English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / L'll

L'll translate Turkish

26,337 parallel translation
If you post that bazooka photo, you'll be found guilty of insurance fraud and go to jail for six months.
Eğer bu bazukalı fotoğrafınızı yüklerseniz, sigorta dolandırıcılığından suçlu bulunursunuz ve 6 aylığına hapse girersiniz.
Of course, I'll show you.
Nasıl yapılacağını gösteririm.
Okay, you go to work and I'll try to get him out of your bedroom.
Tamam sen işe git, ben de onu odandan çıkarmaya çalışırım. Nasıl?
I'll "Grammar, Stanley" you, you stuck-up son-of-a...
"Grammar, Stanley" i gösteririm sana, seni takıntılı velet- -
Tell me how to take Weirdmageddon global and I'll spare the kids!
Tuhaflık Kıyameti küresini nasıl alırım söyle bende çocukların canını bağışlayayım.
By reason of insanity or mental defect. You'll spend a couple of years
En kötü ihtimal akıl hastahanesinde bir kaç yıl geçirmek zorunda kalırsınız.
Then be released. You'll be a free man
Bazı güçlü ve hatırı sayılır arkadaşların olacak.
It's a federal agreement stating that in exchange for a reduced sentence, you'll go on record with information of Diego Jimenez, leader of the Jimenez Cartels.
Hafifletilmiş bir ceza almak için Jimenez kartelinin lideri, Diego Jimenez'i ele vereceğine karşılık federal bir anlaşma.
I mean, Kate'll lie for me in exchange for enough coke.
Kate, kokain karşılığında benim için yalan söyleyecek.
Knowing how White acted before could tell us how he'll act now.
White'ın daha önce nasıl hareket ettiğini bilmek, bize onun ne yapacağını gösterebilir.
But you'll stay in that marriage just so as you can stay in our church.
Ama kiliseye bağlılığın için evliliğini sürdürmen gerekiyor.
The more we know about how our team took them out, the safer we'll be on our next op.
Ekibimizin onları nasıl ortadan kaldırdığını öğrenebilirsek sonraki operasyonda nasıl daha güvende olabileceğimizi biliriz.
It ended because I wasn't ready to confront what was wrong with me, and I don't know if I'll ever be ready, but... I've been seeing someone, and I wanted to tell you about it.
Bitti çünkü bendeki sorunlarla nasıl mücadele etmeye hazır değildim hiç hazır olabilecek miyim bilmiyorum ama bu konuda yardım alıyorum ve bunu sana söylemek istedim.
I'll tell you what's going on.
- Sana asıl meseleyi söyleyeyim.
Instead of going to trial and winding up with a five year sentence, I'll let you cop to three and a half right here.
Duruşmaya gidip beş yıl cezaya mahkum olacağınıza size üç buçuk yıl teklif ediyorum.
That picture on Robert's desk is how you could have known, Jessica. Now if you'll excuse us, we have tickets for the theater.
Robert'ın masasındaki resim nasıl olacağını gösteriyor, Jessica.
They're still investigating, but, uh, we'll give you two a moment.
Hâlâ araştırılıyor ve biz sizi biraz yalnız bırakalım.
I hope you'll keep an open mind.
Umarım ona karşı ön yargılı olmazsın.
If it's in use, the data will be encrypted, but... we'll know if it's active.
Eğer kullanılır vaziyetteyse, data şifrelenecektir,... ama... aktif olduğunu bileceğiz.
It's been 28 years, and not a day goes by where I don't walk into a room... hoping, praying he'll be there.
28 yıl geçti ama bir odaya girdiğimde onu görmeyi ummadan ve dua etmeden geçen bir günüm yok.
You know what, we'll skip the formalities and get to the good stuff.
Formaliteleri geçip asıl şeylere gelelim.
You join with me, and I'll give you powers you couldn't possibly imagine.
Bana katılırsan sana, aklına gelemeyecek güçler bahşederim.
We'll see how you feel when your knees start to give.
Dizlerin tutmamaya başladığında nasıl hissediyorsun, göreceğiz.
Her birthdate is 100 years off.
Doğum yılında 100 yıllık bir hata var.
The people we work with, they'll stop at nothing to make sure this plan succeeds.
Çalıştığımız kişiler planın başarılı gittiğine emin olmak için her şeyi yaparlar.
The question is how he'll cope.
Önemli olan bununla nasıl baş edeceği.
She's gonna make a mistake that she'll regret for the rest of her life, and I know... I know you know how that feels.
Hayatı boyunca pişman olacağı bir hata yapmak üzere ve ben bunun nasıl hissettirdiğini iyi bilirim..
My thought is, at the very least, we'll find the voice-modification software he's been using this whole time.
En azından, bunca zamandır kullandığı ses değiştirme yazılımını bulacağımızı düşünüyorum.
- There's my girl. - Yeah.
Nasıl da akıllıdır benim kızım.
I'll sleep in the barn tonight and see if it meets my needs.
Bu akşam ahırda uyuyacağım, ihtiyaçlarımı karşılıyor mu bakacağız. Güzel.
I imagine we'll never get our drinks served on time again.
Bir daha karşılıklı bir şeyler içeceğimizi hiç düşünmezdim.
- Honey, you know you can't leave, you'll be disqualified from the study.
- Tatlım gidemeyeceğini biliyorsun. Deneyden atılırsın.
She'll know how to get this implant out.
İmplantın nasıl çıkarılacağını biliyordur.
In a hundred years... they'll call me a pioneer.
Yüz yıl sonra bana öncü diyecekler.
We'll revisit the terms next year.
Önümüzdeki yıl yeniden değerlendireceğiz.
She'll get bored with you.
Senden sıkılır.
If it gets to 10 we'll die a slow and painful death whether we get out or not.
Eğer 10'a çıkarsa yavaş ve acılı bir şekilde öleceğiz. Dışarı çıksak da çıkmasak da.
And when she does, then we'll know for sure what effect, blood has on her powers, if any.
Ve beslendiğinde de kanın, güçlerinin üstünde nasıl bir etkisi olduğundan emin olacağız. Varsa tabii.
I'll be briefing the entire department and making assignments shortly, Detective.
Birazdan kısa bir konuşma yapıp görev dağılımını yapacağım, dedektif.
And I'll kill you if you tell him I was.
Burada olduğumu söylersen asıl ben seni öldürürüm.
When the last proton decays, stops vibrating, and plunges the universe into heat death, we'll be there too.
Parçalanmakta olan son proton titreşmeyi bırakıp evren, ısıl dengeye ulaştığında da orada olacağız.
We'll go see what kind of meta-human powers can take down a building like that and how to stop it.
Biz de, hangi meta insanın binayı yıkabileceğini ve nasıl durdurulacağını bulmaya çalışacağız. - Harika.
Try it, and I'll shatter your entire nervous system without breaking a sweat.
Denemeye kalk da bütün sinir sistemini kılımı kıpırdatmadan parçalayayım.
Five, ten years from now, this is the show people will associate you with, and you'll be glad they do.
Beş on yıl sonra insanlar seni bu diziyle özdeşleştirecek ve sen de buna sevineceksin.
In five years, I'll be back to where I was.
Beş yıl içinde önceki duruma döneceğim.
If you want a return on your investment, I'll oblige.
Yatırımının karşılığını istersen, memnun ederim.
Richard, I read your deck, and you projected it'll be four years until we get to revenue?
Richard aklındakileri biliyorum. Gelir elde edene kadar bize 4 yıl çiziyorsun.
If you'll excuse me, gentlemen, I'm gonna go ask Action Jack how Laurie's dick tastes.
Müsaade ederseniz beyler İcraat Jack'e, Laurie'nin yarağının tadının nasıl olduğunu soracağım.
She'll probably issue press releases talking about how it's the best application of your visionary technology.
Muhtemelen bunun, vizyoner teknolojinin nasıl en iyi uygulaması olduğuyla ilgili basın açıklamaları yapacak.
- Mmm. - I'll tell you right here, right now, the way to make a perfect martini.
Şimdi sana, burada mükemmel martininin nasıl yapıldığını söyleyeceğim.
Cabracadabra's going to be huge. No one wants to say it out loud because we're afraid we'll jinx it.
Cabracadabra çok başarılı olacak ve nazar değmesin diye kimse söylemiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]