English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Laborer

Laborer translate Turkish

168 parallel translation
A steady flood of pennies, nickels and dimes drained from the purses of the homeowner, the laborer and the housewife.
Düzenli bozuk para akışı, ev sahipleri, işçiler ve ev kadınlarının cüzdanlarından.
Again, she found none to challenge her. George Amberson Minafer, the major's one grandchild was a princely terror. LABORER :
Isabel yine kendisini durduracak kimseyi bulamadı ve George Amberson Minafer, Binbaşı'nın tek torunu, müthiş haşarı bir çocuk oldu.
I want a farm laborer.
Ben çiftlik işçisi istemiştim.
Your dad was a laborer.
Senin baban bir emekçiydi.
My dad was a laborer.
Babam bir işçiydi.
I'd rather work as a day laborer, if necessary.
Gerekirse yevmiyeyle çalışmayı yeğlerim.
- They want a works laborer.
- İşçi arıyorlar.
- He's just a common laborer.
- Sıradan bir işçi sadece.
Did they ever try to paint a laborer or a man digging?
Bir işçiyi veya kazı yapan bir adamı çizmeye çalışmışlar mı?
Laborer on metallic construction is, obrero de construcciones met?
Metal inşaat işçisi ; obrero de construcciones metálicas.
I heard it was a farm laborer who found her.
Duyduğuma göre bir çiftlik işçisi onu bulmuş.
"Shipyard laborer"
"Tersane işçisi"
You're married 2 children a laborer...
Sen evlisin 2 çocuklu bir işçi...
Laborer or watchmaker, it's the same!
İşçi ya da saatçi aynı zamanda!
- My father was a laborer most his life.
- Babam ise bir işçiydi.
If the authorities spotted a two-sworded laborer, I'd be in for a real dressing-down.
Olur da yetkililer iki kılıçlı bir işçi görürlerse içeriye tıkılıp çok pis dayak yerim.
He was a laborer, sweated his guts out for £ 9 a week.
İşçiydi, haftalık 9 sterline eşek gibi çalışırdı.
I might find him a job as a laborer on some construction site, but that's all I can do.
Belki inşaatta amele olarak iş bulabilirim ona,.. ... elimden bu kadar gelir.
I didn't bring him into this world to be a laborer.
Onu dünyaya amele olsun diye getirmedim.
I worked as a laborer, anything.
Bir işçi gibi. Her yerde.
- How about working as a laborer?
- İşçi olarak çalışmaya ne dersin?
Every laborer is worthy of his wage - am I right?
Her emekçi maaşını hak eder, değil mi?
The German worker - a great master and a diligent laborer.
Alman işçisi işine bağlıdır.
Occupation : laborer, bricklayer, boxer.
Meslek ; niteliksiz işçi, | boksör.
Laborer, married, three children.
İşçi, evli 3 çocuklu, Adres :
The laborer's worthy of his hire.
İşte emeklerimin karşılığı.
My father worked as a day laborer and lived on the premises, in a sort of hut... with my mother, myself and my younger brother.
Babam gündüz mesaisinde çalışıyordu. Annem, ben ve küçük kardeşim... babamla birlikte, kulübe gibi bir yerde yaşıyorduk.
You let a foreign laborer in your home because you're so attractive?
Sen çok çekici olduğun için mi yabancı bir işçiyi evine alıyorsun?
And he's not a foreign laborer, he's a guest worker.
Ayrıca yabancı bir işçi değil, pansiyoner işçi.
You're only a yakuza and a traveling laborer!
Sen sadece bir yakuzasın ve sen ise gezgin bir amele!
He persuades his neighbor, one Sancho Panza... a country laborer and an honest man... if the poorer may be called honest... and he was poor, indeed, to become his squire.
Komşusunu da ikna eder. Sancho Panza bir taşra işçisi ve dürüst bir insan. Eğer yoksula dürüst denebiliyorsa ve o fakirse, tabii ki de onun yaveri olabilir.
Here at Salumi, a laborer makes 3.45 + 0.62 francs an hour.
Burada, Salumi'de bir işçi, saatte 3.45 + 0.62 frank yapar.
Looks too classy for a laborer.
Bir işçi için çok şık görünüyor.
You didn't fall in love with a Portuguese laborer, or an Algerian, even a French laborer
Portekizli bir işçiye aşık olmadın Cezayirli hatta Fransız bir işçiye de.
He was a laborer at Saludecio, my folks had a bit of money and they didn't think much of him...
Saludecio'da işçiydi, benimkilerin de parası vardı ve ondan pek hoşlanmamışlardı...
" I am a poor laborer with 10 children and have enough to do to feed myself and my wife.
"Ben on çocuklu fakir bir işçiyim ve kazancım ailemin bakımına ancak yetiyor."
High school education, truck driver, farm laborer.
Lise mezunu, kamyon şoförü, çiftlik işçisi.
You, a laborer, belonging to an inferior race!
Senin gibi bir işçi, aşağı ırktan birisi
Juan Dominguez? Aren't you the laborer, Juan Dominguez?
Juan Dominguez?
If I hadn't married you, you'd still be a laborer!
Benimle evlenmemiş olsan hâlâ basit bir işçi olarak kalacaktın!
Yes, indeed, Chauncey, a productive businessman is a laborer in the vineyard.
Gerçekten de Chauncey, üretken b ¡ r ¡ sadami... üzüm bagindak ¡ irgat g ¡ b ¡ d ¡ r.
I worked as manual laborer one month.
Bir ay amele gibi çalıştım.
I'm Franz Biberkopf, a worker, a casual laborer.
Adım, Franz Biberkopf. Sıradan bir ırgatım.
He's a manual laborer.
O bir el işçisi.
A manual laborer.
Bir el işçisi.
The whole medical reputation of this city is consigned to a man who reads his grandfather's lectures for his own and dissects like a laborer with a pick ax.
Bu şehrin tüm tıbbi itibarı bir adam ait. Dedesinin derslerini kendi başına okudu. Kazma kürekle mezar açıp otopsi yaptı.
Oh, look at this. Shifrin Incorporated Laborer, no experience.
Shifrin Anonim işçi, deneyimsiz.
I'm only a poor laborer by comparison.
Ben sadece fakir bir işçiyim.
I'm a laborer myself, you know.
Ben de işçiyim.
I'm a mere laborer.
- Çok komik. - Bunlar harika, Morton.
Occupation : farm laborer.
Sıcak Kaliforniya güneşi altında bir çitlikte ırgat olarak çalışmaktadır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]