Just a few more minutes translate Turkish
230 parallel translation
Mr. Shea... just a few more minutes, please.
Bay Shea bir kaç dakika daha, lütfen.
- Please, just a few more minutes.
- Lütfen, sadece birkaç dakika daha.
- Yes, just a few more minutes, my love.
Evet, birkaç dakika daha sevgilim.
- Be brave, my sweet, just a few more minutes. - Right.
Cesur ol benim güzel sevgilim, sadece birkaç dakika daha!
Just a few more minutes.
Bir kaç dakika daha.
It will be dawn in just a few more minutes.
Daha sadece birkaç dakika içinde şafak olacaktır.
Um, well just a few more minutes?
Şey, aslında sadece birkaç dakika daha.
I'll be just a few more minutes.
Birazdan geliyorum.
Just... Just a few more minutes.
Birkaç dakika daha bekleyelim.
Just a few more minutes, Mr. D, and she'll be in, honest.
Birkaç dakika sonra geliyor inanın Bay D.
Just a few more minutes, mum.
Bir kaç dakika daha, anne.
Just a few more minutes.
Sadece bir kaç dakika daha.
Just a few more minutes.
- Birkaç dakika izin ver.
Mum, just a few more minutes.
Anne, bir kaç dakika daha.
Just a few more minutes.
Sadece birkaç dakika daha.
In just a few more minutes I'm gonna have my alternator now.
Birkaç saniye sonra alternatörümü alacağım.
Just a few more minutes...
- Sadece bir kaç dakika daha.
Just a few more minutes, please.
Lütfen sadece birkaç dakika daha.
Hold on, just a few more minutes and I'll be right back.
Bekle, birkaç dakika daha ve sonra geri dönmüş olacağım.
Just a few more minutes.
Sadece bir kaç dakika.
Just a few more minutes.
Sadece 5 dakika daha.
Give me just a few more minutes.
Bana biraz zaman ver.
Just a few more minutes.
Birkaç dakika daha.
Just a few more minutes, Superman.
Yalnızca birkaç dakika daha, Süpermen...
In fact, if you want to tear off my clothes right now I'm sure that jury will be just a few more minutes.
Aslında, şu anda giysilerimi parçalamak istiyorsan eminim, jürinin biraz daha işi vardır.
- Just a few more minutes, please.
- Sadece bir kaç dakika daha lütfen.
Just a few more minutes'til we get the all-clear, folks.
Tehlike geçti sinyaline birkaç dakika var, millet.
Just a few more minutes.
- Dan? Sadece birkaç dakika izin ver.
Since this Lejiana character is already late I'll just stick around a few more minutes.
Şu Lejiana tipi hala gelmediğinden bir kaç dakika fazla burada kalacağım.
Just a few minutes more.
Biraz daha.
I just need a few more minutes.
Sadece birkaç dakika daha lazım.
In a few minutes you won't know why you're here or who I am. This is more than just amnesia.
Birkaç dakika sonra senin neden burada olduğunu veya benim kim olduğumu bilmiyorsun.
I'm sure if we just give them a few more minutes, they'll get here.
Eminim birkaç dakika verirsek burada olacaklardır.
Homer, it'll just be a few minutes more!
Homer, bir kaç dakikalık işimiz kaldı!
If you just hang tough for a few more minutes... you're gonna be all right.
Birkaç dakika daha adam akıllı durursan sorun çıkmaz.
True, it cuts their life span down to just a few minutes but that's more time than you've got.
Doğru, yaşam süresini bir kaç güne indiriyor fakat bu kadarı bile sizin sahip olduğunuzdan daha fazla bir zaman.
At first, I only used it a few minutes a day, but I began relying on it more until finally I just turned it on and never shut it off.
İlk zamanlar günde sadece birkaç dakika kullandım,... fakat gün geçtikçe daha fazla bağımlılık yaptı sonunda bir daha kapatmamak üzere açtım.
Just a few minutes more.
Sadece birkaç dakika daha.
- We're finished. I just need a few more minutes.
- Bir kaç dakikalık işimiz kaldı.
So, just take a good look at one another one last time... and think it over a few minutes more. "
Bu yüzden yanınızdaki arkadaşınıza son bir kez iyice bakın... ve bunun üzerinde birkaç dakika daha iyice düşünün. "
I think I just- - I need a few more minutes.
Ama birkaç dakika daha lazım.
A slight one, but if I could just have a few more minutes...
Bana bir kaç dakikacık daha verirseniz... - Söyleyin!
Harry, we just bought you a few more minutes.
Harry, sadece bir kaç dakikamız var.
Just give her a few more minutes.
Birkaç dakika daha bekle.
Can you just stay for, like, a few more minutes?
Bir kaç dakika daha burada kalman mümkün mü?
Please, just give me a few more minutes.
- Lütfen bana birkaç dakika daha verin.
- Uh, just a few more minutes, sir.
Birazdan olacak komutanım.
- Just give me a few more minutes to adjust the timing.
- Bir kaç dakika daha verin bana da zamanlamasını ayarlayayım.
No problem. I just could have used a few more minutes.
- Sorun değil. Birkaç dakika daha olsa fena olmazdı.
Oh, no, just stay a few more minutes.
Hayır, birkaç dakika daha kal.
Ju-just... a few more minutes.
Sadece birkaç dakika istiyorum.