English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Laxative

Laxative translate Turkish

209 parallel translation
The purpose of radio writing, as far as I can see... is to prove to the masses that a deodorant can bring happiness... a mouthwash guarantee success and a laxative attract romance. - Well!
Görebildiğim kadarıyla radyo yazarlığının amacı bir deodorantın mutluluk getireceğini, bir ağız gargarasının başarıyı garantileyeceğini ve bir yumuşatıcının romantizm yaratacağını yığınlara ispatlamak.
- He needs a laxative.
- Müshil iyi gelir.
"A laxative for a cough?"
"Ne yani, öksürük için müshil mi verdiniz?" demiş kadın.
You think you'd pay more for a laxative.
Seni utanmaz! İyi de ilaçlardan fazla tutuyor!
A good laxative and he'll be fine.
İyi bir müshil ilacı onu iyi edecektir.
A laxative...
Müshil...
No, that was only a laxative, Helena.
Hayır, bu sadece bir müshil, Helena.
I'll give you a laxative and you'll shit that map.
Sana müshil vereyim, ve sıç onu.
We create a laxative that induces vomiting,
Kusmaya sebep veren bir ilaç üretiyoruz.
What was it? Wilkinson's Number Eight Laxative Cereal.
Wilkinson'ın Sekiz Numaralı Peklik Giderici Gevreği.
He must have taken too much of that laxative the doctor gave him!
Doktorun kendisine verdiğinden daha fazla müshil almış olmalı!
I also need a laxative.
Ayrıca müshil ilacı da lazım.
Signora Evola, the Madam I worked for sent me to a client after feeding me a large laxative-spiced meal
Sinyora Vola, kendisi için çalıştığım Madam bana yağlı, acılı bir yemek yedirip bir müşterisine gönderdi.
- Not much, we're just gonna put a little laxative in the girls desserts. - Laxative? What?
Öyledir oğlum, tok açın halinden anlamaz ki?
So, what were we saying? - The laxative.
# Anladım ki çok yanılmışım...
- What laxative? - The laxative in the desserts.
# Beni seviyormuş oysa.
- Sir, what happens if someone put laxative to your food?
- # Sensiz diyor... - # Yaşanmıyor...
- I think they've put laxative into our desserts.
# Hayırdır inşallah? Hey!
- In the same way as they've understood the laxative in the compote!
Hadi şuraya da, şuraya da. Çabuk olun çocuklar. Koş ana daha su getir.
Italian baby laxative.
İtalyan bebek müshili mi?
- Sounds like he needs a laxative!
- Sanırım müshile ihtiyacı var.
Think laxative.
Müsili düşün.
Laxative, darling.
Müsil, hayatım.
I think she's correct to represent my laxative.
Bence o benim müziğimi tanıtmaya uygun.
Don't bother looking for your laxative on a rope.
Sabunun bir ip şeklinde olması seni rahatsız etmesin.
- The laxative one?
Müshil reklamını mı?
Well, just do what everybody else does - cut it with baby laxative.
O zaman sende herkesin yaptığını yap müshil ilacı kullan.
Baby laxative.
Bebekler müshili.
In the kitchen I found traces of cocaine and the baby laxative used to step it up.
Mutfakta bebek müshiline gizlenmiş kokain izine rastladım.
So, every Friday, we got a laxative shock treatment to purify us from all the diseases of this world.
Böylece her cuma bu dünyanın tüm hastalıklarından kendimizi arındırmak için müshil ilacı alırdık.
Bart has been guilty Of the following atrocities- - synthesizing a laxative from peas and carrots... replacing my birth control pills with Tic Tacs.
Bart, birazdan sayacağım zalimce davranışlardan dolayı suçlu- - .. havuç ve bezelyeye müshil karıştırmak doğum kontrol haplarımı tik taklarla değiştirmek.
The doctor says : "It's the most powerful laxative there is."
Doktor'bu en güçlü müshildir'demiş.
"A laxative for a cough?"
Kadın, öksürüğe karşı müshil mi, diye sormuş.
Order now and you'll also get Sun'n'Run... the suntan lotion that's also a laxative.
Evet. Hemen sipariş ederseniz yanında bir de ücretsiz Iaksatif olarak da kullanılan "Güneş ve Koş" güneş kremi sizin olacak!
It's like a super laxative.
- Süper güçlü bir müshil ilacı!
If you can give him a laxative, it'd make my job easier.
Ona müshil verirseniz işimi kolaylaştırırsınız.
- Two : give the dog a laxative and wait it out.
İki ; köpeğe bir müshil verip çıkarmasını bekleriz.
- A laxative or surgery. - Laxative!
Müshil ya da ameliyat.
Why don't you just give him a laxative?
- Müshil. Siz ona en iyisi müshil verin.
Set him up for a gastrograph and give him a laxative.
Mide grafisini al ve müshil ver.
I  s just a laxative.
Sadece müshil.
You're a laxative junkie.
Müshil sapığısın.
The doctor says, "It's the most powerful laxative there is."
"Tıbbın bulduğu en güçlü müshil" demiş doktor.
Hello, my little laxative.
Merhaba, minik yumuşatıcım. Ben Fritzy.
- Come on! - laxative huh?
Hapır hupur yuttun makarnaları gözümüzün önünde!
- And now let's put some laxative to the other ones.
# Her şey yine aynı kalsa [KORKUYLA İÇ ÇEKER]
- We've eaten the dessert with the laxative!
- Sual iki.
- What have they done again, sir? - They've put laxative to the meal of the girls and the girls have done a worse thing.
Ya bu herifte ya kağıdıma basıyor, ya elime.
- Baby laxative.
- Bebek müshili.
I should have given him a laxative.
"Sonunda, ele geçirdim!"
That's when she's not taking the latest laxative on the market.
Ama yemek borusundan, dikkatini çekerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]