English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lapdog

Lapdog translate Turkish

145 parallel translation
There, with the lapdog.
Yanında köpek olan.
You've become a real lapdog, haven't you?
Gerçek bir kucak köpeğisin, değil mi?
Even then I scoot along after you like an obliging little lapdog.
O zaman bile sadık küçük fino köpeğin gibi peşinde dolaştım.
Mark, he has got to learn that he is not a lapdog.
Mark, kucağa gelemeyeceğini öğrenmesi lazım.
Captain Quin, he don't signify any more than my parrot or lapdog.
Bu çocuğun benim gözümde papağanımdan veya köpeğimden fazla bir değeri yok.
Are you in the habit of giving intimate articles of your clothing to your parrot or lapdog?
Acaba özel eşyalarınızı... papağanınıza ya da köpeğinize verme alışkanlığınız mı var?
Hey, Crockett, now you tell this lapdog of yours he makes any false moves,
Crockett, şu süs köpeğine söyle yanlış bir hareket yaparsa,
I thought he'd be at your side like a lapdog.
- O nerede, bu arada? Sadık bir bekçi köpeği gibi, hep yanında olduğunu sanıyordum.
Hey, Eddie, are we still on the lapdog remark?
Hey, Eddie, şu fino yorumuna mı takıldın kaldın?
I'll be a lapdog of Satan.
Şeytan'ın bir kölesi olacağım.
You're such a little lapdog.
Sen minik bir finocuksun.
I've gotta tell you. It made me sick to my stomach seeing you be the Slayer's lapdog.
Şunu söyleyeyim, vampir avcısının köpeği olduğunu görmek midemi fena bulandırıyordu.
You say that with such a lapdog enthusiasm.
Ona cok sadık süs köpeğiymis gibi söylüyorsun.
Who'd have thought when you beat up kids in gym class, you'd end up Harmony's lapdog?
Beden Eğitimi dersinde çocukları döverken bir gün Harmony'nin uşağı olabileceğini kim tahmin edebilirdi?
You should know all about being somebody's lapdog.
Sen uşaklık konusunda her şeyi bilirsin.
Come on, Ray, everybody knows you're Ma's little lapdog.
Hadi Ray, herkes senin, annemin süs köpeği olduğunu bilir.
Ma, tell him I'm not your lapdog.
- Anne, süs köpeğin olmadığımı söyle.
He's not my lapdog, Robert.
- O süs köpeğim değil Robert.
Hitler will never let his lapdog be humiliated.
Hitler, köpeğinin küçük düşürülmesine asla izin vermez.
I'm not going anywhere until I'm damn well ready...'cause I am sick of being your lapdog.
Kendim isteyene kadar gitmiyorum. Köleniz olmaktan bıktım.
Grissom has just been running me around like a lapdog.
Grissom beni köpek gibi koşturuyor.
You just lost all lapdog privileges.
Tüm köpekcik ayrıcalıklarını kaybettin.
Cary Launer. You're a fucking Cary Launer lapdog?
Sen Carry Lana'nın köpeğisin.
The lapdog doesn't know where its mangy master is?
Süs köpeği uyuz efendisinin nerede olduğunu bilmez mi?
What are you, his lapdog?
Sen onun uşağı mısın?
You're still my brother's lapdog.
Sen hala kardeşimin sadık köpeğisin.
I didn't come here to take anything away from you, but I'm not gonna be your lapdog.
Buraya her şeyi elinden almaya gelmedim, ama senin köpeğin de olmayacağım.
He's a stereotypical government lapdog. A man who's rotten to the core.
Esasında o, kendi benliğini yitirmiş, evcil köpeğinizdi.
And although he once had principles he abandoned them to live as a lapdog to a wealthy daughter of the revolution.
Bir zamanlar presipleri olması karşın vaz geçmiş onlardan kucak köpeği olmak için zengin bir devrim kızının.
- Lapdog, blow.
- Kaybol. Haydi.
That I ain't playing lapdog to no gothed-up cripple!
Gotik takılan bir topalın yalakası olmayacağımı gösteriyor!
- Ain't you his fucking lapdog, Trixie?
- Sen onun köpeği değil misin Trixie?
- I ain't nobody's fucking lapdog.
- Kimsenin köpeği değilim.
I'm not a lapdog for the feds.
Federallerin süs köpeği değilim.
You put one of my guys on ice then used that leverage to turn him into your lapdog.
Adamlarımdan birini buza soktun sonra da Onu fino köpeğine döndürmek için kullandın.
Some crazy old lapdog lady almost ran me off the road With her Lexus SUV!
Kaçık, fino köpekli bir kadın şık spor arabasıyla beni yoldan çıkaracaktı.
You know, I'm not accustomed to being summoned like a lapdog.
Kucak köpeği gibi çağrılmaya alışık değilim.
You know what? I'm sick of being your lapdog.
Senin kuçu kuçun olmaktan bıktım.
I think I have enough training to deal with a lapdog killer.
Sanırım küçük bir köpeğin katiliyle uğraşabilecek kadar yeterli eğitimim var!
All you do is follow him around like some lapdog.
Tek yaptığın herifin götünde dolaşmak.
You're just his lapdog.
- Sen onun süs köpeğisin.
I'm no more than Madame's lapdog. - Stop it...
Artık daha fazla Madam'ın sadık köpeği olmayacağım.
He's her lapdog.
Onun finosu olmuş artık.
Lapdog.
Küçük köpek.
All brokered by councilman Booth and his little lapdog.
Hepsi, Meclis üyesi Booth ve bu küçük köpeğinin finansmanlığında.
You're Billy's lapdog.
Sen Billy'nin kucak köpeğisin.
When i'm finished with my shake, you'll get what you're here for, but then... i'm going to get up... and i'm going to walk out of here... and you... and your lapdog... are going to let me.
Sütümü bitirince,.. ... buraya almaya geldiğiniz şeyi alacaksınız,.. ... ama sonra ayağa kalkacağım ve buradan yürüyüp gideceğim.
He's Bremer's lapdog.
Adam Bremer'in kucak köpeği.
If you haven't noticed, I'm a little large for a lapdog.
Hala farkedemediysen, kucak köpeği olmak için biraz büyüğüm.
But I'm just... a lapdog.
Ama ben sadece... kucak köpeğiyim.
- No more walkies, no more treats, no more following me around. - l'm not your lapdog.
Ben senin köpekçiğin değilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]