Lacquer translate Turkish
71 parallel translation
The coral hairpin in the gold lacquer box, the tortoiseshell comb and pins.
Altın kaplı kutudaki mercan saç iğnesi. kaplumbağa kabuğundan tarak ve iğneler.
Lacquer boxes for ivory and enamelware, inlaid swords and shields. "
"Fildişi ve emaye malzeme için lake kutular, kakmalı kılıç ve kalkanlar."
This Rokusuke was a gold-lacquer craftsman of some note, it seems.
Bu Rokusuke bir altın vernik ustasıydı.
See this lacquer?
Bu verniği görüyor musun?
No finer lacquer in the world.
Dünyada daha iyi bir vernik yok.
The only way to keep that up is with lacquer.
Saçı tutmanın tek yolu jöle.
- I don't want any lacquer.
- Jöle istemem.
- Poofs wear lacquer, don't they?
- Totoşlar jöle sürer.
- I wear lacquer.
- Ben de sürüyorum.
Plenty of lacquer for him.
Ona bol bol jöle.
Well lacquer them up quick.
Cila kolayca kuruyor.
20 years I work for your company, I dig the coffins out, you just clean them from the mud, lacquer them and sell them as new.
Şirketiniz için 20 yıl çalıştım, gömülü tabutları tekrar çıkardım ; siz sadece çamurlarını temizleyip, cilalayıp yeni gibi sattınız.
That's a custom lacquer finish.
Bu özel lake cila.
I gets up in the morning, bake me face in half a ton o'slap, tong me hair with yesterday's lacquer.
Bu sabah uyandım ve yüzümü yarım ton tokatla pişirdi,... saçımı dünün spreyi ile sıvadı.
This isn't some pretty lacquer box you can just take the lid off and find out what's inside.
Bu küçük bir cila kutusu değil kapağı açıp içinde ne varmış diye bakamazsınız.
It's dropped down low with a 350 cube, 3-and-a-quarter horsepower 4-speed, 4.10 gears, 10 coats of competition orange hand-rubbed lacquer with a dual-plane manifold.
Yavaş başlarsın 350 küple, üç çeyrek beygirgücü, dört hız. On tabaka turuncu ve çift taraflı türlü türlü cilası.
Taking their cue from Little Richard, the swank London mods – short for modernists – were the first to wear mascara and lacquer their hair.
Başlama işareti Küçük Richard'tan geldi. Hava atan Londra modernistleri ilk rimel kullanan ve saçlarını spreyliyenlerdi.
And look at what that zombie bitch put to my lacquer paint job.
Şu zombi kaltağın boyaya ne yaptığına bak.
Ohh. Liquor, lacquer.
Likör, sprey.
Liquor, lacquer.
Likör, sprey.
Leather and lacquer.
Türlü türlü sapıklar.
I just put a fresh coat of lacquer on this, so bear with me with the fumes.
Sabah üzerine vernik sürdüm. Kokunun kusuruna bakmayın.
He put so much... goddamn lacquer on that thing.
o kadar çok vernik sürmüş ki...
Sniffing a little of that lacquer while you're mixing the paint. Come on!
Boya karıştırırken tiner çekiyorsun.
Should 400-year-old lacquer look this good?
400 yıllık lake bu kadar iyi durumda olur mu?
They leave water marks on the French lacquer dining table.
Fransız vernikli yemek masasının üzerine su damlatırlar.
It's scratched here and here, and the lacquer's wearing off, too.
Burası ve burası zarar görmüş ve verniği yok olmuş.
I know a great restaurant where they cook chickens fed with lacquer plants
Reçineli bitkilerle beslenmiş tavuk pişirilen harika bir restoran biliyorum.
I'm allergic to lacquer
Reçineye allerjim var.
Lacquer?
Verniklenmiş mi?
With all this spray and lacquer in it.
Sprey sıkar, briyantin sürerdi.
Lacquer.
Parlatıcı.
You take one or two of those stones and get something lacquer for the wife or maybe the mistress, all right?
Şu taşlardan bir iki tanesini alıp karına ya da metresine süslü bir şeyler al, tamam mı?
Aren't most shark's teeth that are sold commercially fossils that have lacquer preservative?
Ticari olarak satıIan köpekbalığı dişlerinin çoğu... vernikle kaplı değilmi?
You mind the lacquer there, pal.
- Elini çeker misin bir zahmet?
Could use a shot of lacquer.
Cilalamak gerekecek.
I wipe on lacquer thinner with a towel.
Onları havlu ile, vernik inceltici kullanarak yok ederim.
- Lacquer.
Lake cilası.
- Lacquer, oil.
Lake cilası ve sedir yağı.
Also, the lacquer used on both the victims is generic.
Ayrıca her iki kurbanda da kullanılan lake cilası, tamamen eşdeğer.
In both cases, the lacquer was infused with particulates, including a spore I'm identifying.
İki olayda da lake cilası bir kaç parçacıkla beraber aşılanmış. Bunlardan biri de tanımlamaya çalıştığım bir spor.
The lacquer holds tarantula hairs, mystery spores and particulates which suggest traffic.
Lake cilası, tarantula tüylerini gizemli sporlarını ve yoğun trafiği gösteren parçacıkları tutar.
How else would Hawaiian pollen get absorbed into the wet lacquer?
Hawaii'ye ait polen daha başka nasıl ıslak lake cilasının içine girebilirdi ki?
Cedar oil, lacquer.
Sedir yağı, lake cilası.
It's a lacquer. It's for tables, floors.
Masalar ve yerler için.
Retrieve any and all bottles of shellac, varnish, lacquer, anything of the sort.
Cila, vernik, ne şişesi bulursan getir. Her çeşit şişeyi.
- "Lacquer."
- "Vernik."
- Lacquer.
- Vernik.
Lacquer.
Vernik.
Didn't I tell you to lacquer properly?
Sana doğru dürüst vernikle demedim mi?
In the lounge there are two worn leather sofas, a silver television, a lamp hanging immobile from the ceiling, a portrait of a lady with a violet hat and orange scarf, a lacquer coffee table and a rug.
Oturma odasında ; iki eskimiş kanepe, gümüş renkli bir televizyon yuvasından çıkmış, havada sallanan bir lamba mor bir şapka ve turuncu bir fular takan bir kadın portresi cilalı bir kahve masası ve bir de halı vardı.