayson, her zaman yanımdaydın, beni hiçbir zaman yargılamadın.
Oh. Hi, group of people I don't know, standing in a semicircle, judging me.
Merhaba, yarım daire şeklinde dizilip beni yargılayan tanımadığım bir grup insan.
I judged other women for their choices, the same way that you're judging me right now.
Diğer kadınları seçimlerinden dolayı yargılardım tıpkı senin şimdi bana yaptığın gibi.
Judging Amy or Judge Judy?
"Amy'i Yargılamak" mı, "Yargıç Judy" mi?
We're not judging you.
- Seni yargılamıyoruz.
I'm judging her.
- Ben yargılıyorum.
Judging by my experience, Lady Sybil is behaving perfectly normally.
Deneyimlerime dayanarak, Leydi Sybil tamamen normal davranıyor.
But judging my choices... won't change yours.
Bunu yaparak kendininkileri değiştiremezsin.
And judging by the size and shape of the entry wound, they're from a small-caliber handgun.
Ve yaranın büyüklüğü, şekli ve giriş açısı düşük kalibreli tabanca, olduğunu gösteriyor.
When David washed the blood from his face, he noticed a peripheral wound on the forehead, a few days old, judging by the scab.
David yüzündeki kanı temizlediğinde alnında bölgesel bir yara fark etmiştir. Birkaç gün önce olmuş, kabuk bağlamış.
I just think we need to stop judging him for the Oliver he was and start accepting him for the Oliver that he is.
Ben sadece Oliver'in eski haliyle yargılamayı kesmemizi ve ve şu anki Oliver'i kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Judging by your profits, your customers seem a pretty deep-pocketed lot, why should their giving come as a surprise?
Kazancına bakılırsa müşterilerinin hepsi cebi dolgun insanlar. Neden bağışta bulunmalarına şaşırdın?
Judging of all the concourse events will begin shortly.
Yarışmalar birazdan başlayacak.
Judging from these photographs here,
Buradaki fotoğraflara bakarsak,
And judging by the stack of Virginia Woolf she was reading, she was into me. So I smiled back.
Ve okumakta olduğu Virginia Woolf kitaplarına bakarsak benimle ilgileniyordu.
And now he's judging miss Mystic Falls?
Şimdi de Mystic Falls Güzellik Yarışması jüriliği mi yapıyor?
The cell phone we retrieved from the victim's stomach Appears to have been swallowed per mortem Judging by his pharynx and esophagus
Kurbanın midesinden çıkardığımız telefonun yutak ve yemek borusu göz önünde bulundurularak ölmeden önce yutulduğu belirlendi.
Maybe I am judging him too quickly.
Belki de çok çabuk yargılıyorumdur.
Hey, look, I'm not judging, I just think it was horrible and wrong.
Bak, yargılıyor değilim, sadece bu korkunç ve yanlıştı.
Look, before you go judging us, you need to know...
Bak, bizi yargılamadan önce bilmen gereken- -
Judging from the reactions I saw today, I'm afraid they will mistake your intentions.
Bugün karşılaştığım tepkilere bakılırsa korkarım, niyetinizi anlamayacaklar.
Judging by your grammar, I'm guessing you're chummy with the blacks, as well.
Gramerine bakacak olursak zencilerle de sıkı fıkı olduğunu tahmin ediyorum.
But I'm judging Spike TV's Miss Nude divorcee in Tampa on Christmas Eve.
Ama yılbaşında arifesinde Tampa'da Spike TV'nin... Çıplak Dul Güzellerini jürisiyim.
♪ Benedicta ♪ You're judging me.
Beni yargılıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]