Laws translate Turkish
5,948 parallel translation
Because the laws of science differ fundamentally from those of other human endeavors.
Çünkü bilimin yasaları, temel olarak diğer insan girişimlerinden daha farklı işler.
That's why I was willing to bet this face on the laws of conservation of energy.
Bu yüzden enerjinin korunumu yasası adına suratım üzerine bahis oynamaya istekliydim.
It's due to random forces that are governed by the laws of nature.
Bu olayın sebebi doğa kanunlarınca yönetilen rastgele güçlerdir.
Mortal laws confound me.
Ölümlülerin yasaları beni şaşkına çeviriyor.
Ed, buddy, there are laws against that.
Ed, buna karşı yasalar var.
I asked God if it was okay to break his laws and be with you.
Tanrı'ya sordum ona karşı gelip seninle olmam sorun olur mu diye.
What stopped you, Bender, Asimov's Three Laws of Robotics?
Asimo'nun Üç Robot Yasası mı?
Yeah, well, we have laws in this country, Leo.
Evet, anlıyorum, ama bu ülkede yasalar var, Leo.
Look, I know that, uh, what I did might fall slightly outside your laws, but all I was doing was honoring David's wishes.
Bak, biliyorum yaptığım senin yasalarının biraz dışında gibi, ama bütün yapmak istediğim David'in arzusunu yerine getirmekti.
And, you know, I was just wondering, what the laws were about what you can and can't post on the Internet.
Anlarsınız ya, internette neleri paylaşıp paylaşamayacağımızı söyleyen kanunları merak etmeye başladım.
Better. Lucie's with my in-laws.
Yok hâlâ ben bakıyorum.
Right, these laws are actually designed to protect innocent and trusting purchasers from unscrupulous vendors.
Bu kanunlar acımasız satıcılar tarafından, masum ve güvenilir alıcılar için oluşturuldu
Break any laws recently?
Yakın zamanda hiç kanunlara karşı geldin mi?
We can not be held responsible for what the people may do today,... with their eyes on God, if you release a man who has broken our sacred laws.
Tanrı'nın gözü önünde... eğer bu kanunlarımızı çiğneyen bu adamı eğer salarsanız, insanların bu gün yapabileceklerinden biz sorumlu tutulamayız.
She may be my mother, but the court has rules. And the country has laws.
Annem olabilir ama sarayın kuralları, ülkenin kanunları var.
And I am... the protector of the laws. The king of this country.
Ayrıca kanunların koruyucusu ve bu ülkenin de kralıyım.
How was dinner with the in-laws?
Nişanlının ailesiyle yemek nasıldı?
Therefore, he is bound by the same laws.
Bu sebeple aynı kurallara o da bağlı.
- No, there's too many laws protecting corporate data.
- Hayır, kurumsal verilerin korunması çok sayıda yasa var.
I hereby declare, on oath, that I absolutely and entirely renounce and abjure all allegiance and fidelity to all foreign prince, potentate, state or sovereignty of whom or which I have heretofore been subject or citizen. That I will support and defend the Constitution and laws of the United States of America against all enemies, foreign and domestic.
Burada, önünüzde şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime bundan böyle ABD anayasasını ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma, bağlılık ve sadakat göstereceğime yemin ederim.
You now how helpful their privacy laws are.
Mahremiyet kanunlarının ne kadar yardımcı olduğunu bilirsin.
I'm sick of fucking being arrested,'cause your goddamn stupid laws right now.
Lanet olası saçma sapan yasalarınız yüzünden hapse girmekten bıktım artık.
I've been to jail 17 or 18 times'cause of your fucked up laws. That's the problem.
17-18 kere hapse girdiysem sizin bir boka yaramayan yasalarınız yüzündendir.
There are no countries here, no laws.
Burada ülke de yok, kanun da.
"He who controls the nation's money supply cares not who makes its laws."
"Ulusun para kaynağını kontrol eden kişi, kanunları kimin yaptığına bakmaz."
All the new drug laws these days. Nasty business.
Bütün o yeni uyuşturucu yasalarıyla zor bir iş oldu.
" Don't bother fixing the sentencing laws,
" Ceza hukukunu düzeltmeye zahmet etmeyin,
"There's no justice in following unjust laws."
Adil olmayan yasaları izlemek adaletli olamaz.
You know, I think, actually the word you're looking for is "experts"... to enlighten you so your laws don't backfire and break the internet.
Sizi bilgilendirip, çıkardığınız yasanın geri tepmemesini, interneti bozmamanızı sağlayacak olan kişiler.
And the government said, "Oh, the legal opinions we're using to legalize the spying program are also classified, so we can't even tell you which laws we're using to spy on you."
... ve devlet de dedi ki "Gözetim programını yasallaştırmak için kullandığımız hukuki görüşler de gizli belgelerdir, bu yüzden sizi gözetlerken kullandığımız yasaları söyleyemeyiz."
That's why the new laws were passed.
Yeni yasalar bu yüzden kabul edildi işte.
You know, when you're queen for a day, Burgess, you can keep all the happy laws and get rid of all the mean ones, but until then move your buns, okay?
Bir gün bir kraliçe olursan Burgess bir sürü mutlu kanun çıkarırsın ve bütün bunlardan insanları kurtarırsın. - Ama o zamana kadar devam, tamam mı?
Fully licensed under the state's concealed-carry laws.
Eyalet kurallarına uygun tam lisanslı.
Well, I'm gonna need you to be deceitful and corrupt, and you'll be breaking numerous laws.
Senden hileci, yozlaşmış olmanı ve bir sürü kuralı yok saymanı istiyorum da ondan.
Laws of gravity.
Yer çekimi kanunları.
Finally, we were given authority by the Ambassador to bypass the immigration laws and send these Vietnamese out of the country.
Sonunda, Büyükelçi tarafından göç yasalarını pas geçmemiz ve bu Vietnamlıları şehirden göndermek içinyetki verilmişti.
The nature of beauty and the substance of the stars, the laws of space and time... they were there all along, but we never saw them... until we devised a more powerful way of seeing.
Güzelliğin doğası ve yıldızların içeriği uzay-zamanın yasaları... Hepsi oradaydılar, fakat hiçbirini göremedik... Ta ki görmenin daha güçlü bir yolunu bulana dek.
Our senses work fine for life-size objects moving at mammal speeds, but are ill-adapted for the wonderland laws of lightspeed.
Duyularımız, memelilerin hızında hareket eden gerçek boyutlu nesnelere aşinadır ama ışık hızının inanılmaz yasalarına pek uyumlu değildir.
There are laws against it, and they apply to everyone.
Bu konuda yasalar var ve herkese uygulanıyorlar.
You have broken our laws again, Succubus.
Kurallarımızı tekrar bozdun, Succubus.
And then I thought prescription for oxy might not look so hot when I'm spending my days out on the stump, calling for stricter drug laws.
Ve sonrasında oxy için yazılan reçetenin pek iç acıcı görünmeyebileceğini düşündüm, bu sırada günlerimi seçmen konuşması için harcıyor, uyuşturucu yasalarını araştırıyordum.
The rebels trying to overturn the blood laws - of the Blood King, why was that?
İsyancılar Kan Kralı'nın koyduğu kan kanunlarını devirmeye çalıştılar, neden?
For thinking he could change the laws of the King... so that he will never rise and take arms against my will again.
Kralın kanunlarını değiştirmeyi düşündüğü için.. ... ve böylece hiçbir zaman yükselmeyecek bana karşı cephe oluşturmayacak.
He went on about the laws of love, you know.
Yine aşkın kanunlarıyla ilgili konuştu.
If any laws were being broken, I wanted to know.
Herhangi bir kanun çiğnenseydi bilmek isterdim.
You dared to challenge the blood laws!
Kan kanunlarına karşı gelmeye cürret ettin!
To prove that his blood laws were infallible.
Kan kanunlarının mutlak olduğunu kanıtlamak için.
Both trust and laws have been broken.
Güven ve yasa çiğnendi.
Because in our state, the laws are far more lenient - than they should be.
Çünkü ülkemizde kanunlar olması gerekenden fazla esnek.
Look, there are laws in place... which criminalize sex between prisoners and prison staff... which means that employees who engage in sexual misconduct... cannot claim consent as a defense.
Bak. Bu yerin kuralları var bunlar ; mahkumlar ve hapishane çalışanları arasındaki cinsel ilişkileri yasaklıyor.
They use those as excuses to push through more and more dangerous laws.
Bunları da gittikçe daha tehlikeli hale gelen yasaları çıkartmak için bahane ediyorlar.