Just for a few hours translate Turkish
161 parallel translation
- No. Just for a few hours'rest.
Sadece birkaç saat dinlenelim.
I have to get away occasionally just for a few hours.
Arada sırada birkaç saatliğine çıkabiliyorum yalnızca.
My idea of heaven is to be allowed to be put in manacles just for a few hours.
Benim için cennet birkaç saatliğine kelepçe takmama izin verilmesidir.
Dad, it's just for a few hours. No.
- Baba, sadece birkaç saatliğine.
Just for a few hours.
Sadece birkaç saatliğine.
Just for a few hours,'cause, look, we're cutting things a bit fine now.
Sadece bir kaç saatliğine, çünkü bak, çok az zamanımız kaldı.
Just for a few hours, yeah.
Evet, bir iki saatliğine çıkmıştık.
Is there some place that you could take him just for a few hours until I can figure out what the hell to do?
- Başka bir yer var mı bir kaç saat götürebileceğin?
Go. Just for a few hours.
Sadece bir kaç saat.
Just for a few hours.
Birkaç saat için.
Just for a few hours.
Sadece bir kaç saat.
We need it just for a few hours!
Bize bir kaç saat için lazım!
I'm just here for the day. Just for a few hours.
Sadece bugünlük buradayım, birkaç saatliğine.
I'll require your services for just a few hours this evening.
Hizmetinize bu akşam bir kaç saatliğine ihtiyacım var.
The way he has of becoming someone else every night, for just a few hours, so completely...
Her gece, birkaç saatliğine,... bambaşka bir kişiliğe öyle bir bürünüyor ki!
I know you've only a few hours, but listen for just a minute... and then I won't talk about it anymore - just a minute.
Ama beni sadece bir dakika dinle. Sonra bundan bir daha söz etmeyeceğim. Bir dakikacık.
If you Were kind, you'd stay for a few hours and just pretend like you like me.
Nezaketen birkaç saat kalıp benden hoşlanıyormuşsun gibi yapabilirsin.
Couldn't we stand like this for just a few hours?
Birkaç saatçik daha böyle kalamaz mıyız?
So we'll just hold on for a few hours and give Tobe a chance.
Biz sadece bir kaç saat bekleyeceğiz ve Tobe'a bir şans vereceğiz.
Was it really so unusual for her to be just a few hours late, Mrs. Quaife?
Son birkac saat de dikkatinizi ceken ilginc bir sey oldu mu, Bayan Quife? Evet!
Well, just to hang around the suite for a few hours.
Şey, sadece suitimde bir kaç saat oyalanmak.
He just held me for a few hours While my mom was freaking out.
Sadece annem çıldırırken, beni bir kaç saatliğine tuttu.
I'll just sit tight here for a few hours and then be off.
Sadece burada birkaç saat oturacağım ve sonra dışarı çıkacağım.
for just... just a few hours.
Fresno'daki grubun ilham vermesi gibi.
our son. our responsibility. if we leave him alone for just a few hours, there's no telling what sort of things he might see... or what he might bring.
Bundan daha iyi açıklayamam.
Or we could just take all that sexual energy... and kind of hold onto it for a few hours... and then rechannel it into your pitching tonight.
Ya da bütün bu seksüel enerjiyi alırız ve birkaç saat tutmayı deneriz ve senin bugünkü maçında kullanırız.
( Woman ) For many people Leading busy lives, enriching their sex lives might just mean setting aside a few hours with their partner after the kids have gone to sleep, climbing into bed early and rekindling neglected desires.
Yoğun günlük yaşam içinde olan insanlar için seks, çocuklar uyuduktan sonra eşiyle birkaç saat erken yatağa girerek ihmal ettikleri arzularını yeniden diriltme çabası anlamına gelmektedir.
What Devon means is we're just gonna have one of our men ride him around for a few hours. You know, sort of as a reward.
- Devon'ın demek istediği bir adamımız birkaç saat onunla dolaşacak, bunu bir ödül gibi düşünün.
I was thinking we could go and just play for a few hours.
Gidip birkaç saat oynayabiliriz, diye düşünüyordum.
Nah, they just have to ask us a few questions... for about six hours.
Hayır, sadece bir altı saat kadar... soru sormaları gerekiyor.
I need a ship that can slip in quietly bring me in just outside the capital city and wait a few hours for my return.
Sessiz bir şekilde içeri sızacak ve beni başkentin dışına bırakıp dönmemi bekleyebilecek bir gemi lazım.
I'm just saving it for a few hours till we come back here and Michael can see it.
Sadece birkaç saatliğine saklıyorum geri dönene kadar ve döndüğümüzde Michael görebilir.
So just by not letting him out until 10 or 11 o " clock and for just a few hours mid-afternoon, when the birds are less active... will certainly help to prevent the cat from capturing the birds.
Yani kedimin sabah saat 10'a ya da 11'e kadar... ve öğle ortasında kuşların daha az faal olduğu saatlerde... dışarıda olmaması, kuşları yakalamasını engelliyor.
I was just gonna go out for a few hours.
Bende bir kaç saat dışarı çıkacaktım. Mahzuru olur mu?
Look, just hold off for a few hours, okay?
Yalnızca bir kaç saat oyala olur mu?
I'll just walk the streets for a few hours.
Bir kaç saat sadece sokaklarda dolaşacağım.
We're just gonna hold you down and enjoy ourselves for a few hours.
Sadece sizi bir kaç saat elimizde tutup keyfimize bakacağız.
The Joker got away from the police, only for a few hours just long enough to send a man to kill Helena's mother and to come for me himself.
Joker, birkaç saat sonra polisin elinden kaçtı çok geçmeden Helena'nın annesini öldürmesi için birini yolladı benim için de kendisi geldi.
Oh, Peter. I'm just... gonna go out for a few hours.
Peter, ben birkaç saatliğine çıkıyorum.
Now, the quicker we get these fish... the faster we're going to get to your ceremony... so let's all just try and get along for a few hours.
Balığı ne kadar çabuk yakalarsan törenine o kadar çabuk gideriz. Bu yüzden geçinmeye çalışın.
I just need you to keep Buffy away for a few hours.
Sadece Buffy'yi bir kaç saat oyalamanı istiyorum.
You know, for a few hours there I was actually starting to think that you weren't a son of a bitch and you just, God, fooled me again.
Biliyor musun birkaç saat evvel az kalsın senin bir o... çocuğu olmadığını düşünmeye başlıyordum. Ve sen, Tanrım beni yine yanılttın.
If I were to explore these city streets for just a few hours, I'd almost certainly see more foxes than I would in a whole year of walking in the countryside.
Bu şehir sokaklarında birkaç saat dolaştığım zaman bir yıI kırlarda dolaşmaya kıyasla daha çok tilki görürüm.
He traded every dollar for just a few more hours of life.
Bir kaç saat daha hayatta kalabilmek için bütün parayı yakmış.
You don't have to entertain him, just keep him company for a few hours.
Onu eğlendirmek zorunda değilsin, sadece ona bir iki saat eşlik edeceksin.
Just act normal for a few hours and we're home free.
Sadece birkaç saatliğine normal davran ve sonra evde olacağız.
Well, Dad's car just, like, dies out of nowhere... and he couldn't get it fixed anywhere on a holiday... so instead of sitting around for a few hours...
Babamın arabası ıssız bir yerde bozuldu. Her yer tatil olduğu için tamir de edemedi.
Not just taken the guitar it became so? obsessed and for me there fissai cos? many years every day for a few hours, in the evening before you sleep, the guitar was the only thing did.
Gitarım olduğundan beri, ona takıntıIı oldum çok uzun yıllar ona tutundum her gece, saatlerce, hergün yatana kadar, gitar çalardım, tek yaptığım buydu.
'Cause maybe if I can get the family that used to live there to just come back for a few hours, we could fix the things that aren't working.
Çünkü, eğer daha önce orada yaşayan aileyi getirebilirsem sadece bir kaç saatliğine çalışmayan şeyleri tamir ettirebiliriz
But when they do find paradise they're liable to feed and drink for just a few hours and then head back to the dust for no apparent reason.
Ama bir vaha bulduklarında da birkaç saat otlayıp, su içtikten sonra nedensiz şekilde kurak topraklara dönme eğilimindedirler.
I think you just wanted me out of your face for a few hours, right?
Birkaç saatliğine benden uzak kalmak istedin sanırım?