English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lapse

Lapse translate Turkish

449 parallel translation
[G.B.] There was a mental lapse on my part, too.
Ben de doğru düzgün düşünemedim.
Your little misfortune which no lapse of time can mediate.
Bu yaşadığınız utancın üzerini zaman bile örtemez.
No lapse of time, Mrs. Philips.
Zaman bile, Bayan Philips.
We've been handling this insurance for Mr. Dietrichson for three years... and we'd hate to see the policies lapse.
Üç senedir bay Dietrichson için bu kasko bizde ve sona ermesini istemeyiz.
As I was saying, we'd hate to see the policies lapse. Of course, we give them 30 days. That's all we're allowed to give.
Her müşterimize yaptığımız gibi sigortayı 30 gün uzatmıştık ama maalesef daha fazla uzatamıyoruz.
Measures have been taken to prevent any future lapse in security.
Gelecekte böylesi inanılmaz bir güvenlik ihmalinin önüne geçmek için tedbirler alınmıştır.
Don't you think it most likely that this lapse in security was due to a slip of the lip at some party or reception?
Sizce bu güvenlik açığı, bir parti ya da resepsiyonda istemsiz bir dil sürçmesinden kaynaklanmış olabilir mi acaba?
In these acts of killing, did you ever have a lapse of memory like when you killed Barney Quill?
O adamları öldürdüğünüzde, Barney Quill cinayetindeki gibi... - hafızanızda boşluklar olmuş muydu?
- Ever have a memory lapse during battle?
- Savaş sırasında hafızanız hiç silindi mi?
Why the five-year lapse?
Niçin beş yıllık bir gecilkme?
Nor that your success in locating the one man capable of rectifying your defiance of terrestrial laws was occasioned not by a lapse in vigilance in the unknown,
Dünyasal yasaları inkarınızı düzeltebilecek kapasitedeki tek insanın yerini saptamadaki başarınız bilinmeyenin uyanıklığındaki bir hatadan kaynaklanmadığından değil,
The chronometer shows a lapse of nearly two hours.
Kronometre yaklaşık iki saatlik bir süre gösteriyor.
Is there something else besides the memory lapse?
Hafıza kayıplarının arkasında bir şey mi var?
The lapse time is 13 plus 10.
Hata zamanı 13 artı 10.
I let the insurance lapse.
Sigortanın dolmasına ben izin verdim.
Temporary lapse of memory.
Geçici hafıza kaybı.
Because the lapse of time, the relaxation of sleep, the provision of food, all these things will give them a false sense of security.
Çünkü zamanın akışı, uykunun rahatlatması, yiyeceğin sağlanması, bunların hepsi onlarda güvenliğin yanlış algılanmasını sağlayacaktır.
Many of these people will probably lapse into a state of permanent neurosis because they will totally outnumber the psychiatric services needed to cure them.
Bu insanların çoğu... iyileşmelerine yardımcı olacak yeterli psikiyatrik tedavi göremedikleri için... büyük ihtimalle... kalıcı sinirsel bozukluklar yaşayacak.
I find it is a singular lapse of manners :
Ben bir nezaket eksikliği olarak görüyorum.
And she's had a moral lapse.
Başına bir kaza gelmiş.
I'm suggesting that maybe you did have a lapse.
Boş bir anına geldiğini düşünüyorum.
But one thing that is obvious is that I suffered a memory lapse, during which time I bruised my arm.
Bir hafıza kaybı yaşadım, ve kolumu incittim.
A lapse of judgment.
Bir muhakeme hatası.
- Mental lapse, that's why.
- Mental sebepler yüzünden.
"l am commanded by the Air Council to state that in view of the lapse of time and the absence of any further news regarding your husband, Acting Squadron Leader THD Drinkwater DFC, since the date on which he was reported missing, they must regretfully conclude that he has lost his life and his death had now been presumed for official purposes to have occurred on the 18th of May, 1944."
"Havacılık Konseyi tarafından, kocanız Muharip Binbaşı THD Drinkwater DFC'nin kayıp olduğu bildirilen tarihten beri hakkında daha başka bilgi olmamasından ve zaman aşımından dolayı büyük bir üzüntüyle, hayatını kaybettiğinin anlaşıldığını ve 18 Mayıs 1944 tarihi itibariyle resmî nedenlerle ölü sayıldığını bildirmem emredilmiştir."
We were just wondering if you were promoted to work for Mr. Stans immediately after Mr. Sloan quit or whether there was some time lapse?
Siz acaba Bay Sloan görevinden ayrıldıktan hemen sonra mı Bay Stans için çalışmaya başladınız yoksa aradan zaman geçti mi?
A momentary lapse of concentration, a sudden gust of wind that caught the muleta, who can say?
Anlık bir dikkat kaybı kaybı, şal değneğini yakalayan ani bir rüzgar fışkırması, kim bilebilir?
While you do not differ a bit from those who consider me an investment all those who want to be satisfied by me whose demands I have to meet who try to placate the lapse of time by craving success who always get under my feet.
Oysa benim için, şu beni yatırım aracı olarak görenlerden arzularını yerine getirip kendilerini memnun etmemi bekleyenlerden zamanın akıp gidişine karşı, başarı arzusuyla teselli bulmaya çalışanlardan sürekli bana ayak bağı olanlardan, zerre kadar farkın yok.
If there's any kind of lapse in your memory or if there's any period of time in your life that you just can't remember...
Hafızanda bir boşluk varsa, ya da hayatında bir türlü hatırlayamadığın bir dönem varsa...
I got the impression she regards it as a lapse in one's social responsibility.
Bunu bir insanın sosyal sorumluluğundaki bir zaman aşımı olarak gördüğü izlenimine kapılıyorum.
- With a lapse or two, I'd say so.
- Bir-iki kusurun var ama evet.
- "With a lapse or two."
- "Bir iki kusurum"
The time lapse between when the alarm is raised... and the first roadblocks are set up is about 8 minutes.
Alarmın çaldığını zamanla ilk barikatların arasında geçen süre yaklaşık 8 dakika.
There must have been a mental lapse, Mr. Sharp.
Orada olmalı zihinsel bir sukut Bay. Sharp.
- I hope you forgive this lapse.
- Umarım bu kusurumu affedersiniz.
I'm really sorry about that... little lapse, Officer.
Bu ufak unutkanlıktan dolayı çok üzgünüm memur bey...
That's a little more than a lapse.
Hatadan da uzak bir şey.
Of course, this would never register on the naked eye... but I have it recorded on time-lapse camera.
Tabii bu asla çıplak gözle fark edilmiyordu. Ama ben bunu özel kameramla görüntüledim.
Would a nine-minute lapse in restoring the heartbeat in and of itself be negligence?
Kalbi dokuz dakika aradan sonra yeniden çalıştırma, kendi içinde bir ihmal sayılır mı?
If this does not happen, she could lapse into the promiscuity... and bitterness of the failed romantic.
Eğer bu gerçekleşmezse, başarısız bir romantiğin... önüne gelenle yatabilecek acılı ruh haline düşüyor.
- That was a momentary lapse.
- O bir anlık bir hataydı.
Allowed the men to lapse into mediocrity.
Adamları başıboş bıraktı.
- He's let his insurance lapse on everything in the last six months.
Son altı ayda her şeyin sigortasının süresi dolmuş.
It's a momentary lapse in the market.
Piyasadaki geçici bir düşüş.
I would call that a mental lapse.
Ben buna zihinsel yanılma derim.
And that's just a convenient memory lapse, is all that is.
Tam anlamıyla bir hafıza kaybı yaşamaktaydı.
I can swear Mrs. Latour will never lapse into crime again.
İnanın Madam Latour bu azapla aynı şeye bir daha başlamayacaktır.
I put it in its memory - with a 7-hour time lapse.
Bunları oradaki saate göre hafızaya attım.
In this you must never lapse.
Hiç bir zaman gizlenmeyi ihmal etmemelisiniz.
These are actual time-lapse pictures of the sun's rim.
Hey, çocuklar.
The Alliance and the Lohengramm system ought to be able to coexist. So long as ridiculous doctrinism doesn't lapse into theorism.
iyi iş çıkardın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]