English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Larynx

Larynx translate Turkish

199 parallel translation
His larynx was hearty, and so what?
Onun içten gırtlağı, yani?
His larynx was hearty so what?
Ama gırtlağı ne kadar doyurucu?
There is also acute coryza of the nasal cavities accompanied by local inflammation of the larynx.
Ayrıca nazal boşlukta akut coryza başlangıcı var.
Trachea, larynx, windpipe, intact.
Boğaz, burun, nefes borusu hasar görmemiş.
The blow hit him in the larynx, or Adam's apple... causing it to swell and cutting off his windpipe.
Darbe gırtlak çıkıntısına isabet etmiş. O bölge soluk borusunu tıkayacak kadar şişmiş.
Your larynx looks as good as it ever did.
Gırtlağınız eskisi gibi iyi görünüyor.
" and a giant gold replica of my larynx.
"... ve hançeremin altından dev bir heykeli bulunacaktır.
The heat and the dust, sir. Very nasty on the larynx.
Sıcak ve toz ses tellerini bozuyor, komutanım.
The knots smash his larynx, the knee breaks his back. He's dead in 15 seconds.
Düğümler boğazı parçalar, diz boynu kırar. 15 saniyede öldürür.
I SEE. WELL, TELL ME, DO YOU RECALL A BROKEN LARYNX?
Zaman zaman bazı yaralanmalar hatırlıyorum.
YOU KNOW, HIGH ENOUGH TO BREAK HER LARYNX. WOULDN'T YOU SAY? WHEN YOU STOP TO THINK ABOUT IT.
Açıkçası dört yaşındaki bir kızın boğazını oraya kadar yükseltmesi, yani gırtlağını parçalayacak kadar yükseltmesi, oldukça fazla azim gerektirir.
FRACTURED LARYNX.
Köprücük kemiği kırılması.
The destructive force of this local phenomenon is such as to suggest... an anomalous formation of the lower larynx... in little Oskar Matzerath.
" Bu yerel fenomenin yıkıcı gücünün akla getirdikleri arasında,... küçük Oskar Matzerath'ın alt gırtlağındaki alışılmışın dışında meydana gelen oluşum sayılabilir.
I've injected 3ccs of tribusonol into your larynx.
Boğazına 3cc tribusonol iğnesi yaptım.
There was something anterior to the larynx that looked like a laryngeal sac.
Gırtlağın önünde larenjiyal kese benzeri bir şey vardı.
This little gizmo makes your larynx reverberate, mimicking their sound.
Bu küçük aletle gırtlağın eko yaparak onların sesini çıkarıyor.
The larynx is quite crushed.
Gırtlağı biraz ezilmiş.
She says my larynx is fat.
Boğazımın çok geniş olduğunu söyledi.
I mean, I could be at the hospital... having Steve's fist removed from my larynx.
Yani hastanede de olabilirdim gırtlağımdan Steve'in yumruğunu çıkarmaya çalışıyor olabilirlerdi.
I'd like to see the bullet splatter his larynx.
Her şeyi görmek istiyorum.
Her throat cut laterally across the larynx and the carotid artery - from left to right.
Boğazı boydan boya, gırtlaktan şahdamarına kadar kesilmiş. Soldan sağa doğru.
Gentlemen, when I feel a lack of support... something very, very strange happens to my larynx!
Beyler, desteğin azaldığını hissettiğimde... ses borum çok, ama çok garipleşiyor!
What's interesting is we also have a crushed larynx. The head's just flopping.
Asıl ilginç olan boğazı tamamen parçalanmış ve kafası kopmak üzereydi.
The fluid prevents the larynx from making sound.
Sıvı, gırtlaktan ses çıkmasını engelliyor.
The beam is focused on your larynx, doc.
Oh, hayır. Işın larinksinize odaklı, doktor.
You stood over him and blew his fucking larynx out with a Glaser!
Üzerine yürüyüp, Glaser'ı boğazını sıkıverdin.
Larynx, oesophagus and hyoid bone were crushed like chalk.
Gırtlak, oesophagus ve hyoid kemikleri tebeşir gibi ezilmişti.
Second-degree burns on the face, contusions about the neck, bruised larynx.
Yüzünde ikinci dereceden yanıklar, boynunda çürükler.
The victim appears to have expired from prolonged hypoxemia, secondary to asphyxiation. Of several etiologies, the most likely is strangulation due to the presence of contusions and a bruised larynx.
Birçok olayda nefessiz kalmanın nedeni boğulmaktır.
- No shit. - Crushed her larynx.
- Kahretsin.
Yeah, well, I'd still like to crush his larynx with my boot.
Yinede onun gırtlağını botlarımla ezmek isterdim.
I've implanted a microchip on your larynx.
Gırtlağına bir mikroçip yerleştirdim.
- Sounds like a larynx fracture.
- Boğaz kırığı gibi görünüyor.
She's hypotensive, an open femur and a possible larynx fracture.
Hipotansif, açık uyluk ve olası boğaz kırığı.
Her larynx was excised, but it was done very carefully.
Gırtlağı kesilmişti, ama bu çok dikkatlice yapılmış.
- The larynx?
- Gırtlak mı?
Penny timmons'larynx was severed.
Penny Timmons'ın gırtlağı parçalanmıştı.
- Steam hurts my larynx.
Kendimi tekrar etmekten hoşlanmam. Buhar gırtlağımı acıtıyor.
You broke his larynx?
Gırtlak kemiğini mi kırdın?
You destroyed my larynx.
Gırtlağımı parçaladın.
Dr. Greene? I've got a 9-year-old who got hit in the larynx with his skateboard.
Dr. Greene, dokuz yaşındaki bir çocuğun larenksine kaykay çarpmış.
- Yeah, her larynx is crushed.
- Evet, gırtlağı ezilmiş.
Ditto on the shoulders, and my larynx didn't shut down from his cologne, which is all I care about.
O da geniş omuzlu. Parfümünden nefesim tıkanmadı ki bu tek önem verdiğim şeydir.
It is through the study of the anterior chamber in multiple specimens that we can determine the correlation between the upper palate and the larynx.
Birçok örneğin ön odacığını incelemek suretiyle... üst damak ile gırtlak arasındaki ilişkiyi saptayabiliriz.
Signs of bleeding in the strap muscles overlying her larynx.
Larenksleri tutan kaslarda kanama belirtileri var.
Better to transmit vibrations from your larynx to the mic right inside the pendant.
Gırtlağınızdaki titreşimleri kolyenin dışındaki elektronik mikrofona gönderir.
Trachea larynx tongue swelled
Trachea larynx dili şişti.
Snow blower blew a rock into a guy's larynx. I had to trache him.
Kar püskürtücüsünden seken bir taş adamın larenksine girmiş.
His larynx has been removed.
Konuşamaz. Gırtlağını aldık.
Remove his larynx.
Gırtlağını alacaklar.
- His larynx.
- Gırtlağını.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]