English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lahore

Lahore translate Turkish

192 parallel translation
No news on the canal, I'm afraid, sir, but apparently in India they're thinking of building a railway between the towns of Lahore...
Kanaldan haber yok ama Hindistan'da demiryolu yapmayı düşünüyorlar, Lahore şehriyle...
- The French Vice-Consul from Lahore.
- Lahor'dan Fransız Baş Konsolosu.
You find her in Lahore... 17 years.
Onu Lahor'da bulursun... 17 yaşında.
- The male virgin of Lahore.
- Lahor'un erkek bakiresi.
He had fired a gun in Lahore.
Lahor'da silahını ateşlemişti.
- In Lahore.
- Lahor'da.
An outcast in Lahore too?
Lahor'dan da mı kovulmuş?
Did he talk about Lahore?
Lahor'dan bahsetti mi?
But they found bullets in the mirrors in his house in Lahore, too.
Ama Lahor'daki evinin aynalarında da mermiler bulmuşlar.
He said he regretted not making a convincing report of Lahore.
Lahor'a ikna edici bir rapor vermemekten pişman olduğunu söyledi.
before Lahore would you have preferred something else?
Lahor'dan önce başka bir şeyi mi tercih ederdin?
Lahore was what I wanted.
İstediğim Lahor'du.
That Lahore what you did in Lahore...
Lahore Lahor'da yaptığın şeyi...
No woman in Lahore knew him enough to shed any light on...
Lahor'daki hiçbir kadın onu aydınlatmaya yetecek kadar tanımıyordu...
No one has ever visited him in Lahore.
Lahor'da onu hiç kimse ziyaret etmedi.
But in Bombay you couldn't have the same job as Lahore.
Ama Bombay'da Lahor'daki aynı işi yapamazdın.
If you forget Lahore, so will others.
Sen Lahor'u unutursan, başkaları da unutur.
I won't forget Lahore.
Lahor'u unutmayacağım
He'd call down death on Lahore.
Lahor'un üstüne ölüm dilerdi.
Isn't there in each of us a chance, just one of being like him in Lahore?
Her birimizin şansı yok mu Lahor'da onun gibi biri mi var?
About the Vice-Consul from Lahore those dead...
Lahor'dan konsolos yardımcısı hakkında bu ölüler...
The others separate me from Lahore.
Başkaları beni Lahor'dan ayırıyor.
Lahore is me.
Lahor, benim.
You are with me, with Lahore.
Sen benimlesin, Lahorlasın.
Like Lahore.
Aynı Lahor gibi.
Lahore.
Lahor.
She hardly ever mentioned the man from Lahore.
Lahorlu adamdan hiç bahsetmemişti.
Behind her, the Vice-Consul of Lahore.
Onun arkasında, Lahor Konsolos Yardımcısı.
"The Vice-Consul of Lahore was ten yards away."
"Lahor Konsolos yardımcısı on metre uzaktaydı."
I missed my watch in the station at Lahore before boarding the train.
Saatim Lahor İstasyonu'nda trene binmeden önce kaybolmuştu.
Or the house in Lahore... when Auntie Nina put the garden hose in Father's bedroom window...'cause he wouldn't get out of bed, and Papa's bed started to float.
Ya da Nina halanın babam uyanmadı diye penceresine bahçe hortumunu dayayıp yatağını yüzdürdüğü Lahore'daki evi.
"Brick platform, opposite the old Ajaib-Gher." "The wonder house, comma ss the natives called the Lahore Museum."
"Ajaib-Gher'in karşısındaki tuğla platformu....... harika bir ev, virgül yerliler ona Lahore Müzesi diyor."
Iwas eight years old, living in Lahore in March of 1947, when the British Empire in India started to collapse.
Hindistan'daki İngiliz İmparatorluğu'nun çökmeye başladığı Mart 1947'de sekiz yaşındaydım ve Lahore'da yaşıyordum.
Anyway, these days, his Hindu Gods don't count for much in Lahore.
Her neyse, bugünlerde onun Hindu tanrıları Lahore'da pek kale alınmıyor.
I feel that when the British divide India, they will give Lahore to Pakistan.
Bence İngilizler Hindistan'ı bölerken, Lahore'u Pakistan'a verecekler.
Lahore will stay in India.
Lahore Hindistan'da kalacak.
Playing God under the ceiling fans of Lahore Hotel.
Lahore Otel'inde vantilatörün altına oturmuş, tanrıcılık oynuyorlar.
Lahore is my home.
Lahore benim evim.
Some of our friends are leaving Lahore for Amritsar.
Bazı arkadaşlarımız Lahore'dan ayrılıp Amritsar'a gidiyor.
I should leave Lahore.
Lahore'dan ayrılmalıyım.
Ahmed Ali is doing good business hustling Hindus and Sikhs out of Lahore.
Ahmed Ali, Hindu ve Sikleri Lahore'dan çıkarma konusunda gayet iyi.
We'll leave Lahore and go to Amritsar and get married there.
Lahore'dan ayrılıp Amritsar'a gideceğiz ve orada evleneceğiz.
I told you, she left Lahore.
Söyledim sana, Lahore'dan ayrıldı.
Some say they saw her in a brothel in Lahore, others that they saw her in Amritsar.
Kimisine göre Lahore'daki bir genelevde kimisine göre de Amritsar'da görülmüş.
He's invited me many times to visit his family in Lahore.
Kim bilir kaç kere Lahor'daki ailesini ziyarete çağırdı beni.
As far as the train travels. Bombay, Delhi, Lahore, Assam.
Tren gittikçe Bombay, Delhi, Lahore, Assam.
"past Amritsar... then came Lahore"
"Lahore'den geldim... Amritsar'ı geçtim."
Her father sent her from Lahore to stay with us till she's married So you can imagine!
Babası evlenene kadar bizimle kalması için Lahore'dan yolladı.
Lahore! Your brother is in Lahore!
Kardeşin Lahore'da mı?
When Lahore went to Pakistan in 1947 my uncle's family did'nt move to this side.
Lahore 1947'de Pakistan'a verildiğinde amcamın ailesi bu tarafa göç etmedi.
"In Lahore I lost my heart"
"Lahore'de kalbimi kaybettim."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]