English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lachlan

Lachlan translate Turkish

185 parallel translation
Lachlan Luthor.
Lachlan Luthor.
Well, Smallville isn't exactly teeming with Lachlan Luthors.
Zaten Smallville Lachlan Luthor'larla dolup taşmıyor.
Anyway, we think Lachlan met the drifter, and we were hoping- -
Her neyse, Lachlan avare ile tanıştı diye düşünüyoruz ve umuyorduk ki- -
You've always described grandfather Lachlan as a hardworking entrepreneur from Scottish nobility.
Büyükbabam Lachlan'ın hep çalışkan İskoç soylularından olan müteşebbüs olduğunu söylerdin.
Maybe you could explain why a Lachlan Luthor was arrested in 1 961 for petty robbery in Smallville.
Belki bana Lachlan Luthor diye birinin 1961'de Smallville'de küçük bir soygundan tutuklandığını söyleyebilirsin.
I don't mean to rain on your parade but Lachlan was in the jail at the time of the murder.
Bunu başına kakmak istemezdim ama Lachlan cinayet saatinde hapisteymiş.
Lachlan was released from jail the morning Louise was murdered.
Lachlan, Louise'in öldürüldüğü sabah hapisten çıkarılmış.
Do you remember booking someone named Lachlan Luthor?
Lachlan Luthor adında birini içeri attığınızı hatırlıyor musunuz?
We think that Mayor Tate made a deal to drop the charges on Lachlan Luthor if Lachlan killed the drifter. They were gonna pin it on Dexter.
Başkan Tate'in Lachlan Luthor'la anlaşma yaptığını düşünüyoruz eğer Lachlan Avare'yi öldürmek üzerine.
I know you made a deal with Lachlan to kill me.
Lachlan ile beni öldürmesi için bir anlaşma yaptığını biliyorum.
Lachlan was supposed to kill the drifter.
Lachlan Avare'yi öldürmeliydi.
The murder of your parents, Lachlan and Eliza Luthor.
Anne ve babanı öldürmek suçundan, Lachlan ve Eliza Luthor.
- Aye, it was my Uncle Lachlan who first told me about them.
Evet, onlarla ilgili bilgiyi ilk önce Lachlan Amcamdan duymuştum.
Here's my new friends, Rory and Lachlan.
Yeni arkadaşlarım burda, Rory and Lachlan.
And I've already been beating Lachlan's bodhran.
Ve ben çoktan Lachlan'nin tefini çalabiliyorum.
Thanks, Lachlan.
Teşekkürler, Lachlan.
And you went to Scotland to see Cassie and she wasn't there and you think she's off shagging some Scottish guy named Lachlan.
Sen de İskoçya'ya Cassie'yi görmeye gittin ve o orada değildi sen de Lachlan adında bir İskoç çocukla düzüşmeye gittiğini düşünüyorsun.
And you went to Scotland to see Cassie and think she's off shagging some Scottish guy named Lachlan.
Ve sen Cassie'i görmeye İskoçya'ya gittin ve Lachlan isimli İskoç bir çocukla düzüşmek için dışarda olduğunu düşündün.
Weaver, lachlan weaver.
Weaver, Lachlan Weaver.
I... i spoke to mr. Murch, and he spoke of, um... lachlan's death.
Bay Murch'la şey hakkında konuştum...
Thank you, Lachlan.
Teşekkür ederim, Lachlan.
Lachlan? Please- -
Lachlan, lütfen.
Lachlan?
Lachlan!
Thank you.
Teşekkürler, Lachlan.
Lachlan. Thank you for making all of this possible.
Bunu yapmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
I'm gonna force-feed Lachlan a buffet of right-hand burritos and stiletto boot tacos.
Lachlan'a sağ kroşe biftekleri ve sivri topuklu çizmelerden oluşan bir açık büfe sunacağım.
Because that unbelievable dick-wad Lachlan tricked Lauren into recommitting herself to the Light Fae.
Çünkü sinir bozucu Lachlan, Lauren'ı kendini tekrar Aydınlık Fae'lere... -... adaması için kandırdı.
If you get hurt going after Lachlan alone so help me!
Lachlan'ın peşinden tek başına gidip yaralan, sonra "Bana yardım et" de!
I need you to forget about Lachlan for now.
Şimdilik Lachlan'ı unutman gerekiyor. - Ama- -
I'll just lay the boots to Lachlan later.
Lachlan'ın kıçını sonra teklemelerim artık. Görüşürüz, çocuklar.
Bo, I need you to leave Lachlan be.
Bo, Lachlan'ın peşini bırakmalısın.
Would you change your mind if you knew Lachlan was this nasty thing coming our way?
Yaklaşan tehlikenin Lachlan olduğunu bilseydin fikrini değiştirir miydin?
Lachlan came for her.
Lachlan onu almaya geldi.
Lachlan is an unknown quantity.
Lachlan bir sır perdesi.
Mostly just trying to stay off Lachlan's radar.
Lachlan'ın pek gözüne batmamaya çalıştım.
That's all there is to tell, Lachlan!
Her şeyi anlattım, Lachlan!
Lachlan has no idea I'm here.
Lachlan burada olduğumu bilmiyor.
Besides, if you go back now with your tail between your legs Lachlan will have more power over you than ever before.
Hem, kuyruğunu arana sıkıştırıp şimdi dönmeye kalkarsan Lachlan'ın hiç olmadığı kadar gücü olur üzerinde.
At least that's what I told Lachlan.
En azından, Lachlan bana öyle söyledi.
Yeah, I've tread lightly for the past five years. Now I'm serving a man like Lachlan.
Son beş yıldır yavaş yavaş ilerledim ve şimdi Lachlan gibi bir adama hizmet ediyorum.
So, the only other person who can get out of here and warn Lachlan is another human- -
Yani buradan çıkıp, Lachlan'ı uyarabilecek tek kişi, başka bir insan.
Did you renovate, Lachlan?
Burayı yeniden mi düzenledin, Lachlan?
How's Lachlan?
Lachlan nasıl?
Ian Doyle murdered Jimmy McDermott, but his younger brother Lachlan owns an import company.
Ian Doyle Jimmy McDermott'u öldürmüş, ama kardeşi Lachlan'ın ithalat şirketi var.
Your ex is working with Lachlan McDermott.
Eski sevgilin Lachlan McDermott ile çalışıyor.
Lachlan McDermott and Chloe Donaghy, this is the FBI.
Lachlan McDermott ve Chloe Donaghy, FBI konuşuyor.
I am your host, Lachlan MacAldonich.
Ben sunucunuz, Lachlan MacAldonich.
Okay, it's about talking to the customers and Lachlan has a way with them.
Herşey müşteriyle nasıl konuştuğuna bağlı ve sende iyi bir konuşmacısın Lachlan.
MacAldonich, Lachlan MacAldonich.
McAldonich, Lachlan McAldonich.
It was Lachlan.
Lachlan.
♪ Are you trying to goad me, Lachlan?
Beni kışkırtmaya mı çalışıyorsun, Lachlan?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]