English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lateness

Lateness translate Turkish

93 parallel translation
It's not his lateness.
Geç kaldığı filan yok.
Good evening Louis, forgive our lateness but there's something new and a change to our plans.
Günaydın Louis, geç kaldığım için bağışlayın lakin, yeni bir gelişme ve planlarımızda değişiklik oldu.
In view of the lateness of the hour, we shall have some entertainment and rest our feet a while.
Saatin geç olmasından dolayı bir süreliğine ara vereceğiz ve ayaklarımızı dinlendireceğiz.
The lateness of the hour - I certainly do not...
- Çok geç oldu. - Bunu kesinlikle yapamam.
Please forgive the lateness of the hour but, as it happens, I have the evidence I've been looking for.
Bu geç saatte rahatsız ediyorum özür dilerim. Aradığım kanıtı buldum.
After an uneventful night, in which the other girls I met only acted as foils to Haydée, prompted by insomnia and the lateness of the hour,
Hadisesiz bir geceden sonra tanıştığım bütün kızları Haydee ile karşılaştırır oldum.
There's no room for lateness in a company making precision instruments.
Hassas cihazlar üreten bir şirkette geç kalmaya yer yoktur.
Due to the lateness of the hour, we'll adjourn and reconvene at 9 : 00 AM Monday.
Saat çok geç olduğu için duruşmaya pazartesi sabahı dokuza kadar ara veriyoruz.
Lateness is time, time is money, money is life.
Gecikme zamandır, zaman paradır, para hayattır.
But despite the lateness of our arrival, we're here now and eager to renew ties.
Gelmekte geç kalmış olsak bile, şimdi buradayız ve ilişkileri yenilemeye hazırız.
PS : Forgive the lateness of my reply. Come on, Marge, paint!
sevgiler, Ringo dipnot : geç yazdığım için üzgünüm hadi Marge, boya!
- You are too kind, Signor Luigi, but you must excuse my lateness.
- Çok naziksiniz, Señor Luigi.
There's a greatness to your lateness.
Geç gelmiş olman büyük incelik.
He knows it is his lateness that always drives you mad.
Geç kalınca babasının delirdiğini biliyor.
I do regret that, because of your lateness you have no chance to graduate with honors.
Ancak geç kalarak, iftiharla mezun olma şansını yitirmene üzülüyorum.
A little lateness?
O zaman neden biraz geç kalma için neden bu kadar çok konuşuyoruz?
Some excusable fucking lateness, and a couple of guys are understandably excited?
Sadece lanet olası birkaç dakika yüzünden neden tartışıyoruz? Birkaç kişinin gereksiz yere endişelendiğinden mi?
Pardon my lateness, but our preparations are complete now.
Gecikmemi mazur görün, hazırlıkları yeni bitirdim.
" I apologize for its lateness.
Geciktirdiğim için özür dilerim.
Large lateness penalty.
Koca bir gecikme para cezası.
My lateness might as well have been absence.
Geç kalmamla yokluğum arasında bir fark yok.
My lateness might as well have been absence.
Geç kalmam'la yokluğum arasında bir fark yok. Siz zaten kararınızı vermişsiniz.
I'm suddenly very conscious of the lateness of things.
Şu anda geç kaldığımız şeylerin daha iyi farkına vardım.
And it's not going to happen with the attitude with the lateness...
Ama bu tutumun ve gecikmelerin devam ederse...
Lateness.
Geç kalmak.
You know how lateness distresses me.
- Geç kalmak canımı sıkar, bilirsin.
I apologize for my lateness, senator.
Geç kaldığım için özür dilerim senatör.
Forgive my lateness.
Geç kaldığım için üzgünüm.
a different view from yours on going Dutch, a kind reaction to your legendary lateness, and a genuine interest in yoga.
... ünlü gecikmelerine nazik bir tepki ve yogayla ilgilenmek gibi sudan sebeplerle bir düzine erkeğe hakaret ettin.
Helmut's lateness had thrown me into a panic...
Helmut'un gecikmesiyle paniğe kapılmıştım...
Your sister's grades have fallen sharply in the last year, due in large part to her frequent absences and lateness.
Kız kardeşinin notları son bir yıIda çok düştü. Bunun önemli bir kısmı da devamsızlıklar ve derslere geç kalmalar yüzünden.
That's your second, after your lateness this morning.
Bu sabahki geç kalışından sonra bu senin ikinci uyarın oluyor.
Excuse my lateness, Majesty.
Geciktiğim için bağışlayın Majeste.
It's not just the lateness, Danika.
Sadece geç kalman değil, Danika.
Maybe it's the lateness of the hour or the computer connection isn't clear.
Ve benim kasabaya dönmem imkânsız.
If he's in a good mood, he'll turn a blind eye to lateness.
Eğer havasındaysa, gecikmeni görmezden gelir.
- This lateness...?
- Bu kadar gecikme- -
I Can only assume that your Lateness is due to the fact that We failed to synchronise watches.
Bu gecikmenin saatlerimizi ayarlamamaktan kaynaklandığını farz ediyorum.
I do apologise for the lateness of the hour.
Saatin geç olmasından dolayı özür diliyorum.
My lateness this morning was unavoidable.
Bugün geç kalmam engellenemez bir şeydi.
Your lateness is secondary.
Bu önemli değil.
Since the jury began its deliberations and given the lateness of the hour, it is unlikely a verdict will be decided until
Jüri müzakerelere başladı ve son kararını vermeden önce
He lectured me on my lateness,
Geç kaldığım için bana biraz öğüt verdi.
Well, according to Sweets, chronic lateness is a way of asserting control.
Sweets'e göre, hep geç kalmak, kontrolü ele almak içinmiş.
Because of lateness.
Geç kaldığımdan.
Have them delay our heavenly dessert and forgive us our lateness, as we forgive those who cause lateness against us.
Bizim ilahi tatlımız ertelesinler ve geç kalmamızı bağışlasınlar. Çünkü biz bize karşı gecikenleri affediyoruz.
I could take the stubbornness, really I could, and the substance abuse, and the lateness and the "cooler than school and all the rest of us" ne'er-do-well attitude, but the thing that absolutely got me was the unwarranted advice
İnatçılığı kabul edebilirim, gerçekten. Madde kullanımı ve geç kalmayı da. "Çok havalıyım ve geri kalanımız hiç iyi değil" davranışını da.
About a year ago in small town, in a tea house called Aoyagi. Lady Kayo was seen colluding with Lord Fujii, Kageyu. Sneaking around in the lateness of night.
Yaklaşık bir sene evvel, Obana Köyü'ndeki Aoi-Yanagi adlı bir çay evinde gecenin bir saatinde Kayo Hanım'la Efendi Fujii Kageyu'nun gizli gizli buluştuğunu görenler varmış.
Tenured teachers awaiting disciplinary hearings on offenses ranging from excessive lateness to sexual abuse, along with those accused of incompetence, are sent to the reassignment center or what the rest of the world calls the "Rubber Room."
Disiplin şuçlarından ifade vermeyi bekleyen ve iş garantisi olan öğretmenler, sürekli işe geç kalmaktan tutunda cinsel tacize kadar suçlarla ilgili olanlar, yetersizlikle suçlananlarla birlikte "yeniden atama merkezine" gönderiliyorlar veya dünyanın "Silgi Odası" dedikleri yere.
But yes, that must be it, there's no other explanation for his lateness.
Evet. Kesinlikle. Evet.
For lateness?
Geç kalmasıyla mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]