Junker translate Turkish
74 parallel translation
At 5 pm... The planes were Heinkel 111 and Junker 52.
Saat 5'te Heinkel 111 ve Junker 52 uçakları, ufukta belirdi.
He was a Junker of the old school.
Eski ek olden gelen bir asilzadeydi.
Hey, mister! What make is this junker?
Söylesenize bayım, bu hurda ne marka?
Third Jaeger Junker squadron on night navigational exercise.
Gece tatbikatı yapan 3. Junker Avcı Filosu.
And.... There are four aircraft, one of them is a Junker 390.
Ayrıca... 4 adet uçağımız kaldı, bir tanesi de Junker 390.
The junker.
Hurda araba.
In this junker?
Bu külüstürle mi?
Tomorrow morning, we'll find the nearest town swap your watch for some old junker, and everything will be just fine.
Yarın sabah, en yakın kasabayı bulacağız saatini eski bir külüstürle takas edeceğiz, ve her şey yoluna girecek.
A chop shop wouldn't give you more than 230 on a junker like that.
Öyle bir döküntüyü satmaya kalksan 2300'den fazla vermezler.
Why should the headmaster of Baird be seen putt-putting around in some junker?
Baird'in müdürü niye döküntü bir araba kullansın ki?
Switch the ID plate with the junker's.
Bunun plakasını, eskininkiyle değiştir.
Torch the junker.
Eski olanı da yak.
See this junker?
Bu hurdayı gördün mü?
Now he's a junker.
Şimdiyse bir artist.
Sally Struthers has a Tiberian junker which is, uh, the favored ship of the Huts, and she has trapped our-our-our new CBC ship in a, uh... positronic tractor beam, uh, so we're going to need a ionic tractor disrupter.
Sally Struthers'da Hutt'ların favorisi Tiberyan Junker'ı var. CBC gemimizi posetronik çekici ile hapsederek bizi tuzağa düşürdü. Ve böylece iyonik disrüptere ihtiyacımız var.
This old junker I'm in was meant for show, not combat.
İçinde olduğum döküntü şov içindi, savaş için değil.
This old junker I'm in was meant for show, not combat.
Bu hurda, gösteri için yapılmış savaş için değil.
I wound up learning on a second-hand junker.
Ben ise ikinci el bir hurdacından öğrendim.
I wasn't gonna leave it in that junker car of yours.
Onu senin külüstür arabanda bırakamazdım.
Some junker, thanks a lot.
Bir hurda mı? Çok teşekkürler.
I had this great old junker in college.
Lisedeyken harika bir külüstürüm vardı.
Junker?
Külüstür mü?
You beat up my old junker even more. Shit.
Bu ne şimdi, lanet olsun.
We want to get you out of that junker.
Seni şu hurdadan azat etmek niyetindeyiz.
What junker?
Hangi hurdadan?
I don't want you driving around in some junker.
Etrafta külüstür bir arabayla dolaşmanı istemiyorum.
That could be why our victim was driving a junker.
Neden bir hurdayla dolaştığını açıklıyor.
We're taking this junker?
Bu hurdaya mı bineceğiz?
I'll be surprised if he even makes it to Tatooine in that junker.
O hurdayla Tatooine'e ulaşırsa çok şaşıracağım.
This junker got some air, right?
Bu hurda biraz hava alabilir, değil mi?
The crane operator thought it was just another junker.
Vinç operatörü, onu da preslenecek araçlardan sanmış.
For 50 bucks, I'd haul away your old junker. Then I took the 50 and gave it a hillbilly tune up to get it running.
50 kâğıda hurdanızı alıyor bir 50 kâğıt daha verip çalışır duruma getiriyordum.
I soon learned to distinguish the noise of a Heinkel from the drone of a Junker 52...
Heinkel'in vızıltısıyla, Junkers 52'nin gürlemesini ayırmayı öğrendim.
No, rude is uglying up the road with that junker.
Asıl kabalık bu arabayla yola çıkmaktır.
I really appreciate you taking a look at this old junker.
Bu takoza baktığın için çok teşekkürler.
Jalopy, rust bucket, heap, clunker, junker, beater, wreck, rattletrap,
Bize kötü isimler taktılar : Paslı, hurda, dökük enkaz, kağnı, kutucuk, rezil, hoşaf ve külüstür.
Who gave you the right to attack Junker von Tronka and, when you did not find him, to punish the whole community?
Junker von Tronka'ya saldırma hakkını sana kim verdi ve tüm halkı cezalandırmak için onu ne vakit bulamadın?
If you didn't have a junker car, this never would've happened.
Hurda bir araban olmasaydı bu olmayacaktı.
That junker truck of mine been costing me more in repairs than it's worth.
O benim hurda kamyonet bana değerinden çok tamir masrafı ettirtiyor.
So, Dean, what's poor, dead Castiel doing in that junker out there?
Öyle Dean ölü olması gereken Castiel arabanda ne arıyor?
So, Dean, what's poor, dead Castiel doing in that junker out there?
Dean, zavallı Castiel dışarıdaki döküntünün içinde ne arıyor?
♪ Some people call me a junker ♪
♪ Some people call me a junker ♪
He grew his hair and grew a beard and called himself Junker Jorg.
Saçı sakalı birbirine karışmıştı kendini Alman asilzadesi Jorg olarak tanıttı.
Three Junker planes did this.
Bunu üç Junker uçağı yaptı.
Now ons to the next junker.
Sıradaki hurdaya geçelim.
You know, I won't be criticizing somebody's hat if all I own in the world is this gas guzzling junker.
Eğer dünyada sahip olduğum tek şey buna benzer benzin içen bir hurda ise başkasının giydiği bir şapkayı eleştirmezdim.
Think this junker still runs?
Sence bu hurda hala çalışıyor mu?
Oh, this junker could blow the wings off a bat out of hell.
Oh, bu hurda cehennemden çıkan bir yarasanın kanatlarını bile patlatabilir.
Where did you get this junker?
- İyiler. Bu hurdayı nereden aldın?
I'm just a junker, man.
Ben hurdacıyım dostum.
You don't look like a junker.
Hurdacı gibi görünmüyorsun.