Just do what i say translate Turkish
342 parallel translation
Now why don't you just do what I say?
Şimdi ne söylüyorsam onu yap
Now, you just do what I say and we'll get along fine.
Şimdi, sana ne dersem yapacaksın ve böylece iyi geçineceğiz.
You just do what I say when I say it.
Ne dersem hemen yap yeter.
- Just do what I say.
- Dediğimi yap.
Just do what I say and tell me what you used to be.
Ne diyorsam onu yapın ve bana ne olduğunu söyleyin.
- Just do what I say!
- Ne diyorsam onu yap!
Why can't you just do what I say one time?
Neden bir kere olsun sadece dediğimi yapmıyorsun?
Just do what I say.
Gene de deneyelim.
Just do what I say.
Sen dediğimi yap.
Just do what I say.
Sadece dediklerimi yap.
So why don't you just do what I say.
Neden hâlâ benim dediklerimi yapmıyorsun?
just do what I say.
Ne diyorsam onu yap.
It's like you don't even care. Just do what I say, Angie!
- Sadece dediğimi yap Angie.
Just do what I say and we can nail that bastard who fucked you and me.
Söylediklerimi yap, seni ve beni mahveden pezevenkleri mıhlayalım.
- Just do what I say and don't talk.
- Dediğimi yap ve konuşma.
Just do what I say.
Yalnızca söylediğimi yap.
- Just do what I say.
- Dediğimi yap!
Just do what I say.
Yalnızca dediğimi yap.
Just do what I say, Melvin.
Ne diyorsam onu yap Melvin.
Mind you, I don't say that I'm going to, but just for the sake of argument what's the government going to do with it?
Dikkat edin, ödeyeceğim demiyorum, sadece şunu merak ediyorum... hükümet o parayla ne yapacak?
Let's just say I am old enough to know what to do with my young feelings.
Sadece genç duygularımla ne yapacağımı bilecek kadar yaşlıyım diyelim.
If you take care of his needs, and thus help Mr. Kusuda, I will ask him to forget all this and I shall continue to employ you, just as before. What do you say?
Eğer ihtiyaçlarını karşılarsan ve bu sayede de Bay Kusuda'ya yardım edersen, ondan tüm bunları unutmasını isteyeceğim... ve eskisi gibi sana iş vermeye devam edeceğim.
Let's just say I wanna do to him exactly what he did to me.
Aynen bana yaptığını ona yapacağım desek daha doğru.
I'll say just what you wish, and I'll do what you wish.
Sen ne istersen onu söyleyecek, ne istersen onu yapacağım.
But I was just a shirt-tail kid then. My paw had big feet. What do you say, Davy?
Ama benim sadece kuyruklu ceketim, onun kocaman pençesi.
What do you say you and I go and get some ice cream and get our minds off this whole thing just for a minute?
Ne dersin, senle ben gidip dondurma almaya ve bir an için bütün o şeyleri kafamızdan atmaya?
Well, I think what you might do is just, uh, walk right up to him and say, uh, "J.D., I'm sorry for the delay, but my secretary had an urgent personal problem."
Zannederim ki yapacağın şey doğrudan ona gitmek ve " J.D. gecikme için üzgünüm ama,... sekreterimin acil bir kişisel problemi vardı demek.
Do just what I say.
Sadece dediğimi yap!
I'm not a specialist in that? So, I'll just do what you say.
Bol miktarda içki içtikten sonra, sen "My Darling Clementine" şarkısını söylerken ben de hiçbir şey yokmuş gibi seni tedavi edeceğim.
You know just as well as I do what they say.
Onların neler dediklerini sende benim kadar iyi biliyorsun.
I just don't want you to forget how much we care, no matter what we say or do.
Seni ne kadar önemsediğimizi asla unutma, söz ve davranışımız bazen seni üzse bile.
Well, I do not know exactly what I have got to say, this is just going to be off the top of my head.
Ne söyleyeceğimi tam olarak bilmiyorum. Ben öylesine kafamdan geçeni söyleyeceğim.
Listen, what do you say I pick you up around 8 : 00- - just the two of us, all evening?
Akşam sekizde seni alayım ve baş başa bir gece geçirelim.
We are going to this reunion, and you're gonna be proud of me, and I am gonna be proud of you, because when people ask what you do for a living, you're going to say you're a garbage man. Peg, I don't want to go to the reunion. Can't we just forget about the good times and get on with our lives?
ve, Steve, sen de çıplak Don Johnson'dın, ve bir tren tünelden geçti ve evimiz yok olmuştu.
So now that I've sort of accepted being Jesse, I just have to figure out what I'm here to do.
Jesse olmayı kabul ettim sayılır sırada buradaki amacımı anlamak kalıyor.
Just do exactly what I say.
Sadece ne diyorsam onu yap.
What do you want me to say, I just wandered in?
Ne dememi istiyorsun, sadece dolaşıyorum mu?
What was I supposed to do, say no? Just come down here, man.
Ne yapabilirdim ki, hayır mı deseydim?
So what are you going to do with us now? Let's just say, I've decided to extract my revenge.
Sizin olağanüstü süper Saiyan hayat enerjinizin tümünü alacağım!
What do you think is the motive here? " When the end comes I know they'll say just a gigolo
" Her şey sona erince, biliyorum diyecekler jigolo
- Just do what I say, Bob.
Ne diyorsam onu yap Bob.
I wanted something to happen, but I didn't know what to do or say, so I just stood here hoping and waiting for him to make his move.
Bir şeyler olsun istiyordum, ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ben de burada böylece durup... umutla bekledim... ilk adımı o atsın diye.
I don't know what I'd do, but let me just say something.
Ne yapardım bilmiyorum ama bunu söylemem gerek.
I'm asking you, the jury... Just... Do what you think is right in your hearts.
Sizden isteğim, Sayın Jüri Üyeleri... sadece... kalbinizin doğru olan dediğini yapmak.
I just can't tell you how aggravating it is... that your mother attributes everything I say and do... to what I eat, and how I breathe and the phases ofthe moon.
Yediklerimden tut, soluma şeklime, ayın evrelerine... annenin her söylediğim ve yaptığım şeyi... yorumlamasının ne kadar sinir bozucu olduğunu anlatamam.
- Let's just say I like what I do.
- Diyelim ki, işimi çok seviyorum.
Look £ ¬ the neighbors just wanna come over to ask for our help... and I think the least we can do is listen to what they have to say.
Bak komşular buraya sadece bizden yardım istemek için geliyorlar... Ve bence en azından söylemek istedikleri şeyleri dinlemeliyiz.
Now I just need a signature. What do you say about "All applicants will be considered"?
"Başvuruların tamamı değerlendirilecektir" nasıI?
I don't know what I'm gonna do about it yet, but I just wanted to say thanks.
Henüz ne yapacağıma karar vermedim ama teşekkürler.
What I just said... people afraid to say things... no guts to say the things that are real or something... to not do that.
Şimdi söylediğim şey... konuşmaktan korkmak. Gerçekleri falan söylemeye çekinmek... Biz öyle yapmayalım.
Just pull yourself up by your chakras and do exactly what I say.
Çakralarını harekete geçirip toparlan ve dediklerimi aynen tekrar et.