Lazy translate Turkish
3,349 parallel translation
Lloyd, get your lazy ass over here so we can rehearse, man.
Lloyd, tembel kıçını kaldır da böylece prova yapabilelim.
He gave it a LD. Lazy Doodle.
Kesinlikle tembel işi yaptı.
Man, she's so lazy. - Yeah. - I wish I could help you out, but...
Tanrım, çok tembel.
You're lazy, you're sloppy, and unbelievably, you're fat.
Tembelsiniz, özensizsiniz ve inanılır gibi değil, şişmansınız.
You're too stupid to stand up for yourselves, too lazy to care about anyone but you!
Hakkınızı savunacak kadar aklınız bile yok. Kendinizden başka kimseyi önemseyecek kadar tembelsiniz!
We're stupid, lazy and unpopular.
Biz aptal, tembel ve sevilmeyen insanlar olabiliriz.
I said get up, you lazy mongrel!
Kalk dedim, seni tembel melez!
Bunch of scum, lazy.
Hepsi işe yaramaz ve tembeller.
Lazy bum.
Tembel herif.
It's lazy and it has no class, but it's not hard.
Küçük düşürüyor ve tam tembel işi ama küfür etmek zor değil.
Lazy-Eye?
Tembel Göz.
Lazy-Eye, no, but you know what, we're actually in the middle of something here, in case you didn't notice.
Tembel Göz, hayır, bilmem farkında mısın ama şu anda bir şeyin tam ortasındayız.
Lazy-Eye?
Tembel Göz?
You can't be lazy.
- Tembellik yapamazsın.
I don't wanna be lazy.
- Tembellik yapmak istemiyorum.
You cannot be lazy.
Tembellik yapamazsın.
I won't be lazy.
Tembellik yapmayacağım.
Their Christian mothers were lazy perhaps
Hırıstiyan anneleri tembeldi belki.
There's that place I told you about in the French Quarter, but it's swarming with lazy French people.
Fransız Quarter'da sana bahsettiğim yer var...,... ama bir sürü Fransızla dolup taşıyor.
You ain't got no drive, just some misguided notion, but you're too fucking lazy to see it through.
İçinde o dürtü yok sadece yanlış yönlendirilmiş bir düşüncen var ama bunu görebilmek için bile fazlasıyla uyuşuksun.
What a lazy piece of crap.
Tembel herif.
I'll show you what downward ski is all about lazy.
Sana bayır aşağı kaymanın ne demek olduğunu göstereceğim.
Not because we lazy.
Tembel olduğumuzdan değil.
Get lazy and even the lame ones can splatter you.
Tembelleşirsen, ezikler bile seni ezebilir.
Uh, I'm a moderately lazy Scotsman.
ılımlı ve tembel bir iskoçyalıyım.
Lazy cancerous fucks.
Tembel kanserli ibneler.
... and you clearly just sat there on your lazy ass the money will be split differently.
... ve sende açık bir şekilde orada öylece kıçının üzerinde oturduğuna göre para farklı bir şekilde dağıtılacak.
Your answer were lazy.
Cevaplar çok basitti.
Someone in class said Arabs are lazy.
Sınıftan birisi Arapların tembel olduklarını söyledi.
That shit is lazy.
Bu bok çok haylaz.
He was a lazy-ass thief, so you took care of him.
Andaval bir hırsız olduğundan sen de icabına baktın.
I don't like lazy cops.
Tembel polisleri sevmem de.
Should use the "Lazy tie clothes"!
"Kirli elbiselerden kurtulma"! kullanılabilir.
I'M VERY LAZY PERSON.
Ben çok tembel biriyim.
Lazy eye.
Tembel gözlü.
Augustino's not looking at the lazy eye.
Augustino tembel gözüne bakmıyor.
Actually, more for lazy parents.
Aslında daha çok tembel aileler için.
You're lazy and passive and entitled and- -
Uyuşuksun, pasifsin ve bir namın var...
You're out of shape, you're constantly late, and when you're not too busy texting, you're complaining about the choreography you're too lazy to learn.
Formda değilsiniz, devamlı geç kalıyorsunuz, ve mesaj atmakla meşgul değilken de koreografi hakkında şikâyet ediyorsunuz çünkü öğrenemeyecek kadar tembelsiniz.
Lazy idiots, your leader Will Schuester has informed me that my teaching methods are harsh and too extreme.
Tembel aptallar, lideriniz Will Schuester eğitim tekniğimin çok sert ve aşırı olduğu bilgisini bana verdi.
Why don't you just embrace that lazy, horribly treacly style of teaching and assign them a famous album?
Neden tembel ve son derece vıcık, vıcık olan öğretme stilini benimseyip... -... çok meşhur bir albüm ödevi ver.
And if there's one thing I enjoy more than punishing you lazy idiots... it's rewarding you for being slightly less lazy and idiotic.
Siz tembel aptalları cezalandırmaktan daha da çok zevk aldığım bir şey varsa o da birazcık daha az tembel ve budala olduğunuz için ödüllendirmektir.
You're just lazy.
- Sadece tembelsin.
You ever see a lazy daisy leaf defaced by honey fungus?
Hiç bal mantarı tarafından tahrif edilmiş tembel papatya yaprağına baktın mı?
That money is just sitting out there underneath my lazy daisies.
O para sadece benim tembel papatyamın altında oturuyor.
With one-sixth gravity, you can work and be lazy at the same time.
Altıda bir yer çekimi sayesinde hem çalışıp hem tembellik yapabiliyorsun.
Here there's no veranda or a room where you can relax and be lazy.
Burada veranda da yok tembellik edip keyfine bakacağın bir oda da yok.
Being lazy in sweats and a ponytail does suit you, and you're not the fancy wedding type.
Eşofmanlarını giyip yerde yuvarlanan düğün isteyecek bir tip olmadığın için.
She'd promised to go with them but her work got busy, she became tired and began feeling lazy.
Onlarla gitmeye söz vermiş ama işi çok yoğun olduğu için çok yorulmuş ve gitmeye üşenmiş.
Get up you lazy bums!
Kalkın, tembel tenekeler!
- Well, you're the lazy motherfucker who can't keep...
- Sen de buna dayanamayan tembel bir orospu çocuğusun.