English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just tell me what you know

Just tell me what you know translate Turkish

203 parallel translation
Just tell me what you know, Teddy.
Sadece ne bildiğini söyle, Teddy.
Just tell me what you know.
Sadece bildiğini anlat.
Just tell me what you know I want to hear.
Sadece duymak istediklerimi söyle.
Just tell me what you know about her.
Lütfen bir şey biliyorsanız söyleyin.
Just tell me what you know about the kidnapping.
Bu kaçırmayla ilgili bildiklerini söyle.
Why don't you just tell me what you know?
Neden bildiklerini anlatmıyorsun?
But just tell me what you know.
Ama bana bildiklerini anlat.
Just tell me what you know about Silik.
Sadece Silik hakkında bildiklerini söyle.
- Just tell me what you know.
- Bana ne bildiğini söyle sadece.
Why don't you just tell me what you know about the Deaders?
Öldürücüler hakkında bana niçin bildiklerini anlatmıyorsun?
Why don't you just tell me what you know, Angel?
Neden bana tüm bildiklerini anlatmıyorsun, Angel?
- Please, Richard, just tell me what you know.
Bana ne bildiğini söyle. Söyledim sana.
- I know just what you're going to tell me.
O rol için berbat bir seçim.
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
Just tell me what you want to know
istediğizi sorabilirsiniz!
So tell me... just tell me what you know
Sadece bildiklerini anlat.
I just know you're gonna tell me what this is all about.
Neler çevirdiğini Anlatırsın artık.
- Know what your problem is? - Tell me. - You're just not spontaneous.
Evli erkeklerin çoğu gündüzleri çalışırlar.
You know, I really do wish you'd tell me, just what good is a book without any pictures?
Biliyor musun, gerçekten bana anlatmanı isterdim : Hiç resmi olmayan bir kitabın ne faydası var?
Anyway, just take me to my quarters and you can tell me what you know in detail.
Her neyse, beni kalacağım yere götür ve bana detayları orada anlatırsın.
But I just want to tell you I am sorry for being such a jerk last night. I don't know what got into me.
Ben de kendimle konuşmazdım ama geçen gece kazmalık yaptığım için çok üzgünüm.
Why Don't You Just Tell Me What I Gotta Know, And I'll Go Do What I Gotta Do?
Neden bana bilmem gerekenleri anlatmıyorsun? Böylece, yapmam gerekeni yaparım.
You don't even know what I've been through. I would if you'd just tell me.
Neler yaşadığımı bilmiyorsun bile.
I think you know. If I tell him what I just told you, he'll kill me.
Sana anlattıklarımı ona anlatırsam beni öldürür.
I suppose I could tell you I just saw fresh paw prints out there which make me think they're already thinking about feasting in here, but I don't want to answer you because when you question me, you are saying to me that I don't know what I'm doing.
Sanırım söyleyebilirim ki dışarda taze pençe izleri gördüm bu da bana burada ziyafet düşündüklerini söylüyor, ama sana yanıt vermek te istemiyorum çünkü beni sorguladığında, bana ne yaptığımı bilmediğimi söylemiş oluyorsun.
You know, you can't just pop up and tell me what to do.
Bak, öyle ortaya çıkıp bana ne yapacağımı söyleyemezsin.
YOU KNOW, JUST BECAUSE SHE ASKED ME TO ASK YOU DOESN'T MEAN I WAS GONNA TELL HER WHAT YOU SAID.
Sırf bana sormamı istedi diye ona senin söylediklerini söyleyecek değilim.
You asked me what happened, and I couldn't tell you... because everything was just a blur, you know... and it was all shouting.
Bana neler olduğunu sordun, sana ne olduğunu anlatamadım... çünkü her şey bulanıktı, bilirsin... ve her şey karışıktı.
If you could just tell him that you'd met me and let him know what he's doing to me, maybe, coming from you, it might mean something.
Ona benimle tanıştığınızı söyler, bana yaptıklarını bildiğinizi hissettirirseniz belki sizin söylüyor olmanız bir anlam ifade eder.
I almost called her last year, just to apologize... just to tell her I still think about it, you know, what that must've been like... just sittin'there... waiting'for me to show up.
Özür dilemek için geçen sene onu neredeyse arayacaktım hala aklıma geldiğini söylemek istedim, nasıl bir histi acaba orada öylece oturup, benim gelmemi beklemek.
You know, just as an experiment, tell me what it is you're trying to say stripped down to nuts and bolts.
Bir deneme yapalım. Ne söylemeye çalıştığını basitçe anlat bana.
You just tell me what you saw from the beginning to the end... and I swear on my badge... no one will ever have to know.
Bana başından sonuna kadar gördüklerini anlat... Ve rozetimin üzerine yemin ederim... Bunu asla kimse bilmeyecek.
Let me tell you something. It's going to come up, and it's just going to whack you on the back of the head before you even know what hit you. Love, right?
Sana bir sey diyeyim.
Yeah, I know that, but could you just please tell me what happened?
Evet, biliyorum. Ama ne olduğunu anlatabilir misiniz?
Why don't you just tell me what you think I need to know?
Neden bilmem gerekenleri anlatmiyorsun?
But believe me when I tell you, this will go much easier if you just tell us what you know.
Ama inan bana, bildiklerini hemen anlatırsan her şey çok daha kolay olur.
- Just... tell me what you know.
- Sadece... bildiklerini anlat.
Just tell Kelso what you told me about, you know, how you felt vulnerable and stuff.
Sadece Kelso'ya bana söylediklerini söyle, ne kadar savunmasız olduğunu falan.
I just do what the fuck they tell me, you know?
Bana ne dedilerse yaptım, anlıyor musun?
So why don't you tell me what you know and I'll just fill in the blank spots. "
Öyleyse bana bildiklerini anlat ve bende boş kalan yerleri doldurayım. "
So, you know, whatever. He would tell me what to do, and I just did it.
O bana ne yapacağımı söylerdi ve ben de yapardım.
Just, you know, tell me what happened.
Sadece, bilirsin, ne olduğunu anlat.
You know what? Just tell me on the way to the bird store.
Kuş almaya giderken anlatırsın bana.
My father, who, as you know, is the lawyer for Sidarthur, just called me to tell me what he found out about the band.
- Sidarthur'un avukatı olan babam grupla ilgili bir şey öğrenmiş.
It's just that, you know, when someone asks me what I do... and I tell them I'm a wife and a mother... the lights in their eyes just go out.
Biri bana ne yapıyorsun diye sorduğunda... evliyim ve anneyim deyince... karşımdakinin gözlerindeki ışık kayboluyor.
I can pretend to know what you're talking about, or you can just tell me.
Neden bahsettiğini biliyormuş gibi yapabilirim, ya da bana söylersin.
- You know, just tell me what you want me to do, and I'll do it.
Biliyorsun, bana sadece ne yapmamı istediğini söylemen yeterli, hemen yaparım.
Well, I'm sorry, but I just don't know what will disturb you because you won't tell me.
Üzgünüm ama seni neyin rahatsız edeceğini bilemem. Çünkü bana anlatmıyorsun.
I can tell you not just about Tanya but about her past and future lives too. Tell me what you want to know.
Sana sadece Tanya'yı değil, aynı zamanda sana onun gelmiş-geçmiş her şeyini söyleyebilirim, ne öğrenmek istiyorsun?
Jesus, do you know how nice it would be if just some hard hat would tell me what a nice ass I had, which is pretty fucking nice, I might add?
Tanrım, kasklı birinin bana ne kadar güzel bir kalçam olduğunu söylemesi çok hoş olurdu. Aslında fena da sayılmaz...
Do you know How easy it would be For me to call my husband And tell him What you just tried to do?
Kocamı arayıp ne yapmaya çalıştığını anlatmak ne kadar kolay olurdu bir fikrin var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]