English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lait

Lait translate Turkish

52 parallel translation
He will barely stay For a cafe au lait
Sütlü kahve içmenin hiç sırası değil
You taunt me with diamonds, you're wearing silk and gold, but you remind me of the Metro and frites and cafe au lait on cafe terraces
Elmaslarınla, giydiğin ipekten elbiselerle başımı döndürüyorsun gel gelelim bana metroyu patates cipsini ve kafeleri hatırlatıyorsun.
I like cafe au lait.
Sütlü kahve severim.
- Café au lait and a croissant.
- Kahve ve ayçöreği.
Yes, three cafe au lait.
Üç sütlü kahve lütfen.
Not cafe-au-lait, but black!
Sütlü kahve bile değil. Siyah.
Café au lait.
Kahve "o le" ( sütlü ).
- Au lait.
- O le.
WE HAD CAFE AU LAIT FOR BREAKFAST AND PORRIDGE, IF YOU CAN BELIEVE IT.
Kahvaltıda sütlü kahve içip, yulaf lapası yerdik, inanabiliyor musun?
'Course, across the lake, over at Camp Mohawk, they won't be getting up for another hour or so, and when they do, they'll be awakened by servants bearing croissants and café au lait.
Elbette, gölün karşısındaki Mohawk Kampındakiler en az bir saat daha uyanmayacaklar....... ve uyandıklarında, çörek ve kahve taşıyan hizmetkârlarla karşılanacaklar.
Fine, then café au lait it is.
O zaman bol sütlü kahve hazırlıyorum.
Want some caf? au lait and croissants?
Sütlü kahve ve çörek ister misin?
Caf au lait, please.
Café au lait.
Drink your caf au lait.
Café au lait'ni iç.
I'm in bed the next day, she brought me café au lait, gives me a cigarette, my balls feel like concrete.
Tüm gün yataktaydım, bana bir sütlü kahve getirdi bir sigara verdi, taşaklarım beton gibi oldu.
I refuse to sit here and cry in my café au lait... or deliver testimonials to my wonderful but short-lived career at the Planet.
Burada oturup kahvemle ağlamayı reddediyorum... veya Planet'te ki kısa ama harika kariyerimin belgelerini vermek istemiyorum.
Are you sure I can't get you anything? Cafe au lait?
Bir şey istemediğinden emin misin?
"Or a cafe'au lait or the whole macciato?"
Ya da café au lait veya hepsi macciato mu olsun?
Cappuccino. Café Au Lait.
Cappuccino.
- And a cafe au lait.
- Ve "cafe au lait".
Double espresso au lait, and it's hot.
Çift espresso au lait, sıcak.
I found him like this after meeting Aresia.
Aresia'yla karşılaitıktan sonra onu böyle buldum.
You want cafe au lait, right?
Kafe au lait, değil mi?
The coffee and milk mixed together tastes like caf? au lait, sir.
Kahve ve sütün karışımının tadı kahveye benziyor mu efendim?
I thought our stomachs should start adjusting to French cuisine, so I got us croissants and café au lait.
Midelerimiz Fransız mutfağına alışsın diye Fransız çöreğiyle Cafe Au Lait aldım.
I thought café au lait was Spanish.
- Cafe Au Lait İspanyol sanıyordum. Hayır.
No, it's French for coffee and milk.
Sütlü kahvenin Fransızcası. Lait süt demek.
Lait is milk. Really.
Sahi mi?
You can go from sipping a nice cafe au lait to almost killing yourself in five minutes.
Güzel bir sütlü kahve içerken 5 dakika sonra ölümle burun buruna gelebilirsin.
[Wilhelmina] Think of me as your cafe au lait.
Beni sütlü kahven olarak düşün.
Puis-je vous aider? Bonsoir. S'il vous plait, je voudrais un verre de lait au chocolat et une soupe d'oignon.
[Fransızca konuşuyor]
- Agneau de lait.
Kuzu eti.
Agneau de lait.
Kuzu eti.
My colleague wants a café au lait.
Meslektaşım bir kafe latte istiyor da.
I made a cafe au lait with my new French prez.
Yeni bir Fransız kahvesi denedim. 498 00 : 26 : 47,620 - - 00 : 26 : 48,810 Bu doğru olamaz.
And to share, café au lait pot de crème with mudslide cookies.
Ve ortaya, Cafe au Lait Pots de Creme. Yanında çikolatalı kurabiyeyle.
Café au lait and beignets, please.
- Cafe au Lait ve beignet, lütfen.
Oh, cafe au lait.
Sütlü kahve.
I noticed these cafe-au-lait spots on his neck, which are common birthmarks, but his were rather large, so then I looked at his irises.
Boynunda doğum izleri olan cafe-au-lait lekelerinin olduğunu fark ettim. Ama onunkiler oldukça büyüktü. Bende gözlerine baktım.
Café au lait.
- Café au lait.
We got, uh, tiramisu, café au lait, dulce de leche.
Tiramisu, café au lait, dulce de leche var.
I don't have time to wander around flea markets and drink cafe au lait with you.
Pazar pazar dolaşıp seninle cafe au lait içecek vaktim yok.
Café au lait... unless you like the dark nut better.
- Sütlü kahve lekeleri. Tabii fındığı seviyorsan başka.
She had café-au-lait skin... beautiful, black curly hair.
Sütlü kahve ten renginde, güzel, siyah ve kıvırcık saçları vardı.
I always wake up very early in the morning after I arrive. I walk down the Rue Félix Faure, passing the flower sellers, the fishmongers unloading iced oysters, and at particular cafe, at a particular table, I order, in shameful French, a cafe au lait, a Perrier, and a croissant.
Cannes'a geldikten sonra her sabah erkenden kalkar Felix Faure Caddesi boyunca yürür, çiçek satıcılarını buza yatırılmış istiridyeleri boşaltan balıkçıları geçer ve aynı kafede, aynı masaya oturur, rezalet bir Fransızcayla bir sütlü kahve, bir Perrier ve bir kruvasan sipariş ederim.
I made you a café au lait.
Sana'café au lait'yaptım.
A cafe au lait for the lady. - And for me- -
Bayan için sütlü kahve.
♪ A dose of her café Au lait ♪
♪ A dose of her café Au lait ♪
I'll make café au lait?
- Sana sütlü kahve yapayım mı?
No café au lait.
Sütlü kahve yok.
Or cafe au lait. Oh, wait.
Hayır, hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]