Just between you and me translate Turkish
410 parallel translation
Just between you and me, I think he's turned out to be a big heel.
Aramızda kalsın ama, Bunny büyük bir pislik olmaya başladı.
Well, just between you and me, they're not my type either.
Aramızda kalsın ama benimde tipim değiller.
- It'll be just between you and me
- Ama bu olayı sadece ikimiz bileceğiz.
But just between you and me, I've got a hunch he'd be acquitted.
Aramızda kalsın ama, beraat edeceğini hissediyorum.
Just between you and me, I've been thinking about opening my own place.
Aramızda kalsın, ama kendi yerimi açmayı düşünüyorum.
It'll be a nice, intimate little chat, just between you and me.
Sadece seninle benim aramda, güzel, samimi bir sohbet olacak.
I'm sorry I can't ask you to sit down, but I expect my husband back in a few minutes, and I'd like to keep this just between you and me.
Oturmanı soramayacağım için üzgünüm. Fakat bir kaç dakikaya kocamın dönmesini bekliyorum. Bunun ben ikimizin arasında kalmasını istiyorum.
Dave, just between you and me, that little old schoolteacher of yours you know, she ain't too good an influence.
Dave, aramızda kalsın ama şu öğretmen seni pek iyi etkilemiyor.
Just between you and me, pretty as she is, there must be someone in her life. Yes.
Aramızda kalsın, onun gibi güzel bir kadının hayatında birisi olmalı.
Well just between you and me, it looks pretty bleak.
Şey... aramızda kalsın ama kötü görünüyor.
Master Ichi, just between you and me,
Usta Ichi, sadece ikimizin arasında,
- Just between you and me... In 1964 - a top year - a guy could make, oh say 20,000 crowns.
- Aramızda kalsın... 1964 gibi iyi bir yılda, bir kişi 20,000 Kron kazanabiliyordu.
Now this is just between you and me.
Şimdi bakın, bu ikimiz arasında.
It will be just between you and me, Byker.
Sadece seninle benim aramda, Byker.
This is just between you and me.
Bu kez disiplin cezası verilecek.
Just between you and me, madam.
Sadece sizinle benim aramda, madam.
Just between you and me.
Yalnızca sen ve ben bilelim.
Come on. Just between you and me, this doesn't go any further who was it shot up in your room?
Haydi ahbap, bu aramızda kalacak, başka kimse bilmeyecek odanda uyuşturucu kullanan kimdi?
This is just between you and me.
Bu sadece senin ve benim aramda.
Now, just between you and me, I don't think you will.
Sadece ikimizin arasında olacak, Geleceğini hiç sanmıyorum.
Stiles, this is just between you and me, OK?
Stiles, Stiles, bu sadece aramızda tamam mı?
Hey, remember it's just between you and me, right?
Hey, hatırla bu sadece ikimizin arasında.
This is just between you and me.
Bu sadece benimle senin aranda.
Come on, it's just between you and me.
Haydi, bu sadece ikimizin arasında.
Just between you and me, I wanted to do Gabriel Garcia Marquez.
Aramızda kalsın ama ben Gabriel Garcia Marquez'i istemiştim.
Just between you and me, what's with you and Chubby Charles?
Aramızda kalsın ama, Chubby Charles ile aranızda ne var?
Come on, I swear it, it'll be just between you and me.
Haydi, yemin ederim aramızda kalacak.
Can't we work this out just between you and me, huh?
Bak, başka kimse de yok. Bu işi aramızda halletsek olmaz mı?
- That's just between you and me, sir.
- Aramızda kalsın, bayım.
This is just between you and me.
Bu ikimizin arasında kalır.
Just between you and me, I'm only a supervisor.
Sadece ikimizin arasında. Önceden burada müdürdüm.
Just between you and me, old boy, your wife has some fairly modern views on marital fidelity.
Seninle benim aramda dostum. Karının sadakat hakkında bayağı modern bir bakış açısı var.
But just between you and me, I promise you a big cash settlement.
Ama aramızda kalsın, size büyük bir tazminat vadediyorum.
And, just between you and me, neither do you.
Laf aramızda, ne de senin.
This is just between you and me.
Bu sadece ikimizin arasında.
I figure this is private business, just between you and me.
Bu ikimizin arasında, özel bir iş.
It's just between you and me, okay?
Yalnız ikimizin arasında, tamam mı?
This is entirely entre nous. This is just between you and me.
Aramızda kalacak, kimseye bir şey söyleme.
Charlie, this is just between you and me.
Charlie, bu sadece seninle benim aramda.
Just between you and me I ´ m nervous.
Aramızda kalsın... sinirliyim.
"but you understand me and won't think less of me, " and this is just between us two. "
Ama sen beni anlarsın ve hakkımda kötü düşünmezsin ve bu sadece ikimizin arasında kalsın. "
But I ain't holding these things aging'you and if you're holding a grudge agin'me, Lafe, just remember that between you and Buchanan here, I just had to choose Buchanan
Ama bunlardan seni sorumlu tutmuyorum ve bana bir kin besleyeceksen, Lafe sadece sen ve Buchanan arasında bir seçim yapmam gerekseydi, sadece batı Texas Iı olduğu için Buchanan'ı seçerdim.
Now, things just can't go on the way they've been between you and me.
Artık, her şeyin seninle benim aramda eskiden olduğu gibi gitmesi mümkün değil.
Just because you have a growth between your legs you can tell me what to do and what not to do.
Sırf bacaklarının arasında bir çıkıntı var diye ne yapıp ne yapmayacağımı söyleyebileceğini mi?
It is not just the age difference, you know, between you and me, Stingo.
Problem sadece aramızdaki... yaş farkı değil, Stingo.
Let me tell you. Things are not so good between my wife and myself, just so you don't get any illusions.
Emin ol, bizim evliliğimizde de işlerin pek iyi gittiği söylenemez.
Let's just keep this between me and you.
Bu ikimizin arasında kalsın.
I was called personally by Bachman... and told to pump directly into the river... because, just between you, me and Moxy... he was too cheap to spring for the dumping charges hisself.
Çünkü, sadece sen, ben ve Moxy arasında kalsın... Atık masraflarını kendi karşılayamacak kadar ucuzcu.
Homer, please don't make me choose between my man and my god... because you just can't win.
Lütfen kocam ve Tanrım arasında seçim yapmam için zorlama beni çünkü kazanamazsın.
I'm just sorry you had to witness that business... between me and my father.
Babam ile aramdaki olaya şahit olmanızdan dolayı çok üzgünüm.
Now, this is just between me and you, smashed hat. [Chuckling]
Tabi bu sadece seninle benim aramda, ezik şapka.