Juggler translate Turkish
114 parallel translation
And the little friend of Nunheim's, the frying-pan juggler, there.
Nunheim'ın tava cambazı arkadaşını da buraya oturtalım.
You're a juggler. No, I'm sorry.
Hokkobazsın yani.
The juggler just paid three weeks back board.
Hokkabaz üç haftalık parayı ödedi.
Set yourself alight, Juggler. Give us some real sport!
Bırak bu küçük numaraları ufaklık, bize gerçek numaralar göster, hadi.
Plenty. To hear him tell it, he was probably the greatest juggler in the world.
Ona göre dünyanın en iyi jonglörü oymuş.
And he was a juggler.
Ve bir jonglördü.
You couldn't have followed a juggler. Naturally.
Bir hokkabazdan sonra bile dolduramazsın.
Or a juggler who does the one impossible trick.
Ya da o imkansız numarayı yapan bir hokkabaz.
Joseph is a skillful juggler.
Joseph yetenekli bir hokkabazdır.
We call him the juggler. I've never really known a man like him.
Biz ona Hokkabaz deriz.
You are the juggler.
Siz hokkabazsınız.
I think if you could get the juggler on... with a couple more clubs... that would fill in a bit of time.
Bence bir hokkabaz bulursanız kulüplerden birinden bu bize zaman kazandırabilir.
If you were looking for a juggler, I'd have been one.
Hokkabaz arasaydınız, hokkabaz olurdum.
A juggler, madam.
Hokkabaz bir kadın.
- Juggler.
- Hokkabaz.
He dug a juggler or two, didn't he?
Birkaç hokkabazı da gömmüştü?
- Juggler to the King of Tuscany.
- Toskana Kralı'nın hokkabazı.
The juggler, Richard.
Jonglör, Richard.
Answer me, you juggler! I
- Bana cevap ver seni hokkabaz!
- All right, my one-armed juggler.
- Peki, tek kollu hokkabaz numarama ne demeli.
You know, I don't think I've got the dexterity to be a juggler either.
- Bilirsin, bir jonglör olabilecek kadar da hünerli olduğumu sanmıyorum.
Ladies and gentlemen, I have the pleasure to present the phantom : The world's greatest juggler.
Baylar bayanlar, size gösterimi sunmaktan onur duyuyorum.
Fakir, magician and juggler Raji Tamil will perform for us today...
Hint fakiri, sihirbaz ve jonglör Raji Tamil bugün bizim için bir gösteri yapacak.
- Juggler.
- Jonglör.
" The Juggler.'" Mindy Ginn, Audrey Goodwin and me.
"Hokkabaz" Mindy Ginn, Audrey Goodwin ve ben
Often, my thoughts have turned to you, Juggler, and I worry about you.
Sık sık, senin hakkında düşünürüm, hokkabaz. ve endişelenirim.
Juggler's balls enclosing lullabies!
Hokkabazın topları ninnilerle çevrelenmiş!
And one who wins after losing is known as'Baazigar'( a juggler ).
Ve kaybet, kten sonra kazanan biri'Baazigar'( hokkabaz ). olarak bilinir.
What a juggler you are!
Sen ne kadar hokkabazsın!
Juggler's despair?
Hilebaz çaresizliği?
You are an arrogant ball-juggler, baby.
Sen kendini beğenmiş bir top cambazısın, bebek.
You're not a juggler.
Sen bir soytarı değilsin.
Juggler's act proves deadly. "
Hokkabazın Ölümcül Gösterisi "
You know, this kind of, like, oat-sowing, field-playing juggler.
Bilirsiniz, yulaf ekmek, ya da hokkabazlık yapmak gibi.
If a juggler's feat should be incomplete
Eğer bir hokkabazın gösterisi kusurlu olacaksa
If it doesn't become a skilled juggler quickly, it will starve.
Kısa zamanda usta bir hokkabaz olmazsa, açlıktan ölecek.
That son of mine was going steady with a juggler.
Deli oğlumun üç yıl bir jonglörle ilişkisi olduğuna inanabiliyor musun?
She's a juggler, too.
O da Jonglör.
You juggler!
Seni, hilekar!
One Mexican juggler for one Texas clown.
bir texas palyaçosu için bir Meksika'li cambaz.
You remind me of a juggler, trying to keep the plates spinning.
Bana, tabakları havada tutmaya çalışan bir hokkabazı hatırlatıyorsunuz.
I humbly offer... the Juggler.
Junglör'ü gururla takdim ederim.
He's still a little upset about the... Juggler incident.
Junglör olayı yüzünden hala biraz üzgün.
Your step-dad needs a juggler?
Üvey babanın bir hokkabaza mı ihtiyacı var?
What about the juggler?
Peki ya hokkabaz?
It's like a juggler on a tightrope.
Bir ipin üzerindeki cambaz gibi.
The slightest vibration on that wire... dead juggler.
İp üzerinde en ufak bir titreşim olursa cambaz ölür.
I guess you've got a juggler to bury.
Sanırım gömmen gereken bir cambaz var.
I have to run $ 150 down to the police station because Mr Jinky, the Juggler who Jordan just has to have for Jack's birthday party just got a DUI.
Karakola 150 $ götürmem gerek, çünkü Jordan'ın, Jack'in doğum günü için tuttuğu hokkabaz Jinkies, yakalanmış.
There, the little juggler.
Şu küçük düzenbaza gidelim.
I became a juggler.
Jonglör oldum.