Last time i saw her translate Turkish
356 parallel translation
- That was the last time I saw her in Chicago.
- Chicago'da onu son kez o zaman gördüm.
I believe that was rightly the last time I saw her.
Sanırım onu en son kesin olarak o zaman gördüm.
Yes, though she was considerably younger the last time I saw her.
Evet, gerçi onu en son gördüğümde oldukça küçüktü.
That's the last time I saw her.
Onu son görüşüm oldu.
The last time I saw her, she was dancing with John Mayhew.
Son gördüğümde John Mayhew ile dans ediyordu.
Last time I saw her, she had a bandaged hand.
Onu son gördüğümde elinde büyük bir bandaj vardı.
The last time I saw her, she came up to my knees, but look at her now.
Onu en son gördüğümde, boyu dizime geliyordu ama bir de, şimdi bakın.
The last time I saw her she tried to have me committed to a mental asylum.
Onu son gördüğümde beni bir akıl hastanesine yatırmaya kalkıştı.
The last time I saw her was so!
Son gördüğümde şu kadarcıktın!
Well, she was doped the last time I saw her.
Son gördüğümde ilaç verilmişti- -
Last time I saw her, she talked to me about purgatory and how much time I was gonna spend there.
Geçen sefer, günahlarımdan arınmak için Araf'ta ne kadar zaman geçireceğimi anlatmıştı.
Well, I won't bend your ear any more, Lieutenant, but the last time I saw her was, um, last Friday.
Sizi daha fazla sıkmayacağım Teğmen. Ama onu en son, cuma görmüştüm.
the last time i saw her, she was giving away my pizza.
- Bilmiyorum. En son gördüğümde benim pizzamı başkasına veriyordu!
Last time I saw her, she was doin'a sex show.
Onu son gördüğümde bir seks şovu yapıyordu.
WELL, LAST TIME I SAW HER, SHE WAS DANCING WITH EDDIE MORRIS.
- Son kez ben onu gördüğümde. Eddie Morris ile dans ediyordu.
Last time I saw her, she expressed some doubts, but then she has the kids to keep her company.
Onu son gördüğümde, bazı kuşkularından söz etti... ama çocuklarla birarada olmak zorunda.
Last time I saw her was at your grandad's place in Maine.
Onu en son dedenin Maine'daki evinde görmüştüm.
I don't remember the last time I saw her.
Onu en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum.
The last time I saw her...
Onu son gördüğümde...
The last time I saw her, she was wearing...
Son gördüğümde, o...
The last time I saw her she was naked.
Onu son gördüğümde çıplaktı.
So, um... Yeah, and then I didn't see her again. That was the last time I saw her.
Böylece evet sonra onu bir daha görmedim, bu Suzanne'i son görüşümdü.
Last time I saw her she was.
Son gördüğümde öyleydi.
The last time I saw her was when she was at that clinic.
Onu en son gördüğümde klinikteydi.
Last time I saw her, she was racing toward her Mercedes, emitting a high-pitched shriek that caused the wedding doves to attack one another.
Onu en son arabasına doğru koşarken gördüm. Tiz bir çığlık attı, tüm kumrular birbirine saldırdı.
It's funny. The last time I saw her, she was a child. Only 17 when we fell in love and married.
Bu komik, onu... onu en son, bir çocuktu... aşık olduğumuz ve evlendiğimiz zaman sadece on yediydi.
Last time I saw her, we had an argument.
Son görüşmemizde tartışmıştık.
That's the last time I saw her.
Onu en son, o zaman gördüm.
That was the last time I saw her.
Bu onu son görüşümdü.
Last time I saw her, Ms Asakawa asked me about the video.
Onu son gördüğümde bana videoyu sordu.
The last time I saw her, she was at a mini-mart in the Castro, headed for her rental car.
Onu en son gördüğümde, Castro'daki mini marketteydi, araba kiralamaya doğru gitti.
Last time I saw her she was...
Onu en son gördüğümde birinin kaşına...
And the last time I saw her...
Bense onu son gördüğümde...
The last time I saw her, she was on a train for Messina.
Onu son gördüğümde Messina trenine biniyordu.
She had just got married and come... and it was also the last time I saw her happy... because her husband had to leave that very night... due to some tension at the border, and he was an Airforce pilot.
Yeni evlenmişti. Ve onu mutlu gördüğüm son andı. Çünkü kocası onu o gece bırakıp göreve gitti.
Last time I saw her she was all over Noah.
Onu son gördüğümde Noah'ın üzerindeydi.
The last time I saw her, she was heading up here to see you.
Onu en son gördüğümde seni görmeye geliyordu.
My wife was alive the last time I saw her.
Hepsi bu. Karımı, son gördüğümde yaşıyordu.
I thinkso. Last time I saw her, she was all dolled up.
Bence o En son gördüğümde en güzel kıyafetleriyleydi.
The last time I saw her, she had a spike through her chin.
Onu son gördüğüme çenesinde bir halka vardı.
That was the last time I saw her, more than six months ago.
Onu son kez altı ay önce görmüştüm.
The last time I saw her, okay.
Son gördüğümde iyiydi.
She wasn't feeling very well when I saw her the last time.
Son görüşümde çok iyi durumda değildi.
You know, the last time I saw Chris, I was quite worried about her.
Chris'i son gördüğümde onun için endişelenmiştim.
The last time I saw you with her... you looked like a couple.
Seni Catherine'le en son gördüğümde... Bir çift gibi görünüyordunuz.
Yeah but then... then when I... when I saw her... that last time she, I don't know, she seemed to have reached a kind of... peace with herself.
Ama sonra, onu son görüşümde... bilemiyorum, ama sanki iç huzuru bulmuş gibiydi.
The last time I saw my mother she was in her workroom making pottery.
Annemi son gördüğümde çalışma odasında çanak çömlek yapıyordu.
Her father had been transferred and that was the last time that I saw her.
Babasının tayini çıktı ve onu en son orada gördüm.
Every time she disappeared I thought it ´ d be the last time I ever saw her.
Her zaman ortadan kaybolurdu. Onu her görüşümde, bunun son olduğunu düşünürdüm.
And that was the last time I ever saw her.
Bu onu son görüşüm oldu.
I saw her a first, last, and all of the time, as a victim eternal and predestined.
Ben onu ilk, son ve her defasında, bir kurban olarak gördüm, daimi ve kaderi çizilmiş.