English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lamentable

Lamentable translate Turkish

40 parallel translation
Gentleman of the jury, I cannot believe... that a doubt has not entered your minds by now... and if this is not strong enough for an acquittal... think of the defendant's ill-starred redity and lamentable childhood.
Jürinin değerli üyeleri, kafalarınıza şimdiye kadar bir şüphenin yerleşmemiş olmasına inanamıyorum. ... ve bu durum beraat için yeterli değilse sanığın talihsiz hayatı ve acınası çocukluğunu bir düşünün. - Bırak da ben konuşayım.
A lamentable oversight.
Bu çok içler acısı bir durum.
Lamentable.
Bu çok çocukça!
Owing to lamentable weakness of character...
Esef edilecek bir kişilik zayıflığından dolayı...
" about the lamentable practice in our theatre of permitting
.. tiyatromuzda olgun oyuncuların gençlik ve dinçlik gerektiren rolleri..
A lamentable conclusion in any event, but at this moment, deplorably timed.
şuan için herhangi bir olayda varılması gereken beklenen bir sonuç, fakat tamamıyla zamana uygun.
- And that's very lamentable.
- Çok acınası bir durum.
" On the brink I found me of the lamentable vale, the dread abyss that joins a thunderous sound of plaints innumerable.
" Eşiğinde buldum kendimi acınası vadinin ve sayısız inlemerle dolu korkunç, dipsiz kuyunun.
O lamentable day!
Matem günü!
What an unkind hour is guilty of this lamentable chance!
Hangi uğursuz saat bu acının yüklenmiş suçunu!
"in his opinion of this lamentable production."
"olduğunu bilmekten büyük zevk almıştır muhtemelen."
SYBIL IS SUCH A LAMENTABLE CREATURE.
Sybil oldukça kederli bir mahluk.
I'm here on military business, which is... a lamentable reason for invading your drawing room.
Oturma odanızı işgal etmeme sebep olan esef verici askeri bir durum yüzünden buradayım.
Without that bitterness, that hope life would be lamentable
Hüzün olmazsa, bu umut bu yaşam içler acısı bir hal alır.
My brother is trying to remedy that lamentable situation.
Kardeşim bu içler acısı duruma çare bulmaya çalışıyor
It was mildly lamentable, and it was all because of that loathsome DaiMon.
Birazcık kötüydü işte ama hepsi o iğrenç şeytan yüzündendi.
Marry, our play is the most lamentable comedy and cruel death of Pyramus and Thisbe.
Oyunumuzun adı, Pyramus ile Thisby'nin en acıklı komedisi, ve en vahşi ölümü.
A lamentable spectacle.
- Acınacak bir manzaraydı.
Lamentable.
Acınası bir durum.
Yours, I understand... from the lamentable consequences of venery.
Sanaysa, anladığım kadarıyla ne yazık ki, seks neticesinde.
"The Lamentable Tale of Lady Ursula."
"Bayan Ursula'nın Matemli Hikâyesi."
Through love, through loneliness, through... one tiny, lamentable lapse in judgment.
Anladın mı? Aşk üzerinden, yalnızlık üzerinden, kararlarımızdaki anlık hatalar yüzünden.
Absolutely bloody lamentable, Harry.
- Kesinlikle yürekler acısı, Harry.
" The children were surrounded by these little insects and their appearance was already lamentable.
"Çocukların her tarafı şu küçük böceklerle kaplanmıştı..." "... ve görünüşleri zaten acınacak haldeydi. "
It's so lamentable Montespan doesn't notice anything
Birlikte geçirdiğimiz her bir saniyeyi
For a boy of 17, you show a lamentable lack of curiosity.
17 yaşında biri için, acınacak bir merak eksikliğin var.
My proposition is that all the ships flying the American flag be liable to search and seizure to put an end to this lamentable deceit on the part of the French and their Dutch and Spanish allies.
Teklifim ise Fransızlar'ın ve Hollandalı ve İspanyol müttefiklerinin lehine olan bu içler acısı aldatmacaya son verilmesi adına Amerikan bayrağı taşıyan tüm gemilere arama ve el konma serbestliğinin getirilmesidir.
As I was saying my proposition is that all ships flying the American flag be liable to search and seizure to put an end to this lamentable deceit on the part of the French, Dutch and Spanish.
Söylediğim gibi teklifim, Fransız, Hollandalı ve İspanyolların lehine olan bu içler acısı aldatmacaya son verilmesi adına Amerikan bayrağı taşıyan tüm gemilere arama ve el konma serbestliğinin getirilmesidir.
After your lamentable blunder it was either this or a good firing from your boss, right?
Kırdığın içler acısı pottan sonra ya böyle yapacaktım yada patronundan sizi kovmasını isteyecektim, anladın mı?
You always did have lamentable taste in men.
Senin her zaman berbat bir erkek zevkin vardı.
Dear Citizens... Due to the current crisis of democracy and recent lamentable incidents and at the same time to avert a battle between brothers the Turkish Armed Forces have taken over government of the country.
Sevgili vatandaşlar bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini eline almıştır.
[deep male voice] " What a lamentable thing it is
" Bu öyle yürekler acısı bir şey ki,
If we could bring laughter to Darfur, we could end this horrible, lamentable tragedy that's going on there.
Eğer Darfur'a mezbahane getiseydik, bunun sonu çok kötü olurdu, Ağlanacak bir trajedi yaşanıyor orda.
♪ "But the dancing was a lamentable mess"
"Ama dansların hali içler acısı."
It's lamentable.
Bu çok acı.
We just got a new general manager, and lately my play has been lamentable.
Yeni bir genel menajer işe aldık ama son zamanlarda oyunum içler acısı.
Our lamentable separation has trebled my pleasure at seeing you again.
Bu matemli ayrılığımız, sizi tekrar görmenin zevkini üç katına çıkardı.
It's very ugly what you do. This is lamentable.
Çok kötü söylüyorsunuz.
Lamentable.
yürekler acısı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]