English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lapsed

Lapsed translate Turkish

128 parallel translation
My insurance policy has lapsed, eh?
Sigorta poliçemin vadesi doldu yani?
Do you not come your tardy son to chide, that, lapsed in time and passion, lets go by the important acting of your dread command?
Ceza vermeye mi geldin uyuşuk oğluna? Vaktini, kafasını kötü kötü kullanıp yüce buyruğunu geciktiriyor, değil mi oğlun?
He lapsed into a coma and has not regained consciousness.
İki gün önce bir baygınlık geçirdi ve bir daha kendine gelemedi.
Had my family been Catholic, I might have lapsed, like you, whereas I'm faithful.
Ailem Katolik olsaydı, benim de sonum senin gibi olabilirdi. - Oysa ben aileme sadık kaldım.
I have no prejudice against catholics, Not even lapsed catholics.
Katoliklere hatta sapmış Katoliklere karşı bile önyargılı değilim.
In fact, some of my best friends are lapsed catholics.
Aslında en iyi arkadaşlarımdan bazıları sapmış Katolikler.
And I had lapsed into sleep because the train was now silent and at peace.
Ben artık uyumuş olacaktım, çünkü vagonda sessizlik ve huzur hüküm sürüyordu.
The insurance has lapsed.
Sigorta sona ermiş.
You lapsed into the lyrics of You Go to My Head.
"Aklıma Giriyorsun" şarkısının sözlerine geçtin.
We find that your subscription has lapsed.
Aboneliğinizin bittiğini gördük.
- It lapsed three years ago!
- Üç yıl önce bitmişti.
It's the age of lapsed responsibility and defeated justice.
Sorumluluğun kalktığı ve adaletin yenildiği bir çağdayız.
Very uninhibited. Nothing sexier than a lapsed Catholic.
Kendini bırakmış bir Katolik'ten daha seksi bir şey yoktur.
You say she doesn't remember anything that happened before she lapsed into unconsciousness.
Bilincini kaybetmeden önceye dair... hiçbir şey hatırlamadığını söylemiştiniz.
What's a lapsed Catholic to do?
Yoldan çıkmış bir Katoliğim işte.
So we're both lapsed atheists?
Yani ikimiz de hükümsüz ateistleriz.
We seem to have lapsed into grey, numbing blandness.
Ona çıkma teklif etsenize, Doktor Crane.
- He spoke... not English, then he lapsed.
Anlamadığım bir dilde konuştu, sonra yine kendinden geçti.
I'm the son of an agnostic Jew and a lapsed Catholic.
Agnostik bir Yahudi ile dönmüş bir Katoliğin oğluyum.
I am a good Louisiana lapsed Catholic, Abe.
Ben beş para etmez bir Louisiana Katoliğiyim, Abe.
Do you not come your tardy son to chide that, lapsed in time and passion, lets go by the important acting of your dread command?
Ceza vermeye mi geldin uyuşuk oğluna vaktini, kafasını kötü kötü kullanıp yüce buyruğunu geciktiriyor, değil mi oğlun?
Adam failed to make his last payment, so his term life lapsed.
Adam son ödemesini yapmadığı için sigortası zaman aşımına uğradı.
- Half of these acceptance deadlines have lapsed!
- Bu kabullerin yarısının son teslim tarihi geçmiş!
Time has lapsed.
Zaman aşımı.
"Benefits lapsed."
"İşsizlik ödeneği kaldırıldı."
I don't remember being in a movie called "Benefits Lapsed".
"İşsizlik Ödeneği Kaldırıldı" adlı bir filmde oynadığımı hatırlamıyorum.
And it's my personal belief, I lapsed into a coma.
Ve kişisel fikrimi sorarsan komaya girdim.
As a young man, Bruce Murray was taken under the wing of physicist Bob Leighton, who had developed a way to make time-lapsed films of the planets.
Genç bir adam olan Bruce Murray, gezegenlerin hızlandırılmış filmlerini çekmenin bir yolunu bulan fizikçi olan Bob Leighton'ın kanatları altına girdi. Görüntüler olağanüstüydü çünkü gezegenin dönmesini gösteriyorlardı.
Or has your fucking memory lapsed you fucking idiot?
Hatirliyor musun? Hafizani nerde kaybettigini?
Jews and Moors, lapsed Christians and social outcasts all consumed by the cleansing fire of religious zeal.
Yahudiler ve Mağribiler, günahkar Hıristiyanlar ve serseriler, hepsi de, dini hararet ateşinin temizliğinde yitip gittiler.
I'm sort of a lapsed Catholic.
İyi bir Katolik değilim.
He did leave us three months unpaid rent a life insurance policy that lapsed before he died.
Bize üç aylık ödenmemiş kira... ve ölmeden önce iptal edilmiş bir yaşam sigortası bıraktı.
Tucked neatly between the Hollywood porn shops, novelty shops... and Scientology shops... crammed in amongst the recording studios whose heyday had long past... the unproduced screenwriters whose deals had long lapsed... the bad actors teaching methods on emoting to other bad actors... who dream of one day passing an audition... sat Byron Tiller, who until recently believed writing novels... no one wanted to read was a real job.
Holllywood porno dükkanları Hollywood porno shops ve yenilik dükkanları ve bilim dükkanları arasına sıkıştırılmış altın çağları uzun süren kayıt dükkanları arasında anlaşmaları uzun devam eden üretmemiş sinema yazarları ve hayalleri bir gün son zamanlara kadar kimsenin okumak istemediği romanları yazmanın gerçek bir iş olduğuna inanan Byron Tiller'in olduğu bir denetlemeyi geçmek olan duygularında kötü aktörlein öğretim teknikleri olan başka kötü aktörler.
453 ) } After so many years have lapsed
\ 1cH000000 ) } RUROUNI KENSHIN SEISOU HEN 189 ) } Çeviri ve Kodlama Susano'o
Even lapsed Catholics.
Eski Katolikler dahi.
And then lapsed to the chronic phase.
Sonra hastalık kronik safhaya geçmiş.
His license and title were clean, but his insurance lapsed.
Ehliyeti ve adı temizdi ama sigortası geçmiş.
Miss Summers, the Watchers'Council does not keep track of our lapsed employees.
Bayan Summers. Gözetmenler Konseyi ayrılan personelinin izini sürmez.
Apparently he's lapsed into a coma.
Görünüşe göre komaya girmiş.
Leonard just lapsed into level two.
İkinci kritik düzeye geçmiş.
You're a lapsed Catholic, Peter.
Sen Katoliklerin yüz karasısın, Peter.
- Well... We're a bit lapsed.
- Biraz geri kaldık.
Mr. Scofield's insurance policy from his previous employer hasn't lapsed yet.
Bay Scoefield'in sigorta poliçesi son işvereni tarafından kapatılmamış.
We're Catholic, but lapsed.
Ama inancımızdan saptık. Sen sapmış olabilirsin.
You may be lapsed. Vera and I still go to mass every Sunday.
Vera ile ben hala her pazar ayine gidiyoruz.
My license lapsed.
Lisansım iptal oldu.
Or is it that I accidentally lapsed into Aramaic, as I am prone to do?
Yoksa yanlışlıkla Aramaik dilinde mi konuştum.
Based on the amount of time that have lapsed... between the last fondue party and Gloria's birth... Not to mention the fact that Sherman lost interest in traditional sex with me.
Gloria'nın doğumu ile son fondü partisi arasındaki süreyi, Ayrıca Sherman'ın benimle klasik seks yapma istediğini kaybettiği gerçeğini de dikkate alırsak,
Sort of a lapsed Protestant, actually.
Aslında, bir çeşit Protestan.
He seemed to be doing fine and then, like 10 minutes ago, he lapsed into the coma.
Durumu iyi görünüyordu ama yaklaşık 10 dakika önce komaya girdi.
- Harlan's been in a coma. - He's probably lapsed back ; he might not come out.
- Harlan komada büyük olasılıkla yeniden çöküntüye uğradı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]