Lasers translate Turkish
499 parallel translation
Lasers? Lasers cauterize the skin as they destroy tissue.
Lazerler bir yandan dokuyu yok ederken diğer yandan cildi dağlar.
That entry stood up against lasers, but we can transmit the ship's power against it.
O giriş lazerlere dayandı, gemimin gücünü ona karşı yönlendirebiliriz.
As I recall from the history of physics the ancient lasers were able to achieve the necessary excitation even using crude natural crystals.
Fizik tarihinden hatırladığım kadarıyla, Eski lazerler, sadece doğal ve ham kristal kullanarak bile yeterli etkiyi yaratabiliyorlardı.
Cybernetics, genetics, lasers and all those things.
Sibernetik, genetik, lazerler ve bir sürü şey.
Gas, lasers, to prevent escape of lab animals.
Gaz, lazerler, deney hayvanlarının kaçmasını önlemek için.
I can't monitor the lasers here.
Fakat lazerlere engel olamam.
The lasers are tuned low for small animals, Mark.
Lazerler, küçük hayvanlar için ayarlanmış, Mark.
One of the communication lasers has sustained damage. This has temporarily inactivated my damage tracer circuits.
Lazer muhabere devrelerinden biri hasar aldı bu da benim hasar tespit devrelerimi geçici olarak devre dışı bıraktı.
- Maya, can you operate the lasers?
- Maya, laserleri çalıştırabilir misin?
The Eagle's lasers are aimed at those chambers.
Kartal'ın laserleri o odalara çevrili.
Lasers!
Bir kez deneyin,... benim için.
- She doesn't have lasers.
- Onun lazerleri yok.
Then I'm going to barrel ahead at full turbo, firing my lasers.
Daha sonra turbolarıma tam hız vererek ilerleyeceğim ve lazerlerimi ateşleyeceğim.
Jolly, you stay here, guard the shuttle... take care of Boxey and let's take our lasers with us.
Jolly, burada kalıp mekiği koru ve Boxey'e göz kulak ol. Lazerlerimizi de alalım.
We'll navigate by scanner and sweep everything out of our path with turbo lasers.
Tarayıcılarımızla hareket edip, önümüze çıkan her şeyi turbo-lazerlerle süpüreceğiz.
We'll navigate by scanner and sweep everything out of our path with turbo lasers.
Tarayıcı ile yönlendirileceğiz ve turbo lazerlerle yolumuzdaki herşeyi temizleyeceğiz.
( Guard ) Keep your lasers on them. It might be a trick.
Lazerleriniz üzerlerinde olsun, bir tuzak olabilir.
Can you permanently rearm my lasers?
Işın silahlarımı düzgün bir şekilde çalıştırabilir misin?
A nest of lasers and radar.
Sürüyle lazer ve radar var.
And there won't be any lasers in the water, right?
Tabii ki suda lazer bulunmaz, değil mi?
Turn off the lasers!
Lazerleri kapatın!
Or lasers and all those super-bacteria, all that filth, kept for the time being in safes?
Ya da lazerler ve bütün süper bakteriyeller. Tüm bu pislikler, şimdilik güvende mi tutuluyor?
I mean, forget lasers.
Lazerleri unutun.
I would have started with lasers, 8 : 00 day one.
Lazerlerle başlardım, daha ilk gün sabah sekiz.
Lasers only pass through me harmlessly.
Lazer silahın bana zarar veremez.
We've tried lasers, nuclear detonators.
Lazerleri, nükleer patlayıcıları denedik.
You got the Joint Chiefs screaming about Russian satellites with anti-missile lasers.
Genelkurmaylar, füzeleri imha eden lazerlerle yüklü Rus uydularıyla kafayı bozmuş.
At your fingers is the weaponry, the lasers, photon bolts...
Silahlar parmaklarının ucunda. Lazerler, foton torpilleri...
Lasers.
- Lazerler...
Just use your lasers until I give the signal.
Ben işaret verene kadar sadece lazerleri kullan.
We can't even op en the doors up here. The whole shaft is protected by lasers.
Tüm boşluk lazerlerle korunuyor.
You can't run forever, and lasers can burn through anything.
Sonsuza kadar kaçamazsınız.Lazer herşeyi delip geçebilir.
Lock the lasers within a five-mile radius.
Lazerleri hedefe kilitleyin.
- Lasers locked on target.
- Lazerler hedefe kilitlendi.
The Mother Ship cannot fire its lasers without them.
Ana Geminin lazerleri bunlar olmadan ateşlenemez.
Lasers are a young science.
Lazer genç bir bilim.
That entry may have stood up against hand lasers, but we can transmit the ship's power against it, enough to blast half a continent.
Giriş el lazerlerine karşı dirençliydi, ama biz de buna karşı geminin gücünü kullanabiliriz.
Well, I figure if I hit it at the right angle, I can blow out both lasers at the same time.
Şey, onu doğru açıyla yerleştirebilirsem,... aynı anda tüm lazerleri patlatabileceğimi düşünmüştüm.
For Instance, Lasers Positioned Here Can Cut Through Any Sort Of Debris.
Mesela şurada bulunan lazerler her türlü maddeyi kesebilir.
Doo doo, you're dead, 50 lasers in your head.
Vücudunuza elli lazer mermi geldi. Tamam.
No gimmicks, no lasers, none of that.
Süper cihazlar, lazer falan yok.
The fusion lasers have greatly weakened the surface shield.
Füzyon lazerleri yüzey tabakasını bir hayli zayıflattı.
Armed with lasers only.
Sadece laser silahı var.
Captain, they are now locking lasers on us.
Kaptan, bize laserlerini kilitliyorlar.
- Lasers?
- Laserler mi?
Lasers can't even penetrate our navigation shields.
Laserler seyrüsefer kalkanlarımızı bile delemez.
Artonian lasers.
Artonian laserleri.
The hallway has anti-personnel lasers, which are hidden behind armored shutters.
anti-yabancı lazerleri ile donanmış. fiziksel girişi engellemek için kapalı duruma getirilmiş.
Talarian warships have neutral particle weapons, X-ray lasers and Merculite rockets.
Talarian savaş gemileri yüksek enerjili nötral parçacıklı X ışını laserleri ve Merculit roketlerine sahip.
I put up these lasers to protect us.
Bu lazerleri korunmak için kullanacağım.
- Lasers ready.
- Hakla onları! Bu yanlış fiş. - Lazerler hazır