Jutland translate Turkish
111 parallel translation
They lived in Jutland.
Jutland'de yaşadılar.
You should have seen them... after the battle of Jutland... when we and the English- -
Onları bir görmeliydin Jutland savaşından sonra,... biz ve İngilizler -
So you want to drive her to Jutland?
yani onu toJutland'a mı götüreceksin?
I arranged it with my grandparents in Jutland. But first -
Jutland'ta büyükannemle konuşup ayarladım her şeyi.
There are certain things that - - If you think you - - I`m taking Mom to Jutland.
Bazı şeyler vardır ki sanıyorsan ki, sen.. - - annemi ToJutlanda götürüyorum.
In Jutland?
Jutland'da?
I will forget what happened on theJutland coast.
Jutland sahilinde neler olduğunu unutacağım.
Then you should visit the coast ofJutland.
O zaman Jutland sahilini ziyaret etmelisiniz.
This could be the biggest naval battle since Jutland. Jesus!
Jutland'dan sonra yaşanan en büyük deniz savaşı olabilir.
Some dialect, north Jutland or something.
Bazen Jutland taraflarına kaydı konuşması.
You didn't go to Jutland?
Gitmedin mi?
I've been to Jutland.
Tabii ki gittim.
- On football? I've got a friend at FCK. They play FC Mid-Jutland on Sunday -
Evet, bir arkadaşım "Kopenhag Kulübü" için oynadı ve onlar pazar günkü "Jutland" için oynadılar.
If you match FC Mid-Jutland with four other winners, you get 9 to 1 odds.
Eğer Jutland'a oynarsan diğer dört oyuncuyla 9 da 1 verir.
We might as well bet all of it on Mid-Jutland.
Dan : "Her şeyi Jutland'a oynayın." dedi.
- We're supporting Mid-Jutland.
Salak gibi görünmek istemiyorum ; Jutland için oynamalıyız.
They didn't have any Mid-Jutland scarves.
Evet ; ama Jutland için tüyoları hiç yok. Hadi, oyna şunu!
Jutland.
Jutland.
But at Jutland, the range was just five miles.
Ama Jutland'da menzil sadece 5 mildi.
British and German navies clash at Jutland.
İngiliz ve Alman Donanması Jutland'da savaşaıyor.
- Can't you turn off your mobile? - I must go to Jutland next week.
Gelecek hafta Jutland'a gitmem gerekecek.
I'm a pusher frau from Jutland.
Jutland'da yaşayan dul bir uyuşturucu satıcısıyım.
- How are things in Jutland?
- Jutland'da durumlar nasıl?
So I pocket the lump, catch the night train and go back to Jutland.
Sonra emaneti paketleyip Jutland'a gidecek gece trenine zar zor yetiştim.
Jutland.
- Jutland!
It's called Jutland.
Adı Jutland.
Did you know... that King Harold... he promised to marry the Norse Queen, Gunhilda... and enticed her to Jutland.
Şunu dinle. Kral Harold, Norveç Kraliçesi Gunhilda'yla evleneceğine söz verip onu Jutland'a getirtmiş.
Daddy... is Jutland like the Prairies?
Baba. Jutland bizim düzlükler gibi mi?
- We can go to Jutland.
Tamam mı? Jutland'a gidebiliriz.
We're going across the ocean to Jutland.
Okyanusu aşıp Jutland'a gideceğiz.
Beyond Jutland... deep, deep, deep...
Jutland'ın ötesinde. Çok, çok derinlerde.
I think he lives in Jutland now.
Bildiğim kadarıyla şu an Jutland'da.
SOUTH JUTLAND 1971
Güney Jutland, 1971
Southern Jutland, right?
Güney Jutland, değil mi?
Southern Jutland, yeah.
Güney Jutland, evet.
we were fighting the jutes from jutland.
Jütland'den jütlerle savaşıyorduk.
I just wanted to let you know I'm in South Jutland. "Mojn" and all that.
Sadece Güney Jutland'da olduğumu bilmeni istedim.
- When he sits and hedges between Rotterdam and Western Jutland.
Rotterdam'dan Jutland'e yıllarca yük taşımıştı.
For John has always loved West Jutland high heaven.
Johannes, Batı Jutland'in yüksek yerlerini sever.
- And then off to Jutland on Saturday.
- Öyleyse Cumartesi Jutland'a gidiyoruz.
To Jutland?
Jutland'e mi?
That will be on... Thursday.
- Jutland'e ne zaman gidiyorsun?
Ornithologists want to turn northern Jutland into a national park.
Ornitologlar Jutland'ın kuzeyini doğal parka dönüştürmek istiyorlar.
82 in Jylland and Fyn.
82 tanesi Jutland ve Funen'da.
Axel's job is to form a dropping operation in Jutland.
Axel'in işi Jutland'ta bir paraşüt indirme operasyonunun altyapısını oluşturmak.
About a case involving a child found dead in a harbour somewhere in Jutland.
- Sadece bir dava olduğunu. Bir taşra limanında ölü bulunan bir çocuk hakkında.
Tomorrow is the most important event of this election campaign in Jutland.
Ne yapmalıyım peki? Yarın seçim kampanyasının en büyük ve en önemli yarışı.
The Zeeland mate and the other two found that girl in West Jutland.
Ama dava dosyasını bulduk. Jutland limanında kızı bulan Zeeland tayfasıymış.
All of it. No, try to listen.
Öyleyse her şeyi Jutland'a oynayalım.
Jutland.
- Jetland'miş!
- When are you going to Jutland?
- Evet.