Jugs translate Turkish
253 parallel translation
Put them jugs away.
O hunileri kaldırın.
Well Mr. Holmes, if it's a psychology of knives and forks and milk jugs you're talking about I beg to be excused.
Bay Holmes, eğer anlatmak istediğin bıçak, çatal ve süt sürahilerinin durumu ise, beni mazur görmeni rica edeceğim.
- Both jugs.
- Evet, İki testiyi de.
Put down one of those sake jugs and free up a hand.
Şu sake sürahilerinden birini bırak da bir elini boşalt.
Crack out a couple of jugs and bring that guitar.
Bir kaç fıçı açın ve o gitarı buraya getirin.
- Well, sir, I've got a couple of nice jugs, and a chair and a table. - What've you got?
- Neyiniz var?
or, uh, "Gee, I see a great pair of jugs up there in the stands."
Ya da : "Allah Allah, tribünlerde bir çift harika kavun görüyorum."
What a set of jugs.
Ne meme var ama.
That Frenchy has some set of jugs, doesn't she?
Frenchy'nin mallar sağlam değil mi?
You're walking around with your jugs and pupik sticking out, and guys are sitting out there watching you with newspapers and hats in their laps.
Orada göğüslerin ve belin ortada dolanıp duruyorsun ve kucaklarında gazeteleri ve şapkaları olan adamlar seni seyrediyor.
"She's got a real pretty face, and nutty jugs."
"Gerçekten çok güzel bir yüzü ve nefis göğüsleri var."
"Well, you know, her jugs were sticking out."
"Göğüsleri dışarı fırlamıştı."
- Wow. - Before we're done with this town, we'll have your jugs in cement in front of Grauman's Chinese.
Bu kasabadan ayrılmadan önce tatlım Grauman's Chinese tiyatrosunun önüne göğüslerinin heykelini dikeceğiz.
Hey, Innkeeper, fill up four big jugs with wine and hang them on my saddle.
Hey hancı, dört büyük testi şarap doldur ve eyerime as.
Pails, bottles, jugs, anything that'll hold it.
Kova, şişe, kavanoz, bunu alacak ne olursa.
I mean, she had her jugs right up against my suit.
Göğüslerini göğsüme dayadı.
I don't like the way they cover their jugs all up with the feathers, you know, Reg?
Güzelim göğüslerini böyle tüylerle kapamalarını sevmiyorum.
Jugs bigger than Annette's?
Memeler Annette'ten büyük mü?
Nobody's jugs are bigger than Annette's.
Kimse Annette'ten daha büyük olamaz.
You got a dozen jugs of black molasses.
Bir düzine recel. .
Poisoned wine, water jugs filled with vitriol.
Zehirli şarap, su kapları kezzap dolu.
Don't you know your chick had great jugs on her?
Senin civcivin büyük güğümleri vardı, fark etmedin mi?
My grandpa pissed in the wine jugs, it was meant as a joke.
Büyükbabam, şarap testilerine kızgınlıkla işemiş.
But oddly enough, those jugs turned out to be the best they ever brewed.
Ama tuhaf bir şekilde, bu testiler en lezzetli şarabı vermiş.
Is that the one from payroll with the jugs?
Maaş çeklerinin olduğu yerde delmek?
- My subscription to Jugs just ran out.
- Sürahiler My abonelik sadece dışarı koştu.
Well, I got three jugs hidden in a bush on 82nd.
82. caddedeki çalılıklarda saklanmış üç büyük şişem var.
Three jugs, Harold.
Üç sürahi, Harold.
Three jugs of beer and a créme de menthe.
Üç fıçı bira bir tane de nane likörü.
I put two jugs of wash water on the back stoop... and. Frankly. You could use it.
Arka verandaya iki kova sıcak su koydum... bence buna çok ihtiyacın var.
I'm the editor of Jugs, Leg Show and Bust Out right now.
Şu anda "Jugs", "Leg Show" ve "Bust Out" dergilerinin editörüyüm.
Look at those jugs.
Şu göğüslere bak.
Hey, order me up a couple of jugs too.
Bana da birkaç testi sipariş et.
Yeah, me too, but I don't wanna be in Jugs Magazine. Okay.
- Ben de biliyorum ama porno dergisine çıkmak istemiyorum.
On the fountain there are two jugs.
Havuzun yanında iki büyük şişe var.
Fill one of the jugs with exactly four gallons of water and place it on the scale, and the timer will stop.
Bir tanesini tam olarak 4 litre su ile doldurun. Terazinin üzerine koyduğunuzda zamanlayıcı duracaktır.
Didn't I see you at Jugs on 5th Street, that titty bar?
Cadde'de striptiz barında görmedim mi?
And gallon jugs.
Bende duyguların hepsi var.
Yeah, I'll take a couple of jugs...
Tabii, ben bir iki güğüm alırım...
Monster jugs?
Devasa mallar mı?
Hey, Jughead, I had to sleep with these jugs to create that jug.
Bu karpuzu yapmak için bu karpuzla yatmak zorunda kaldım ben, karpuzkafa!
Well, that's because you have big jugs.
Büyük testilerin yüzündendir.
Come on, you can get plastic jugs any time.
Hadi, o plastik sürahileri istediğin zaman alabilirsin.
Skinny blonds with big jugs!
Koca memeli sıska sarışınlar!
Arr! It's kind of you to deliver these copies of Jugs.
Bu dergilerin kopyasını getirdiğin için çok naziksin.
If I don't see some space jugs, I'm gonna be super-pissed.
Bir kaç uzay kokteyli görmezsem, acayip sinirleneceğim.
Well, I'm off to find the jugs that fit this top... like Cinderella.
Bu üste uyacak olan fıstığı bulmak için yola koyuluyorum. Cinderella gibi.
Look at those massive jugs.
Bu büyük göğüslere bak.
But you can't say jugs, you know, or...
Ama cicik diyemezsiniz ya da ineğin memelere asılman lazım Dan diyemezsiniz.
Get the jugs.
Şişeleri alalım.
In addition to the loveseat, let's see, your most recent acquisitions have been a French bedwarmer, a pair of toby jugs, the less said about that Civil War ramrod, the better. Don't they?
Sahi mi?